21.Bölüm

31 4 0
                                    

Multimedia ; Ömer ve farz edelim ki Hülya'nın gelinliği..

Kaç kere giyecektim bu gelinliği daha? Bu sondu.

Aynada kendime bakıp ağlamaktan bıkmamış, usanmamıştım.
Annemde keşke burada olsaydı da mutluluğumu,neşemi görseydi ama yoktu.
Bu mutlu günümü yanımda ailemden kimse olmadan geçirecektim.
Yanımda küçüklüğümden beri kardeşim gördüğüm Selda vardı bir tek.

" Birazdan seni almaya gelecek Ömer. Bu odaya girecek ve seni böyle çirkin görmemeli. Mutlu ol artık."
" Senden başka kimsem yok. "
" Ömer var. Kocan. En büyük destekçin. Belki gelecekteki çocuğunun babası."

Burnumu çekip elimdeki peçeteyle makyajımı çıkartmadan göz altlarımı sildim.

Evet, bugün benim en mutlu günümdü. Evleniyordum. Sevdiğim adamla.
Ömer ile artık karı koca olacaktık.
Çok heyecanlıydım. Bugün hastaneye kalkmayacaktım. Bugün o hastanede olmayacaktım.

" Hadi sil iyicene şu gözyaşlarını."
" Tamam."

Selda kafasını omzuma koymuş omuzlarımı sıvazlıyordu.
Kafasını kaldırıp aynada kendine baktı. Giydiği elbise yine ona çok yakışmıştı.

" Evet demeye hazır mısın teyzesi?"
" Evet."

Kapı çaldı. İkimizinde bakışları kapıyı buldu. Selda kapıya ilerleyip hafif aralayıp baktı. Bir süre orada durdu ve ardından kapıyı ardına kadar açtı.
Ellerimi önümde bağladım ve Ömer'i izledim.
Seldayla bir şeyler konuştular. Ardından kafasını biraz kaldırıp bana baktı. Beni görmesiyle suratı renksizleşti bir an. Beğenmişmiydi?

Selda odadan çıktı ve Ömer girdi.
" Niye beni boyna kendine aşık ediyorsun? "
" Sende aynı şeyi yapıyorsun."

Bana yaklaştı ve ellerini belime koydu. Nikâhımızı kıyılmıştı ve rahattık.
Herkesin içerisindeki evet öylesine bir evetti.

Ellerimle kravatını düzelttim. Ceketinin ön cebindeki peçeteyide hafif yamukken düz yaptım.
Onun gözlerine bakmamak için oynuyordum. Yoksa simetri hastalığı felan yoktu.

" Bak şu gözlerime."

Ömer'in naif ve hafif fısıltıyla çıkan sesiyle, gözlerimi onun kehribar rengi gözlerine diktim.

" Artık sen ve ben evliyiz. Sen benim karımsın. "
" Sende benim kocam."

İkimizde heyecanlıydık. Ellerimizi nereye koyacağımızı bilmiyorduk diyeceğim lakin Ömer ellerini içeri girer girmez belime yerleştirmişti.
Ben nereye koyacağımı bilmiyordum. Omuzlarına mı koymalıdım?
Evet aynen öyle yapmalıyım. Ellerimi Ömer'in omuzlarına koydum. Boyu uzundu ama aşk buna engel değildi.

Kapı tıkladı yine. Ömer ile ikimiz o tarafa döndük.
Ömer'in elleri hâlâ belimdeydi. Ben elimden birini indirip Ömer'in koluna koydum.

" Ayy maşallah size ya."

Şeyma neşe dolu sesiyle içeri girdi. Arkasından Furkan ve Yusuf.

" Vaaay damadım. Nassın?"

Furkan'dan beklemediğim soru kelimesiydi bu kelime. Nassın?

Ömer bu cümleyle ellerini belimden çekti. Bende ellerimi onun üstünden. Yaa niye bozdunuz ki!
Biz çok romantik bir an yaşıyorduk şuan.

" İyim. Sen nassın?"

Ömer'in bu cümlesine kıkırdadım.

" Ama bir dakika, damat düğünden önce gelini görürse uğursuzluk gelir."

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin