Yekta ile aralarında geçen tatsız konuşmadan sonra Zeynep soluğu duşta aldı. İşlev dışı kalan beyninin çözülüp mantıklı düşünmesi için kaynar suyun altında beyaz teni kıpkırmızı kalana kadar durdu. Sonra buz gibi suyu açıp kendine şok etkisi yarattı.
"Aptal! Aptal!" diye söylenip durdu kendine.
Yekta sızdığı gibi kaçıp gitmeliydi buradan. Onunla kalmak şansını arttıracağı için bir süre daha bu takılma işine devam etmeye karar vermişti Zeynep. Bu kararı adamın ilgisi sayesinde vermişti. Sonuçta adam damızlık değildi ki tek seferde nokta atışı yapsın. Hamile kalmak için de her defasında başka bir adamla birlikte olamazdı.
Biraz düşündüğünde midesini kaldırdı bu fikir Zeynep'in. Yekta ile tüm ilkelerini yıkmıştı ama adam ile arasındaki kimyanın etkisi de vardı. Onun varlığını kanıksamamıştı. Tiksinmemişti de... Aksine varlığıyla onu büyülemişti.
Banyonun kapısı tıklatıldığında "Bir dakika," diye seslenip duştan çıktı ve banyoda fazla durmaktan buruş buruş olan bedenini bornoza sarıp kapıyı açtı.
Buhar yüzünden göz gözü görmez olduğundan Zeynep eliyle buharı dağıtmaya çalıştı. Otelin üst düzey havalandırmalarına rağmen her yer duman altı olmuştu. Banyodan odanın içine akın eden buharla bir anlığına geri çekilen Yekta elindeki torbaları Zeynep görsün diye havaya kaldırdı. "Kıyafetlerin geldi."
Zeynep torbaları Yekta'nın elinden alıp minnet dolu bir bakış attı. Islandığı için başak rengini alan sarı saçını kulağının arkasına sıkıştırıp gülümsedi. O an Yekta'nın içinde bir şeyler patladı ve kızgın bir lav gibi kalbinin derinliklerine doğru aktı. Kadının çiçek özlerine bulanmış teni günaha davet ediyordu. Her çiçekten bal almayı kendine huy edinmiş Yekta için yabancı bir his değildi bu ama dışarıdan bakan biri için şapşal bir bal arasından farkı yoktu. Biraz daha yanında durursa planlarını düşünmeden onu tekrar yatağa atabilirdi.
Ne yapacağını bilemeyerek ensesini kaşıdıktan sonra "Sen giyin, ben bekliyorum." Asıl söylemek istediği 'Orada bana da yer var mı?' olmalıydı. Kafayı yiyordu Yekta!
Zeynep onun için seçilen kıyafetleri inceledi. Rahat bir kot pantolon ve düz bebek mavisi bir bluz ile omuz askıları papatya desenleriyle işlenmiş, keten beyaz bir elbise vardı. Etekleri kat kat dizlerine kadar inen elbise çok sevimli dursa da ona yeni gelinlerin balayında giydikleri elbiseleri hatırlattığından elbiseyi seçeneklerin arasından çıkarıp kotu ve bluzu giydi. Saçlarını kurutup, parmaklarıyla şekil verdikten sonra banyodan çıktı.
Yekta odanın diğer ucundaki oturma grubuna oturmuş elinde kahve fincanıyla gazete okuyordu. Zeynep'i fark ettiğinde gazeteyi katlayıp kenara bıraktı.
"Sıhhatler olsun," dedi Yekta. Temkinli bir şekilde ayağa kalkıp sehpada duran bir bardak portakal suyu ile küçük bir kutu uzattı Zeynep'e.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAİN PLAN 🚼
Teen FictionZeynep 27 yaşında hayattan pek beklentisi olmayan genç bir kadındır. Teknik olarak anne, baba ve çocuktan oluşan bir ailesi olduğu halde o ailenin sevgisini tatma fırsatı olmamıştı hiç. Bu nedenle bir tarafı yarımdı. Parçalanmış bir ailede büyüdüğü...