Merhabalar !
İki haftadır bölüm yükleyemedim ve bu durum muhakkak ki sizi rahatsız etti.Çünkü bende bir hikayeye başladığımda böyle şeyleri hiç sevmem..Aksine her şeyin kusursuz olmasını isterim.Fakat hastalık denilen meret vücudu sardığında izin istemiyor ne yazık ki ! Geçen hafta benim için tam bir fiyaskoydu..Tansiyonum yerlerde sürünürken ateşim nirvanaya hızla adımlıyordu sanırım..Acile gidip iğne vurulduğum an en azından kendime gelebildim.Fakat aksilikler peşimi bırakmadı ve tam ben iyileştim derken annem çok ağır bir şekilde hastalandı.Evin büyük kızı olmak kolay değil malumunuz.Hem ev işleri hem kardeşlerim hemde anneme bakmakla geçen iki haftayla tabiri caizse ağzım açık yatağa düşüyordum ve kendime ayırdığım zaman dilimi çok kısıtlı oluyordu.Ama çok şükür şuan da çok iyiyiz..Doğum günümde bu iki hastalık arasında kaynamasaydı inanın size güzel bir bölüm atabilirdim.Uzun lafın kısası beklettiğim için beni affedin.
Rica ediyorum yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin.Unutmayın ki onlar bize ilham veriyor :)
Hikayeyi yazmaya başladığımdan beri yazılmış en uzun bölümle sizlerleyim..
Bu bölümün ithafı geçen hafta yorumlarıyla bana umut olan,mutluluk aşılayan minik Azra'nın annesine ; @HlyaDemir523 'e ve tüm okurlara gelsin..
Yeni gelenler HOŞ GELDİNİZ ne iyi ettiniz de geldiniz..
Bu arada sizler nasılsınız biraz da sizleri dinleyeyim..Malum iki hafta ayrı kaldık özledim sizlerle konuşmayı :)
Sosyal medya hesabım ;https://www.instagram.com
Yokluğunuz benden uzak olsun..
İYİ OKUMALAR ;
.....................................
Günler hızlı geçiyordu daha şimdiden toparlanıvermişti Demir Bey ve Ateş..Evdeki hüzün yas karışımı hava dağılmış yerini huzur kokan muhabbetlere bırakmıştı..
Huzur kokan derken neyi mi kast ettim ? Bir kere üç kardeş aynı çerçeveden hayata el sallıyordu..Yıllarca gözünün yaşı dinmemiş bir anne mutluluk göz yaşını ilk defa akıtıyordu..Acabalarla yaşayan bir baba iki evladına eklenen üçüncü evlat kokusuyla misler gibi yaşıyordu..Bunlar huzurdu işte..Hani şu milyarlar verip almaya kalksanız paranızın,gücünüzün yetmeyeceği en yegane şey..
Biricik Arzu ve Ahu'yu ilk gördüğünde o minik elleri şaşkınlıktan ağzını çevrelemiş,minicik ela gözleri göz bebeklerinden fırlamış melül melül süzmüştü ikisini en sonunda işin içinden çıkamamış sinirlenip bana çevirmişti oklarını 'Anne...Ben daha çüçüyüm içki de içemem yeden halamdan iki tane göyüyoyum' diye çığlık atarcasına söylenmişti.
İçinde yer aldığım tablo bana umut veren,hayran bırakan cinstendi..Bir yanımda sevdiğim adam ve onun sığınmaktan bıkmayacağım sıcacık kolları bir yanımda evlat kelimesinin hakkını vererek bana yaşatan minik kızım Biricik'im...
Mutluluk benim nazarımda üç kişilikti..
..........................
Yanıma oturmuş huzurla evdekileri,ailemi,ailemizi izleyen Hayat'a bakıyordum nasıl da güzeldi..Gözlerinin içi gülüyordu mutluluktan...Tek tek herkesin üzerinde gezdirdim bakışlarımı Ahu annemle babamın arasına sıkışmış Arzu'ya çocukluğunu anlatıyor anne ve babamızı şikayet ediyor ve bizimkilerden aldığı ters bakışlara rağmen mimikleriyle de olayı tasdikliyordu..Arzu ise babamın ve James'ın ortasına oturmuş bir yandan ikisinin sohbetine ortak oluyor bir yandan da Ahu'nun anlattıklarına kahkahalarıyla buruk bakan gözleriyle eşlik ediyordu..Mutlu oluyorduk yavaş yavaş her şey eskisinden daha iyi olmak için birikiyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SENİ BIRAKMAZ (Tamamlandı)
RomanceAteş Hancıoğlu ; Gitmek zorunda kalmıştı sevdiği kadından,tanımadığı kızından.. Hayat Hancıoğlu ; Kalmak zorundaydı,sevdiği adamın ardından,onun bıraktığı hediyeyle dimdik ayakta kalmak zorundaydı. Bir adam kendi elleriyle yıktığı aşkın duvarl...