Pearl 2 Kasım sabahı her zamanki gibi erkenden uyanmıştı.Kıyafetlerini değiştirip Doktor Benson ile görüşmeye gitti.Onu bekleme odasına alıp hemşirelerden birini başına diktiler.Bu stajyer hemşire Pearl'ün aksine fazla konuşkan bir insandı.Durmadan soru soruyordu.Pearl birkaç dakikalığına onu duymamazlıktan geldi.Daha sonra hemşire haddini aşacak kadar çok konuşmaya başlayınca Pearl kafasını ona doğru çevirmek zorunda kaldı.
Hemşire ağızındaki sakızı şişirip şişirip patlatmaya devam ederken Pearl'e bakıp "Henüz on altı yaşındaki bir kızın buralarda sürünmesi çok dramatik."dedi.Ve konuşmaya devam etti.
"Ben lisedeyken çok popüler değildim.Aslında tam bir eziktim.Sen lisede nasıldın?Bence iyi bir lise hayatı olan kimse buraya gelmez de,neyse.
Buradakiler senin hakkında çok konuşuyor.Her gün doktorların seninle ilgili şeyler söylediğini duyuyoruz.Ki bu normal.Asıl önemli olan neden hastaların senin hakkında konuştukları...Geçenlerde kafeteryada bazı şeyler duydum.Okuldaki hoşlandığın bir çocuk mu ne varmış herhalde.Ona güvenmişsin falan.Sonra o seni balo gecesinde herkesin ortasında terketmiş.Sen yalvarmışsın falan."
Şarışın hemşire konuşmaya devam ederken Pearl gözlerini sımsıkı kapadı.Tüm anılar gözünün önünde canlanırken dişlerini gıcırdattı.Artık acı duymak istemiyordu ama kendisini zorlamanın anlamı yoktu.Çünkü acı hissedilmeyi talep ederdi*.
"O gece yağmur yağıyormuş diye duydum..."
Pearl ürperdi.
"Elbiseleriniz mahvolmuştur herhalde.Neyse işte çocuk kızın birinden hoşlanıyormuş."
Larissa ve Luther'ı gördü Pearl gözlerindeki o karanlıkta.
"Kız senin hoşlandığın çocuğu kandırıp yalanlar söylemeye devam ederken sen ağlamaya başlamışsın."
Gözleri yanmaya başlamıştı Pearl'ün ama yapabildiği kadar dayanmak istiyordu.Acıyı itmeye çalışıyordu.Hemşire konuşmaya devam etti.Bir yandan da önündeki formları doldurup sakızını patlatıyordu.
"Sonra sen çocuğa yalvarmışsın falan beni bırakma diye."
Pearl çığlık atmak istese de susmayı denemişti.
"Ama kimse seni dinlememiş.Aşık olduğun adam gözlerinin önünde sürtüğün tekiyle ülkenin diğer ucuna gitmiş.Ve sen de buraya postalanmışsın."
Pearl yumruklarını da sıkarken sol gözünden bir yaş gelmişti.Doktor Benson'ın odasından çıkıp"Hey,Pearl."demesiyle Pearl gözlerini açıp gerçek dünyaya dönmüştü.Yanağından süzülen yaşı silip hızla ayağa kalkmıştı.Bir saniye kadar sonra odasına doğru koşmaya başladı.Doktor Benson arkasından bağırsa bile Pearl ağlayarak alt kat merdivenlerinden inmeye devam etti.Merdivenlerin başında elinde birkaç kağıt olan birine çarpmıştı ama gözlerinde yaşlar biriktiği için önünü de,kime çarptığını da tam göremiyordu.
Pearl odasının kapısına kadar koştu ve kapı kolunu tutup itti.Ama kapısı kilitliydi.Emin olmak için numaraya baktı.102 numaralı hasta odası.Doğruydu.Pearl kapıyı açmayı denedi,birkaç kez daha zorladı ama işe yaramıyordu.Çaresizce kapının önüne oturdu.Dizlerini karnına çekti ve kafasını eğip sessizce ağlamaya başladı.Pearl'ün odasının olduğu katta genellikle stajyerler olurdu ve hepsi Pearl'ün umutsuz vaka olduğunu düşündüğü için,görünmez gibi bir şey haline gelmişti.Bunun rahatlığıyla doya doya ağladı Pearl.
Yaklaşık bir saat sonra Pearl sakinleştiğinde,koridorun başında teyzesi Maggie'yi gördü.Hemen tekrar kafasını eğdi ve Maggie'nin onu görmemesi için dua etmeye başladı.Ama zaten onun buraya geliş amacı Pearl'dü.Birkaç dakika geçmeden Maggie'nin her zamanki sert tavrıyla"Pearl,"diyişi duyuldu.Pearl tek kelime etmeden kafasını kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Tımarhaneden Yazıyorum..." #Wattys2018
ChickLit"Sanırım bu benim doğumumdan ölümüme kadar yaşadıklarım arasından,size anlatabileceğim en iyi beş yılım.Lise hayatında yaşadığım şeylerden rehabilitasyonda ve Newark'ta edindiğim tüm tecrübeler,kazalar,yalanlar,hisler,hüzünler ve kahkahalara kadar o...