4 - KAÇAK
7 Ay Sonra Günümüz;
Yekta aylar önce yaşadığı olayın şokunu yeni yeni atıyordu üzerinden. Zeynep otelden ayrıldıktan sonra ilk birkaç ay diken üstünde geçmişti. Kızın kaldığı evden çalıştığı yere kadar her yeri didik didik aramıştı fakat onu bulamamıştı. Nasıl olduysa ardında bir toz bile bırakmadan çekip gitmişti. Bütün hava alanlarına ve terminalleri sorgulatmıştı. Zeynep Demirdağ adına bir iki kayıt bulunmuştu. Tabi bulduğu sonuçlar da isim soy isim benzerliği olan başka kişilere aitti. Yani Zeynep hâlâ ülkede, hatta belki de İstanbul'daydı. Ama bulamıyordu işte.
Zihnini kurcalayan bir diğer ayrıntı da Zeynep'in babasının şirketinde stajyerlik yapmış olmasıydı. Şimdi o kız onu kullanmıştı kullanmasına ama bunu ailesinden para koparmak için mi yoksa tamamen tesadüf olarak mı yapmıştı, bilmiyordu. Para için yapmış olmasına ihtimal vermiyordu pek. Yapmış olduğu araştırmalara göre kızın ailesinin durumu yabana atılacak gibi değildi. Babası Çanakkale'nin ileri gelenlerinden biriydi. Ünlü bir armatördü. Tabi Zeynep'in ailesinden ve onların yaşam tarzından izole bir şekilde sade bir hayat sürmesi de ayrı bir ironiydi. Zeynep'i tanıdığını düşünmüştü Yekta ama yanılıyordu. Sabahlara kadar sohbet ettiği o kadın ona masallar anlatmıştı sadece. Gerçek hayatına dair iki üç küçük şey dışında her şey yalandı. Gün geçtikçe kadının o deftere karaladığı saçmalıklara inanmaya başlıyordu. Zeynep'in gözünü kör eden çocuk sevdasıyla hareket ettiği ihtimali mantıklı geliyordu artık.
Şimdi rahattı ama. Küçük şeytan emeline ulaşamamıştı. Hem hamile kalsaydı çoktan kapısını aşındırmaz mıydı? Bir bebeği olacaksa hissederdi değil mi? Yani, öyle olması gerekirdi. Saçmaladığını düşündü Yekta. Bir bebek... Kendisine ait bir bebek fikri onu dehşete düşürüyordu. Peki, öyle değilse Zeynep neden hâlâ ortalıklarda görünmüyordu?
Kapısının tıklatılmasıyla başını defterden kaldırdı ve defteri ceketinin iç cebine attı gelen kişiye gir demeden önce. Nedenini bilmiyordu ama o defterden hâlâ kurtulmamıştı.
"Gel," dediği anda yeni asistanı salına salına ona doğru yürüdü. O günden sonra değişen bir şey varsa o da gece hayatından kısmen de olsa elini eteğini çektiğiydi. Tövbeli değildi ama keskin sınırlar koymuştu kendine Yekta. Kısacası yoğurdu üfleyerek yiyordu.
"Yekta Bey, öğleden sonra bir toplantınız, iki tane de telefon görüşmeniz var. Hatırlatın demiştiniz," dedi kızıl saçlı sekreter. Yekta kızın sütun gibi bacaklarını alıcı gözle inceledikten sonra el hareketiyle çekilmesini emretti. Asistanı onu etkileyememenin verdiği üzüntüyle odayı terk etti.
"Bu geri çevirdiğin bilmem kaçınca fırsat. Böyle gidersen adın iktidarsıza çıkacak Yekta," diye söylendi genç adam. Bu böyle gitmezdi. Zeynep'in üstünde bıraktığı etkiden kurtulmalıydı bir an önce. Bunun yolu da o kızı bulup haddini bildirmekten geçiyordu.
***
Zeynep cephesinde ise durumlar farklıydı. Aylar önce Yekta'nın yanında ayrılırken dehşet içindeydi. Giderken fazla ses çıkarmış olmalıydı ki otelin kapısından çıkar çıkmaz görevliler onu durdurmaya çalışmıştı. Çok şükür ki ucuz kurtulmuştu ellerinden. Fakat eve gittiğinde de yeni bir sürpriz karşılamıştı genç kadını. Çantasına koyduğunu sandığı defteri yoktu. O defteri her şeyiydi. Tüm planları, aptalca hayalleri onun içindeydi. Muhtemelen Yekta'nın odasında düşürmüştü ve eğer Yekta o defteri okuduysa tüm sırları açığa çıkmış demekti. Bu ihtimalden ibaret bile olsa işini şansa bırakmayıp hemen şehri tekrar ettiği için kendinle gurur duyuyordu Zeynep.
Tam yedi ay önce böyle düşünmüştü Zeynep. Planı tıkır tıkır işlemiş, İstanbul'dan sağ salim çıkmıştı fakat bir daha geri dönememişti. Elif'ten almıştı kara haberi. Yekta bizzat kendi gelip Elif'in evine kadar gelip genç kadını sorguya çekmişti ama çok şükür ki yerini öğrenememişti. Bir süre boyunca deniz kenarında dertten tasadan uzak bir şekilde yaşamıştı. Ordu güzel bir şehirdi. Tertemiz bir denizi vardı. Sabahları erken saatlerde deniz kenarında yürüyüş yaparak başlıyordu güne. Daha ne isteyebilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAİN PLAN 🚼
Teen FictionZeynep 27 yaşında hayattan pek beklentisi olmayan genç bir kadındır. Teknik olarak anne, baba ve çocuktan oluşan bir ailesi olduğu halde o ailenin sevgisini tatma fırsatı olmamıştı hiç. Bu nedenle bir tarafı yarımdı. Parçalanmış bir ailede büyüdüğü...