Bölüm 10:"Delirmenin İlk Adımları"

312 24 20
                                    

Luther’sız 56.günümün sonunda annem yanıma gelip artık odamdan çıkmam gerektiğini söyledi.

“Sürekli bu odadasın biraz dışarı çık!”

“Dışarı çıkmak istemiyorum.”

“Lily ve Clara iki gündür seni arıyor,en azından onlarla bir şeyler yap.”

“Odamda mutluyum ben.”

“Ama biz değiliz.”

“Umrumda değil.”

“Pearl!”

Böylece tartışmayı kaybeden annem,odamdan çıkıp beni sonsuz yalnızlığımla baş başa bırakmış oldu.

Kafamı yastığıma gömüp nefessiz kalmak ve orada sessizce ölmek istedim.Ama lanet ciğerlerim 38.saniyeden sonra pes etti,bu nedenle kafamı kaldırıp nefeslerimi düzenlemeye çalışırken odamı inceledim.Dağınık değildi ama çok da düzenli sayılmazdı.Dokuz yaşında filmini izledikten sonra kitaplarına ayrı,filmlerine ayrı hayranlık duyduğum Harry Potter’ın altıncı kitabı Melez Prens başucumda duruyordu.Kitabın sayfalarını karıştırıp ayracını buldum ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.

Günlerim böyle geçiyordu.Sabah kalkıp keyifsizce yapılan aile kahvaltılarından sonra,babamın somurtkan suratıyla birlikte okula yolculuk ve sonrasında okuldaki aptallar ordusuyla geçirdiğim sonsuz saatler…

Daha sonrasında eve geliyor ve kendimi yatağıma atıyordum.Bayan Solange’in verdiği final ödevini yapmakla uğraşıyordum.Bazen de gitar çalıp şarkı söylüyordum ama bunu çok sık yapmıyordum çünkü biraz çaldıktan sonra kafamda anılar yeşermeye başlıyordu ve ben de bu yüzden gitarı bir kenara bırakıp hüzünle eski fotoğraflara bakıyordum.

Durumumun iyi olmadığı ortadaydı.Ama şu da bir gerçektir ki;bu hallerim yaşayabileceğim depresyon seviyelerinin en hafif haliydi.

Luther’sız 57. Günümün sabahında annem hafta sonu için Coolidge’a gideceğimizi söyledi.Daniel antrenmanlarını aksatmaması gerektiğini anneme anlatmaya çalışıyordu.

“Bu sezon daha iyi olmalıyım.”

Annem ona,zaten çok çalıştığını ve kısa bir tatilin hepimize iyi geleceğini söyledi.Bu nedenle her zamanki gibi Coolidge’a gitmeye can atan Mike ve Sath erkenden hazırlık yapmaya başladı.Bu tatilin gereksiz olduğunu düşündüm ama bir şey söylemedim.

Perşembe günü öğleden sonra saat 02.30 gibi kuzenlerimiz Bella ve Teador geldiler.Birkaç kart oyunu oynadık,film izledik,sonra ben akşam yemeğine katılmadan odama çıktım.Annem misafirlerimize “Pearl nezle olmuş galiba.”yalanını söyledi.Ona göre akrabalarımızın benim ne kadar kötü durumda olduğumu bilmesi gerekmiyordu.

Cuma günü babam işe gitmeyecekti,bu yüzden Robin cosplay çılgını arkadaşları Tedy ve Skyler’ı aradı,onlar da Robin’e bir bisiklet getirdiler.

Robin arkadaşlarıyla bisiklet yolculuğu eşliğinde okula giderken,Daniel’a okula yürüyerek gitmeyi teklif ettim.Ama o koşacağını söyledi.İlk dersi kimyaymış.Bayan Nersburg’tan ek ders alıyormuş.Israr etmedim.Tek başıma yürüyebilirdim.

Çantamın tek kolunu takıp kulaklıklarımı kulaklarıma yerleştirdim.Neredeyse iki aydır hiç bıkmadan dinlediğim o “depresyon için şarkı lisesi”ni başlattım.Jason Walker’dan ‘Everybody Lies’ çalarken evden çıkıp kaldırımda yürümeye başladım.

Çok geçmeden şarkı değişti ve Tori Kelly’den ‘Paper Hearts’ çalmaya başladı.Dalgın gözlerle yürümeye devam ettim.Bir süre sonra Luther’ın hayali yanımda yürümeye başladı.

"Tımarhaneden Yazıyorum..." #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin