➀➄

3.2K 307 64
                                    


Jungkook


       Çoğu zaman olduğu gibi bu gecede uykumun tutmadığı zamandı. Son bir kaç ay içerisinde çok fazla şey değişmişti , oldukça karmaşık düşünceler beni ve beynimi zorluyordu. Üstelik değişen tek şey yaşadığım çevre değildi , gölgelerde bu işin içindeydi ve bunun sebebini öğrenmek için yapmadığım şey kalmamıştı. Ama sonuç bomboştu. Ne bir şey anlamıştım , ne de yapabileceğim şeyi bulabilmiştim. 

      Uykum tutmadığı için şuan banyonun bir köşesine sinmiş oturuyordum. Evde ki en sessiz yer , borulardan geçen suyun sesini saymazsak,  burasıydı ve benim de şuan tam bu sessizliğe ihtiyacım vardı. En azından bir süre yalnız başıma burada oturmak iyi olmuştu.

      Bir süre sonra , oda soğuklaşmaya başladığında oturduğum zeminden kalkarak elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktım. Bay ve Bayan Kim televizyon izliyor olmalıydılar ki alt kattan fısıltı gibi çıkan insan konuşmaları ve hafif bir müzik geliyordu. Koridorda , kafam dalgın bir şekilde , yattığım odaya doğru yürümeye başladım. Kapının önüne geldiğimde her zaman ki gibi içeriden bir ses gelmiyordu. Taehyung çok sessiz , sakin biriydi ve bu nedense beni biraz endişelendiriyordu. 

     Kapının kulpunu aşağı doğru indirdiğimde gözlerim , odanın karanlığında daha iyi görebilmek için kısıldı.  Derin bir nefes alıp ışıkları yaktığımda bakışlarımı Taehyung'a çevirdim. ''Hyung... Bu kadar karanlık bir yerde kitap okumamalısın. Hem ayrıca , nasıl okuyorsun?'' Sorduğum soruyla omuz silkip kitap okumasına kaldığı yerden devam etmek amacıyla bakışlarını kitaba yönlendirdi. Taehyung gerçekten çok garipti ama sanırım onu özel yapan şey bu halleriydi.

     Açık olan perdeleri kapattıktan sonra yatağıma uzanarak yaklaşık bir hafta önce bulduğum kağıdı elime alıp okunabilen durumda olan yazılara tekrardan göz gezdirdim. Bu kağıt gölgeler hakkında bir kaç bilgiyi içeriyordu ve doğrusu bunun normal bir sokak kedisinde ne işi olduğunu hala merak ediyordum. Bu kağıdın şans eseri bana ulaşması mümkün değildi. Ama başka bir ihtimal de şimdilik yoktu. 

      İç çekip kağıdı yatağın yanında duran hırkamın cebine sıkıştırdığımda bu seferde elime telefonumu aldım. Genelde telefonumu pek kullanmazdım çünkü arkadaş diyebileceğim hiçbir kişinin bende numarası yoktu. Sadece Tae'nin numarası kayıtlıydı ki zaten aynı odada olduğumuz için pek kullanmamıştım. Gözlerim telefonun üstünde bulunan saate kaydığında zamanın bu kadar hızlı geçmesi beni oldukça şaşırtmıştı. Saat 02.45 çoktan olmuştu bile. 

      ''Hyung , yatacağın zaman ışığı kapatırsın.'' Esneyerek söylediğimde tam telefonu bırakıyordum ki aniden gelen bir bildirim sesi bakışlarımı tekrardan telefonuma yöneltmeme sebep oldu. Meraklı bir şekilde mesaj kutuma bakarken elbette bu saatte birinin bana mesaj atacağını düşünmüyordum. Ayrıca bana Taehyung dışında da kimse mesaj atmazdı. Fakat beklediğimin aksine mesaj Taehyung'dan değildi. Bu bilinmeyen bir numaraydı. 

      Mesajda 'Ay'ın gökyüzünden inmesine dakikalar kala.' yazıyordu. Doğrusu gülmeden edememiştim çünkü böyle saçma bir mesaj gelmesini beklemiyordum. Telefonumu kapattıktan sonra yastığımın yanına koyacakken aniden yanımda Taehyung'u görmemle korkmuştum. Refleks olarak aniden açılan gözlerim derin bir nefesle yine normale dönmüştü. Tae'nin  yanıma geldiğini ruhum bile duymamıştı. 

     Onun gözlerinin hala benim telefonumda olduğunu anladığımda sordum. ''Mesajı mı g-'' Ben tam soracakken çoktan telefonumu eline almış ve hızlıca şifreyi girip yeni gelen mesajı hemencecik silivermişti. Gerçekten bu hareketle birlikte oldukça şaşırmıştım. Alt üstü saçma bir mesajdı ama o oldukça endişeli bir şekilde mesajı silmişti. Onu da saymazsak , şifremi nasıl biliyordu? Şans eseri görmüş olsa bile şifrem ezberlenecek kadar akılda kalan bir şey değildi.  

Weird Boy :: Vkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin