Diğer Gölgeler (Flashback)
''Asla bunu yapmayacağım! Beyninize yerleştirin artık şunu!'' Karanlık oda Jimin'in bağrışlarıyla dolmuştu. Eli yumrukluydu ve çevresinde duran diğerleri ona yaklaşmaya korkuyordu. Evet , Jimin'in bu tarz konularda sinirlendiğini herkes bilirdi ama bu sinir hiç tahmin etmedikleri kadar büyük olmuştu. Hoseok çekildiği köşesinde burnundan soluyan arkadaşını izledi ve derin bir nefes aldı.
''Bizde yapmak istemiyoruz ama...'' Sinirli gözler kendisine döndüğünde Hoseok sesli bir şekilde yutkunup sözünü devam ettirmedi. ''Ama mı? Siz ne dediğinizin farkında mısınız!? Bir insanı öldürmekten bahsediyoruz. Sadece kendimizi kurtarmak için bir insanı mı öldüreceğiz!? Bu yaptığınız acımasızlık!'' Kısa bir sessizlikten sonra karanlıkta zar zor gözüken Jin ayağa kalktı ve Jimin'i sakinleştirmek için omzunu tuttu. ''Lütfen sakin ol Jimin. Seni anlayabiliyorum ama şuan sinirin hiçbir işe yaramaz.''
Jimin omzunda ki elle birlikte çatık kaşlarını indirmiş , bakışlarını Jin'e yönlendirmişti. Gözlerinde yalvaran bir ifade vardı. ''Lütfen sende onların haklı olduğunu söyleme Jin hyung. Lütfen sende onlar gibi düşündüğünü söyleme.'' Diğerinin umutla bakan gözlerine karşın Jin sadece kafasını eğmek ve bakışlarını kaçırmaktan başka bir şey yapamamıştı. Jimin şok geçiriyor gibi gözüküyordu.
''İnanamıyorum...'' Jimin dolmaya başlayan gözlerini elinin tersiyle sildi. ''Sana inanamıyorum hyung... Halbuki aramızda en merhametli olan sendin.'' Buna karşın kimsenin diyeceği bir şey olmamıştı. Jin tam ağzını açıyordu ki mırıltılı çıkan bir ses onu durdurdu. ''Bırak hyung. Onun anlayacağı yok.'' Bu Suga'ydı. Jin'i yavaşça ittirdi ve ardından gözlerini Jimin'e çevirdikten sonra derin bir nefes aldı.
''V ve Kook'un ölmesini istemiyorsun değil mi?'' Diğeri 'evet' anlamında kafasını salladı. Elbette onların ölmesini istemezdi , sadece bunun için bir insanı kurban etmenin çok ağır olduğunu düşünüyordu. Suga almak istediği cevabı aldığında ''O zaman...'' diye mırıldandı. ''O zaman bize katıl Jimin. Biliyorsun , eğer bunu yapmazsak hepimiz öleceğiz. Ve artık gölgeler diye bir şey olmayacak.''
Jimin kafasını öne eğip bir kaç saniyeliğine öyle kaldı ve ardından hafifçe bakışlarını Suga'ya çevirdi. ''Ama...'' Odada ki diğer herkes ayağa kalkmış , Suga ve Jimin'in yanına gelmişlerdi. ''Zamanımız yok. Hemen kararını ver lütfen.'' Jimin kendisine çevrilmiş , sabırsızlıkla bekleyen gözlere bakındı ve biraz düşündükten sonra gergin hava dudaklarından dökülen bir kaç kelimeyle dağıldı. ''Pekala , sanırım yapabilirim.''
Diğer herkesin yüzünde kısa bir tebessüm oluşmuşken Namjoon tekrardan eski yerine oturdu ve ardından yüzü diğerlerine dönük olacak şekilde konuşmaya başladı. ''Bir plana ihtiyacımız var çocuklar. Acele etmeliyiz.'' Jimin'de dahil herkes kafa sallayıp Namjoon'un yakınına oturdu. Liderleri ellerini birbirine kenetledi ve ardından düşünceli hallerinden birine büründü. ''Hepimizin bir anda insana dönüşebilmesi biliyorsunuz ki mümkün değil. Bu yüzden ilk insana dönüşecek bir gönüllüye ihtiyacımız var.'' Jimin haricinde ki herkes birbirlerine şaşkın bakışlar atmaya başlamışlardı. Namjoon konuşmasına devam etti.
