Bölüm 4:"Sadece Arkadaş"

641 44 14
                                    

Gülümseyerek okul kapısından girerken birkaç kişiye gülümseyip selam verdim.Kim oldukları hakkında ufacık bir fikrim bile yoktu.Ama iyi bir insan olmak istiyordum.Sıradan bir gülümseme=İsa'nın katında fazladan iyilik puanı!

Şaka ediyorum.Tabii ki sadece öylesine onlara selam vermiştim.Şu İsa denilen koca hergelenin ne düşündüğü umrumda bile değildi.Tamam,itiraf etmeliyim ki geceleri karanlıktan korktuğum zaman biraz umrumda oluyordu.Ama koyu Katolik ailemin aksine ben pek de dindar değildim.

Dini düşüncelerimi beynimin çöp kutusuna atarken,okul bahçemizi süsleyen o muhteşem şeye baktım.Çiçekler değil;Luther,sizi ahmaklar!

Dudaklarım istemsizce yukarı doğru kıvrılırken,o ana kadar fark edemediğim,çok da önemli olmayan bir şeyi farketmiştim.Luther'ın boynuna sömürürcesine yapışan güzel fizikli sevgilisini.

Ah,hadi ama?Okulda mı yapacaksınız yani?Herkesin ortasında?

Kaşlarımı istemsizce çatarken kafamı yere eğip yaptıkları iğrenç şeyi görmemek için gözlerimi onlardan kaçırmıştım.

Onu kıskanıyorsun Pearl.Deli gibi kıskanıyorsun.Senin erkeğine dokunduğu için o kızdan da nefret ediyorsun.

İç sesimle sıkı bir tartışmaya girmeden önce,Luther ve sevgilisine kendimi fark ettirmeden okul binasına ulaşmam gerekiyordu.Beni görürlerse,yaptıkları iğrenç şeye son verirlerdi belki ama daha kötüsünü yapıp benimle sohbet ederlerdi.Luther,kız arkadaşı -Sürtükler Diyarı'nın kraliçesi Larissa- ile en yakın arkadaşının -ki bu da ben oluyordum- anlaşamamasından rahatsızlık duyuyordu.İkimizi de sevdiğini biliyordum.Beni o anlamda olmasa da seviyordu.Arkadaş olarak.Bu bile bana yeterdi.Başka birine aşık olmasına alışmıştım ama gözlerimin önünde ona gerçekten değer vermeyen bir kızın onu öpüp koklaması,sinirime dokunuyordu.Bu nedenle ikisinin bulunduğu ortamlarda bulunmamaya çalışıyordum.

Adımlarımı hızlandırıp boyası eskimiş olan sarı binaya doğru yöneldiğim sırada Larissa kirli dudaklarını Luther'ın masum boynundan çekmişti.Onlar kıkırdamaya başladığı sırada midemin bulanmasına aldırmadan kapıya yaklaşmıştım.Bunu başabilirdim.

Ah teşekkürler Tanrım!

"Hey,Pearl!"

Luther'ın sesini duymamla durup gözlerimi kapattım.

Tanrım!Ben sana o kadar dua ediyorum ama sen bana ufacık bir iyiliği bile çok görüyorsun.Pekala koca adam.Seninle sonra görüşeceğiz.

İçimden tanrıya tehditler savurduktan sonra gözlerimi açıp arkamı döndüm.Her zamanki gibi rol yapma zamanım gelmişti.

"Hey,naber?"dedim onlara doğru yürürken.

Luther elini Larissa'nın beline dolamıştı.Larissa ise sanki Luther'ın nazik ellerinin onun belinde olması çok sıradan bir şeymiş gibi elindeki telefonla ilgileniyordu.

Ah,cidden!Bu kız Luther'ı azıcık bile hak etmiyordu.

Gülümsemeye ve onların birbirlerine dokundukları yerlerine bakmamaya çalıştım.

"Harika!Hava güzel,sevgilim yanımda.En yakın dostum yanımda."

Bunu benim canımı acıtmak için değil de Larissa'nın dikkatini çekip biraz bile olsa gülümsemesini sağlamak için söylemişti büyük ihtimalle.Ama ilk seçenek daha ağır basmıştı.Larissa gözlerini elindeki aptal telefondan çekmezken ben, kalbimin sızladığını hissetmiştim.

Ama yine de gülümseyerek "Yalaka şey,"dedim.Doğal davranmak zorundaydım.Luther eğer ondan hoşlandığımı anlarsa,benimle arkadaş olmayı bırakabilirdi.Benimle konuşmamasının ihtimali bile korkunç derecede kötü hissettirirken,gerçeğine dayanamazdım.

"Tımarhaneden Yazıyorum..." #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin