12 Ağustos Salı
Merhaba.
Evet,biliyorum sana çok sık yazamıyorum ama bu lanet tımarhanede yazmaya pek fırsatım olmuyor.
Doktor Benson sürekli yazmamı söylüyor ama yapamıyorum.
Anlatacak bir şeyim yok ki.
Sana buradaki delileri mi anlatayım yani?
Şu dünyada tek arkadaşım olan günlüğüme de buradaki delileri anlatıp onu da kendimden uzaklaştıramam.
-
15 Ağustos Cuma
Merhaba.
Bugün bok gibi bir gün.
Doktor Benson'la olan aptal toplu seyanstan geliyorum ve inan bana bu ölümcül derecede sıkıcıydı.
Bana neden günlüğüme daha sık yazmadığımı sorduğunda ona ilk sayfayı okumasını söyledim.
Güldü.
Ve sonra günlüklerin asla kaçamayacağını ve bizi terk edemeyeceğini söyledi.
Luther gibi.
Aslında Luther ona anlattıklarım yüzünden değil,anlatamadıklarım yüzünden beni terk etti.
Ama her neyse...
Beni terk edemeyeceğin için sana bir şeyler anlatabilirim.
Yani,sanırım birkaç şey yazabilirim bu tımarhaneyle ilgili.
Öncelikle,bu tımarhanede bu tımarhaneye tımarhane demek yasak.
Onlar kibarlık olsun diye "Growfield M.M. Randy Powers Rehabilitasyon Merkezi" diyorlar.
Bense tımarhane olduğunu biliyorum ama kimseyle konuşmadığım için kimseye bunu söylemiyorum.
Oda arkadaşım vardı,Lizzy.
Tatlı bir kızdı.
Uyuşturucu bağımlısı ve hafif deliydi.
Geçen hafta kendini astı.
Eski erkek arkadaşı Jay ona "Senin gibi bir sürtük bunu hak etmişti!"demek için geldiği günün sonrasında sabah kahvaltısı için onu çağırmaya gelmiştim ama odadaki hemşireleri ve Doktor Benson'ın yardımcısı James'ı ağlarken gördüğümde kahvaltı salonuna inip günüme devam ettim.
James'ın neden ağladığını düşündüm.Aslında,Lizzy'yi hiç sevmezdi.Sadece projesi yarım kalacağı için üzülüyor,diye geçirdim içimden.Ona sormamıştım ama büyük ihtimalle öyleydi.Çünkü kimse Lizzy'yi sevmez.
Bu hafta bana yeni bir arkadaş bulamadıklarını söylediler ki bu da benim işime gelir.
-
16 Ağustos Cumartesi
Merhaba olaylarını geçeceğim,pek de sevgili olmayan günlük.Ben senin bildiğin diğer delilere benzemem,çekik gözlü ve sinirliyim ve terk edildim,benimle iyi geçin,olur mu?
Sana ne anlatacağım...
Doktor Benson geçmişi unutmam için hatıra dolu eşyalarımı saklıyor ve iki haftadır aradığım şeyi dün buldum.
Luther'ın fotoğraflarını.
Dün gece herkes uyurken odasına girip aldım.
Bana kızamazsın,tamam mı?Sadece onu özlüyorum.
Çok özlüyorum.
Her neyse.
Fotoğraflardan ikisini alıp geri odama döndüm çünkü birileri görebilirdi ve kat görevlisi Melissa tam bir çatlak ve onun burada nasıl hasta değil de çalışan olarak kaldığına hala akıl erdiremiyorum.
Bugün,iki kez Luther'ın fotoğrafına baktım.
Ne kadar güzel güldüğünü hatırladım.
Sesini unuttum,evet.Ama nerede duysam tanırım.
Beni ziyaret etmesini bekliyorum.
Hala.
Ama gelmiyor.
Terk ettiği deli kızın nasıl olduğunu merak etmiyor ve bu...normal,öyle değil mi?
Herhangi bir insan bile birini sevdiği için terk etmez sonuçta.
Ama ben beklemeye devam ediyorum.
Ve edeceğim.
Çünkü o herhangi biri değil.
O Luther.
Martin Luther Goldberg.
Bir gün geleceğinden eminim.
Ve pişman olacağından da.
Çünkü kötü bir şey yapmadığımı biliyorum.
Sadece geç kalmamasını diliyorum.
Ben onu beklemekten vazgeçmeden gelmesini istiyorum.
Ve evet,çok konuştuğumu biliyorum -ya da yazdığımı.
Ama benim gibi bir geveze için iki ay boyunca sessiz kalmak,inanılmaz sıkıcıydı.
Bu arada,dün annem arayıp beni sevdiğini söyledi.Ben de ona onu sevdiğimi söyledim ve telefon konuşmamızı duyan Doktor Benson ilerleme kaydettiğimi söyledi.
Çünkü annem ne zaman beni arasa sessizce ağlardım.
Artık ağlamıyorum.
Tamam,yalan yok.
Biraz ağlıyorum ama artık daha az ağlıyorum.
Gerçekten.
Ve hala Luther'ı seviyorum.
Bekliyorum.
Ve sevmeye ve beklemeye devam edeceğim.
Sevgiler,
Tımarhaneden Pearl.
-
Garip bir bölüm olmasına rağmen Pearl'ün rehabilitasyon günlüklerinden birkaç sayfa olduğu için sonunda hikayenin adına yakışır bir bölüme kavuştuğunu hissediyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim,esen kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Tımarhaneden Yazıyorum..." #Wattys2018
ספרות לנערות"Sanırım bu benim doğumumdan ölümüme kadar yaşadıklarım arasından,size anlatabileceğim en iyi beş yılım.Lise hayatında yaşadığım şeylerden rehabilitasyonda ve Newark'ta edindiğim tüm tecrübeler,kazalar,yalanlar,hisler,hüzünler ve kahkahalara kadar o...