27-Çamurdan Eller

8.6K 524 67
                                    

Geç kalmış ve finaline sayılı bölümler kalan bir KSB 'dan tüm sevenlere MERHABA'lar efenim :)

Keyifler yerinde inşallah ;)

Hastalıktı,cenazeydi,üniversite tercihiydi derken dolu dolu geçen iki haftayı ardımda bıraktım ve size geldim..İyi etmiş miyim ? :)

Bu arada yeni katılan gönlü güzellerim hepiniz HOŞ GELDİNİZ,iyi ki geldiniz..Ne iyi ettiniz..

Yokluğunuz benden uzak olsun.

Hatam varsa affola..

İYİ OKUMALAR ;

.........................

Buraya geleli çok kısa bir zaman olmasına rağmen yine eskisi gibi hissetmekten alamıyordum kendimi..Evde ki herkes hiç gitmemişim o kadar olay hiç yaşanmamış gibi kucak açıp sarıp sarmalamıştı beni.Yalnızca Ahu biraz çekimser davranıyordu.Ateş ise sanki her şey yolundaymış gibi ev halkına ayak uydurup sarıp sarmalıyordu beni.Tabi bu kelimeyi ruhen geçerli sayıyordum.Yine suskundum..Evde ki herkesle konuşuyor olsam da Ateş'le ve Ahu'yla konuşabilecek cesarete sahip değildim.

Bugün büyük bir kalabalık mevcuttu evde ama tabi ki bana iş yaptıran kimse yoktu.Sanırım bunda da en büyük etken Ateş'in insanları tehdit edercesine konuşmasıydı.Kalabalığın nedeniyse aylardır hazırlandığımız 'Hüzün Dalgası'nın lansmanı bugündü.Ne kadar kimseyle konuşmuyor olsam da hatta ve hatta Ahu'yla ve Ateş'le aram bozuk olsa da devam eden bir patron çalışan ilişkimiz vardı.

Emoş'la kaldığım süre boyunca dilimi susturup kalbimi çalıştırmış ve kalbimden dudaklarıma dökülenleri kağıt üzerinde şekillendirmiştim.Ortaya çıkan sonuçlardan ise oldukça memnundum.Ruh halime bürünen taşları hissederken yaşadığım buruk bir mutluluğu da ortak etmiştim kalemime..Şimdiyse o büyük gün gelip çatmıştı.

Lansmanın yapılacağı yer şirketin hemen yan tarafında bulunan bir otelin konferans salonu olarak seçilmişti.Bu muntazam seçimde Arzu'nun hakkını yiyemezdim.Gerçekten başarılı bir iş çıkartmıştı.Çünkü otelin konferans salonunu diğer tüm konferans salonlarından ayıran onlarca farklılık vardı.Bunlardan en belirgin olanlarıysa ; sinema salonunu andıran hiç bir parçaya yer verilmemiş olmasıydı.Mesela koltuklar arka arkaya sıralanmamış tam tersine loca şeklinde yerleştirilmişti.Her locanın önünde minik sehpayı andıran değişik renklerde ki masalar yer almıştı.En önemlisi ise sahneydi sanırım.Sahne kısmını tam locaların ortasına konumlandırıp 360 derece dönerek sunum yapılmasını sağlayacak hale getirmişlerdi.Bu sahne kısmında Ateş ve Ahu konuşma yaparken yeni tasarım ürünlerimiz mankenler üzerinde sahne de yerini alacaktı.

Düşündüklerim sayesinde heyecanım katmerlenirken karnımda ki hareketlenmeyi hissederek kasılıp kalmıştım.Sanırım miniğim ortada çok dolandığımı düşünmüş ve 'Anne yalvarırım artık otur.' demenin farklı teorilerini üretiyordu..Karnımda ki hareketlilikle bir kez daha kasıldığımda gerçekten bir şeyleri ciddiye almam gerektiğini düşünürek yavaşça yukarı çıkan merdivenlere ilerledim.Tam yukarı çıkarken bacaklarıma bir şeyin dediğini hissederek kafamı aşağı indirdim ve gördüğüm yüz tüm kasılmalarımı unutup deli gibi kahkaha atma isteği uyandırdı.

Biricik ellerine ve burnuna bulaşmış olan çamurla ters ters yüzüme bakıyor ve o koca ela gözlerini devirerek homurdanıyordu.

"Annesi yeden gülüyoysun ki Allah'ın aşkısına ya...Hiş demiyoy musun benim kışıma biy şey oldu mu diye..Bak bahçe de çiçekleri sularken yeye düştüm buynum ağyıdı.Ama sen hiş demiyoysun ki kışım şana ye oldu ? diye.."

Ağzımı açıp tek kelam etmeme izin vermeden sıraladıklarıyla büyük bir kahkaha patlatmaya engel olamamıştım ne yazık ki..O kadar şirin bir görüntüsü vardı ki şuan da.Ben Biricik'e bakıp gülerken arkadan birisi beni kendine yaslayıp..

KALBİM SENİ BIRAKMAZ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin