14.Bölüm.

29 7 0
                                    

Ömer'in odasına çıkıp istediklerini bir poşete koydum.

Dışarıda beni bekleyen Kerim abi arabadan  aşağı inip kapıyı açtı.

Holdinge gelince girişteki danışmaya uğradım. Yine o gıcık kadın vardı masa başında.

" Ömer'in odası nerede?"
" Ömer beyin odası 16.kat sağaya döndüğünüzde karşınıza çıkan ilk  odadır."

Asansörün tuşuna basıp gelmesini bekledim.

Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde Ömer uzandığı koltukta uyuyordu.
Telefonda dediği lafın hıncını alacaktım.
Elimdeki poşeti suratına attım.

" Kalk. Giy şunları ve gidelim."
" Saol ya ne kadar kibarsın!"
" Ne demek,kibarlık benim işim."
" Tabi canım. Odadan çık."

Laf etmeden çıktım.
Koridorda bulunan koltuğa oturdum.

" Pardon, bu işyerinde görevli değilseniz aşağı inmelisiniz."

Kafamı kaldırıp bana bakan kızın boynunda kart gördüm demek ki çalışanlar kart takıyordu.
Karttaki ismi okuyup ona baktım.

" Çalışmıyorum Sıla Hanım ama patronunuzun misafiriyim."
" Peki efendim. Bir şey istermisiniz?"
" Yok. Başımdan git yeter!"

Kapının açılmasıyla o tarafa döndüm. Ömer hazır bir şekilde çıktı.

" Sıla kıyafetleri eve gönderirmisin?"
" Peki Ömer bey."

" Hadi gel gidelim."

Ayağa kalkıp Ömer'in arkasından asansöre bindim. Şu asansöre onunla yalnız binmek beni utandırıyordu.
Sıcak olmuştu yine. Gözlerim bana bakan kehribar gözlere kaydı. Bir anda çektim gözlerimi.

Asansör geldiğine dair o sesi çıkarınca kapı açılır açılmaz kendimi dışarı attım. Önden holdingden çıkarken Ömer geliyormu diye göz gezdirdim. Yanında bir kızla konuşuyordu. Kızın elinde dosyalar vardı. Tekrar içeri girip Ömer'in yanına geldim.

" Hadi! Gidelim artık."
" Tamam Hülya! Bir dakika!"

Niyetim kendime bağırttırmak değildi. Kızın yanından uzaklaşmasını istiyordum.

" Tamam Asu yarın yine şu konuyu detaylı konuşalım. Çalışanlara söyle yarın minik bir toplantı yapalım. "
" Saat kaçta olsun?"
" En uygun saat."

Ömer yüzünü bana dönüp yürümem için kafasıyla işaret yapınca arkamı döndüm. Kafamı bir omuza çarptım. Adamın elindeki kahve elime dökülmüştü.

" Of of yandım!!"

Hoplayarak kendimi soğutabileceğimi düşünüyordum. Elim yanıyordu.

" Kusura bakmayın. Özür dilerim."

Adam elimi tutmuş üflüyordu.
Ömer elimi çekip beni arkasına aldı.

" Özür dilerim Ömer bey. Dalmışım. "
" İşine dön ben hallederim!"

Adam mahcub halde arkasını dönüp gözden kayboldu. Ömer bana dönüp elimi yavaşça tuttu.

" Çok acıyormu?"

Ama çok şekersin sen ya! Kaşları havaya kalkmış suç işlemiş masum çocuklar gibiydi.

" Biraz."

Gözlerim hâlâ ondaydı. Alamıyordum. İzin vermiyordu.

" Gel yemekhaneye gidip sana buz alalım."
" Tamam."

Ne kadar kibar olmuştu şuan. Elimden tutup beni yemekhaneye götürdü. Bütün kızların kaşlar çatık bize bakıyordu.
Ömer ise hiç kimseyle ilgilenmiyordu.

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin