KALBİM SENİ BIRAKMAZ (Tamamlandı)

3-Umut Balon Gibidir

  Bir nevi geçiş bölümüdür.Umarım beğenirsiniz..

'2017 her açıdan bolluk bereket dolu bir yıl olsun. Tüm kötü kalplerin temizlendiği ,temiz kalplerin huzurla dolduğu bir yıl olsun inşallah !'

İYİ OKUMALAR ;)

Bütün bir hafta o kadar hareketli geçmişti ki öğle vakitlerinde yorgunluktan bitap düşüyordum.. Ahu'yla uzun bir konuşma yapmış ve sonunda afetmiştim onu..

Asistanımın bilgilendirmesiyle öğle yemeği için şirketten çıktım önemli bir lansmana hazırlanmam gerekiyordu..Ama düşünmem gereken bir konu daha vardı...Sanırım artık kararımı Ahu'ya bildirmem gerekiyordu..

Toplantı bitiminde yorgunluğum sanki ikiye katlandı..Ruhsal açıdan olma olasılığı daha yüksekti tabi..İçimde garip bi heyecan ve buna karışan bir hüzün vardı..Ben artık buna bir anlam veremiyordum..

Yemek bittiğinde direk holdinge geçtim.Durumu rapor etttikten sonra 'Hancı Holding'e geçmeliydim.Bugün bu işi bitirirsem kafamın daha rahat olacağından emindim artık..

Uzun zamandır önünden bile geçmediğim yere şimdi iş görüşmesi için gelmem de ayrı bir ironi oysa ki..

"Hoş geldiniz efendim.."

"Hoş bulduk.."

Hala anlayabilmiş değilim bu holdingdekilerin bana karşı bu kadar el pençe divan olmalarını..Evet..Belki Ateş fazla despot davrandığı için bana da hep ona nasıllarsa öyle yaklaştılar ama şuan bu o kadar anlamsız geliyor ki..'Düşünme onu Hayat o yok,olmayacak da..'

"Ahu müsait mi acaba ?"

"Aslında biriyle görüşüyor..Ama sizin içeri girmenizin sakıncası olacağını zannetmiyorum.."

"Peki o zaman..Kolay gelsin.." bir tebessümle sözlerimin karşılığını aldıktan sonra kapıyı çalıp içeriye girdim ;

"Ahu ?..İçerde ki odada mısın ?"

"Ah..Şey..Evet canım...Sen otur bende geliyorum.."

"Hey içerde biri varsa ve müsait değilsen gidebilirim bayan.." nedendir bilmem ama sanırım yaptığım imayı anladı..Bu surat başka türlü kızarmaz ;

"Tamam tamam utanma hemen..Genç bir kadınsın ve güzelsin de tabiki hayatında birileri olacaktır...Hata bende habersiz geldim.."

"Imm..Şey saçmalama otur lütfen içerde kimse yok. Sadece..Üstüme kahve döktüm de..Ondan yani"

"Tabi canım öyledir bekliyorum...Ama acele edersen sevinirim.Fırat'a yemek hazırlamam lazım..Sözüm var.."

"Ayhh..kolum"

"Ahu korkmaya başladım..Bir yere mi vurdun kolunu.."

"Ah kolumu dolaba çarptım.."

"Anladım.Ahu..ben şu iş için konuşmaya gelmiştim aslında.."

 Ben bunu söylerken Ahu yavaşça odadan çıktı.Ama kapıyı kapatmadan içeriye çekingen bir bakış attığı da su götürmez bir gerçekti..

"Ne karar verdin..Yani bizimle misin ?"

"Bir karar verdim..Ama beni huzursuz eden bişeyler var..Yine de sanırım sana yardım etmek istiyorum..O yüzden de burada kalıcam..Tabi teklifin hala geçerliyse.."

"Biliyordum bunu..Yaşasın..Abi.."

Bu konun Ateş'le ne ilgisi vardı allah aşkına..

"Abi ? derken..Ateş'le alakalı bir durum yok şuan da.."

"Ah tabi ki öyle Hayat..Sadece ağzımdan çıkıverdi.."

"Onunla alakalı hiç bişeyi benimle yan yana da olsa anmazsan sevinirim..Artık adını duymak dahi bomboş hissettiriyor..Her neyse zamanımı boşa harcamamalıyım...Fırat beni öldürmeden gitsem iyi olacak.."

.................

Kadın her kelimesinin bir kurşun misali acıttığını bilmeden..Hala ona aşık olan adamı da yakarak gitmişti..

Ateş her sözünde daha derinden hissetmişti kaybolmuşluğu..Nasıl anlatacaktı ona..Nasıl diyecekti ki ; Ahu'nun ikizini ,diğer yanımı bulmak için seni bırakmak zorunda kaldım diye..O ölmesin diye aylarca dua ettiğini,yoğun bakımda sabahladığını,kardeşinin ölümden döndüğünü,kardeşini bulmak için sevdiğini bırakmak zorunda kaldığını,her olumsuz haber de sinir krizleri geçirdiğini ona nasıl anlatacaktı..'Anlatsam dahi bana iyi ki gitmişsin mi diyecek sanki ?!'..

'Onsuzluğun nefessiz kalmaktan farkı olmadığını nasıl anlatacağım ona Allah'ım,her gün adım gibi ateş olup küle döndüğümü nasıl anlatacağım..Sen bana yardım et Allah'ım onu tekrar 'ben' yapabilmem için bana güç ver.

'Umut bir balon gibiydi sıkı tuttuğunda uçup gitmezdi,ama elini biraz gevşettiğinde balon gökyüzünde süzülür bilinmezlik içinde kaybolurdu..'Aynı biz gibi'..

...................

Eve geldiğimde direk mutfağa attım kendimi,malum Fırat'a rezil olmak hiç hoş değil..

Yemekler bir saat içinde anca bitmişti,hemen balkonda ki masayı hazırladım ve Biricik'e Fırat'ı çağırmasını söyleyip odama geçtim,üzerimi kokladığımda yemek koktuğumu fark etmemle kendimi banyoya atmam bir oldu..Kısa bir duştan sonra ayırdığım elbiseyi giyinip salona geçtim..

"Kızım,dayın nerede ?"

"Anne üstünü çıkaycakmış yeni seyley dinicekmis"

"Tamam annecim,gel dayın gelene kadar oturalım birazcık..."

"Anne..At binmeye didelim mi yayın dayım dötürmüştü ya bi keyem bissüyü büyük oyman vaydı sonya da piknik yapayız olmas mı annecim..Yoyul olsun yüppen.."

"Olur tabi annecim..ama önce halana haber vermeliyim.."

"Hmm yiye halama diyos ki o da mı delcek.." kocaman gözlerini sonuna kadar açmış vereceğim cevabı bekliyordu, meleğim..

"Halanla çalışıyorum artık annecim..O yüzden.."

"O saman tamam..Ayada beni de dötüy oyaya halamla otuyuyum hep susayım.."

"Buna sonra karar verelim mi prenses...Bak zil çaldı koş kapıyı aç.."

"Anne bu dayım deyiy ki...Bu.."