''Bu gönüllü olan kişinin Jungkook'a çok geç olmadan her şeyi anlatması gerekiyor.'' Hoseok , liderin sözü biter bitmez ortaya atılmıştı. ''Ama bu her şeyi daha da kötüleştirmez mi? Eğer gönüllü olacak kişi kendisini gösterip her şeyi anlatırsa Kook'un iyice kafası karışacak. Biliyorsun , Jungkook şuan bizi yok oldu sanıyor.'' Namjoon kafasını sallayıp Hoseok'u onayladı. ''İşte bu yüzden giden kişi kendisini gizleyecek.''
Bütün herkes kendi kendilerine mırıldanmaya başlamıştı. Hepsi gönüllü olmaya razıydı ama içlerinde hafif bir korku yok değildi. Çünkü insana dönüşme sürecinde bazı sorunların ortaya çıkabileceğinden endişeleniyorlardı. Bu mırıltılar , kendisinden emin bir sesle konuşan Jimin'le birlikte kesilmişti. ''Ben gönüllü olacağım.''
Diğer herkes şaşkınlıkla Jimin'e doğru baktı. Şuan ciddi bir durumda olmasaydılar bunun bir şaka olduğunu düşünebilirlerdi ama olayın ciddiyeti kadar Jimin'in yüzü de ciddiydi. ''İlk olarak ben giderim.'' Jimin'in ilk başlarda buna en çok karşı çıkan kişi olmasına rağmen şimdi gönüllü olmak istemesi liderleri Namjoon'u bile şaşırtmıştı. Namjoon kısa bir tebessümle Jimin'e döndü. ''Teşekkür ederim Jimin.''
Jimin bir süre düşündükten sonra sordu. ''Peki ne yapmalıyım?'' Jimin'in sorusuyla birlikte Namjoon net bir cevap vermişti. ''İnsana dönüşme sürecin bittikten sonra yüzünün çoğunluğunu kapatacak bir atkı takman gerek. Ve gözlerinin belli olmaması içinde mümkün olduğunca kahkülünü serbest bırak. Konuşmayı uzun tutmaman gerekiyor , en önemlisi bu. V'nin orada olduğunu da mümkün olduğunca Jungkook'a belli etme. '' Jimin kafasını sallayıp onayladığını belli etti. Diğer herkesin şaşkın bakışları altında ayağa kalktı ve ardından derin bir nefes aldıktan sonra karanlık odadan çıktı.
(Flashback Son)
Bu flashbackde 12. bölümde Jungkook'un yanına gelenin kim olduğunu açıklamaya çalıştım :3 Evet~ O kişi Jiminnie'ydi~ Ve uzun zamandır yapmayı düşündüğüm tanıtım videosunu da en sonunda bitirip medyaya koydum. Eğer izlemek isterseniz oradan bulabilirsiniz~
Kitap haliyle biraz karışık oldu hcxvxhcvg O yüzden eğer aklınızı karıştıran bir şey olduysa sormaktan çekinmeyin ^^ Bu tür şeyleri cevaplayabilmek için aynı bu bölümde olduğu gibi flashbackler yapmayı düşünüyorum , sizce nasıl olur? Fikirlerinize ihtiyacım var ♥
Umarım bölümü beğenmişsinizdir ^^ Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtirseniz ve destek olmak için oy kullanırsanız çok mutlu olurum~ Okuduğunuz için çokça teşekkür ederim ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weird Boy :: Vkook
FanfictionOnun kendisini herkesten ayıran tuhaf bir özelliği vardı... Bir gölgeye aşık olmak. ❣UYARI❣ Bu kitap bxb'dir. (boy x boy) ✔ Ana çift Taehyung X Jungkook'tur. ✔ İlk ficim ve çok heyecanlıyım. Lütfen desteğinizi esirgemeyin ^^