Akşam yemeğinden hemen sonra makalesi üzerinde çalışmaya karar vermiş ve odasına çıkmıştı. Yaklaşık iki saat süren tempolu bir çalışmadan sonra epey yol kat etmişti. Bu hızla giderse, üç beş güne kalmaz makale bitmiş olacaktı. Şimdiden yayınlanacağı dergide hakkında yazılacakları düşünmeye başlamıştı. "Bir kahve molası fena olmaz." diyerek iki saattir oturduğu sandalyeden keyifle kalktı. Merdivenlerden inip mutfağa doğru yöneliyordu ki, babasının salonda koltuğuna yaslanmış televizyon seyrettiğini gördü.
"Merhaba baba, ben bir kahve alıyorum sen de ister misin?" diye sordu.
"Teşekkür ederim kızım, ben az önce aldım."
Defne'nin gözü bir an televizyondaki habere takıldı. Haber muhabiri canlı yayında heyecanla bir şeyler söylüyordu. Merak etmişti, bir kaç adım atıp yaklaştı.
"(...) Olay yeri polis kordonu altına alındı. Son derece büyük bir kalabalık var, insanlar bir şeyler öğrenebilmek için olay yerine akın etmiş durumda. Emniyet Müdürlüğü'nden edindiğimiz bilgiye göre FBI olaya el koymuş. Otele giriş çıkışlar yasaklandı. Polis hiç kimseyi otele yaklaştırmıyor."
"Bu otel, Park Otel değil mi? Hani şu Washington Meydanı'nın oradaki otel."
"Evet, kızım, bir saattir aynı haberi veriyorlar. Şehirdeki bütün televizyon kanalları otelin önünde... Önemli bir olay olmuş demek ki..."
"Tam olarak ne olmuş baba?"
"Net bir açıklama yok, polisin oteli kordon altına aldığı, FBI'ın olaya el koyduğu falan filan..."
"Bu otel Nathan'ın kaldığı otel Baba, Nathan'a bir şey olmasın?"
"Yok canım olmamıştır, arayıp bir sor istersen."
Defne aceleyle yukarıya çıktı. Telefonunu alarak hızla Nathan'ın numarasını tuşladı. Epey bir süre çalmasına rağmen açan olmadı. Hızla aşağıya, babasının oturduğu salona indi.
"Baba, Nathan'ın telefonu cevap vermiyor." dedi panikle.
"Panik yapma kızım, önemli bir şey yoktur, belki duymuyordur."
"Hayır baba, kesinlikle bir şey var. İki gün önce Nathan'la birlikte otele gitmiştim. Thomas da vardı. Geldikleri günden beri bazı ilginç şeylerle karşılaşmışlar. O gün bodrumda gizli bir geçit bulmuşlardı, ben de ordaydım. Başına bir şey gelmesinden korkuyorum baba, otele gidemez miyiz? Lütfen!"
"Peki, için rahat edecekse gidelim, doğrusu ben de merak ettim şimdi."
Washington Parkı'nın kuzey ucuna geldiklerinde trafiğin kilitlendiğini görmüşlerdi. Kalabalık bir meraklı topluluğu, yağmur altında, canlı yayın ekiplerinin etrafına toplanmış, gelişmeleri yakından takip etmek istiyordu. Otomobili buldukları ilk uygun yere park ettiler. Hızlı adımlarla yayın ekiplerinin olduğu yere doğru yürüdüler. Yağmurun şiddetine rağmen otelin önünde oldukça büyük bir kalabalık toplanmıştı. Baba kız polislerin kordonla kapadıkları otelin girişine doğru yöneldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Karanlık ( Kitap oldu )
FantasyFantastik Korku Romanı, Gençler bu hikaye tam da sizler için, soluksuz okuyacak devamını sabırsızlıkla bekleyeceksiniz... Bir gece en derin uykularınızı uyurken, kendinizi dipsiz bir karanlıkta bulabilirsiniz... Gözlerinizi açtığınızda gördüğünüz s...