Merhabalar !
Nasılsınız ? Haftanız nasıl geçti ?
Her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim ; Yorumlamaktan çekinmeyin...Beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin..Unutmayın ki sizlerin bir kere yıldıza basması bizler için ilham meleklerinin uçuşmasını sağlıyor.
Bölüm ithafı Arzu ve Fırat'a da bölüm gelsin diyen ozlemkvrm 'a ve tüm okurlara gelsin..
Aramıza yeni katılanlar HOŞGELDİNİZ ,ne iyi ettiniz de geldiniz ;)
Yokluğunuz benden uzak olsun..
İYİ OKUMALAR ;
..............................
İki hafta geçmişti tüm o kargaşanın,acının,hüznün üzerinden..Bu iki hafta içinde Demir Bey ve Nergis Hanımların evine misafir olmuştuk..Hem Demir Beyin durumu hem de Ateş'in durumu bir an da kötüleşince aklımıza daha mantıklı bir yol gelmemişti.
Demir Bey hastaneye kaldırıldıktan iki gün sonra gözlerini açmıştı..Kalp damarlarında tıkanıklık olmasından ötürü iki haftadır da sıkı gözetim altındaydı.Ateş ise hepimiz sevindiğimiz an da büyük bir yıkıma kurban etmişti bizi. O an ki korkumu anlatmaya dağarcığımda ki kelimeler yetmez,Ateş'e bir şey olacak korkusu ise ne denli yaktı içimi bilinmez..
Doktorlar apar topar Ateş'i muayene ederken James da onlara direktifler vermiş ve Ateş'in uyutulmasını sağlamıştı..Neyse ki 24 saati geçmeden Ateş gözlerini açmıştı..Fakat o uyurken bünyem bunu daha fazla kaldıramamış ve bende minik bir baygınlık yaşamıştım.Tabi ki bunu Ateş'ten saklıyordum.Çünkü biliyorum ki eğer öğrenirse hasta yatağından o kalkar yerine beni yatırırdı.
Şimdi ise iki haftadır Ateş'le bana verilen odada cam kenarında ki koltukta evin bahçesini izleyerek derin derin soluyordum havayı..Ateş'i zorla uyutmayı başarmış o uyurken bende kendi düşünce dünyamdan bir çıkış bulmaya çabalar olmuştum..
Biricik iki gündür ısrarla Ateş'le vakit geçirmek istiyordu ve ona ne kadar hak versem de ne yazık ki buna izin veremiyordum.O da haklıydı yıllarca babasını görmemiş baba kelimesinden mahrum kalmıştı..Tam babası geldi biraz vakit geçirecek derken yine babasından mahrum kalıyordu..Şimdi ise ısrar etmekten yorulmuş olacak ki evin kaçağı Ahu'yla beraber gezmeye gitmişlerdi..Tabi nereye gittikleri meçhul..
.........................
İki haftadır ne zaman düştüğümü hissetsem elimden tutup göğe çıkarmıştı varlığımı...Hani denir ya ; 'İnsan en çok dar günde ihtiyaç duyar çevresindekilere' diye Fırat'ın varlığı nefes almamı sağlıyordu resmen...Özgür hissettiriyordu..Hüznün,kederin üzerine yeni çiçeklenmiş bahar dalları ekiyordu..İki haftadır nefes aldığımı hissettiriyordu bana..Ne kadar güzeldir sevdiğiniz adamdan sevgi görmek..
Onu ilk gördüğümde nasıl da ritmi bozulmuştu kalbimin..Yıllardır kimsenin yapamadığını Hayat'a sırıtan Fırat başarmış ve bir an da girivermişti kalbimin derin kuytularına...O gün ilk tomurcukları atılmıştı kalbime sevdanın sonra sonra o tomurcuk filizlendi allanıp pullanıp kalbimde tahtını kurdu..Türk filmlerini de ki kadın karakterler gibi kendimi sahnenin ortasına atıp 'O kadar mesudum ki' diye bağırsam herkese sevgimi haykırsam yetmezmiş gibi geliyordu son zamanlarda..
Sevmek çok güzel..Birini sevmek nefes almak gibi.Hele bir de karşında ki seni seviyorsa tadından yenmiyor..Sevgi binlerce kitaba konu olmuş milyonlarca kelimelerle anlatılmıştı..Fakat yaşadıklarım resmen kelimelerin gereksizliğini vurguluyordu bana..
Şuan da ise Biricik sayesinde evden kaçmış 'Sevdiğim Bey'e' gidiyordum..
"Halası biş yere didiyos allah aşkına ya.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİ BIRAKMAZ (Tamamlandı)
RomanceAteş Hancıoğlu ; Gitmek zorunda kalmıştı sevdiği kadından,tanımadığı kızından.. Hayat Hancıoğlu ; Kalmak zorundaydı,sevdiği adamın ardından,onun bıraktığı hediyeyle dimdik ayakta kalmak zorundaydı. Bir adam kendi elleriyle yıktığı aşkın duvarl...