22.Bölüm

33 5 0
                                    

Multimedia ; Kızımız Hülya değil ama uyum hoş.
Ömer ve Hülya diyelim.

Nasıl bu kadar hızlı gitmişti olaylar?
Çok hızlı gelişmişti her şey.
Belki Ömer hastalığımdan endişelenmiş ve bir an önce olsun bitsin istemişti her şeyi.

Aslında hikâye yeni başlıyordu.

Ben... Yani benim artık bir kocam vardı. Hayatımı değiştirmeliyim değil mi?
Her şeyi,etrafımdaki herkesi değiştirmeliydim.

Hasan ve Ahmet. Beni isteyen iki kara adam, artık onlar yoktu. İkiside Ömer'e ve bana yaşattıkları olaylar yüzünden cezalarını çekiyorlardı.

Babam,ondan haberdar bile değildim. Annemin ölümünden sonra ne yaptı hiç bir fikrim yoktu ama bir şeyden eminim. O da kesinlikle cezasını buluyor olmasıdır.

Annem,
Annemin ölümü benim için çok yavaş geçmişti aslında. Koskoca üç hafta kendimi odaya kapatmış ve hiçbir şey yapmamıştım.
Küçükken kaybetseydim değil üç hafta bir sene çıkmazdım o odadan. Belki daha fazla.
Annem'e karşı hep fazla hislerim olmuştu. Çünkü o beni büyütmüş ve her şeyden korumuştu.
İnsanın en çok değer verdiği kişinin böyle mutlu günlerde yanında olmaması çok acı bir durumdu değil mi?
Onu özlüyordum. Yanımda olmasını istiyordum. Her dakika,her saniye.
Ama yoktu. Bir yanım annem için seviniyordu. Diğer yyanım, yanımda olmadığı için üzülüyordu.
Annem hep babamdan kurtulmak isterdi.
Kurtulmuştu ama yerine getirmediği ibadetlerden dolayı belkide azap çekecekti. Bilemem ama keşke ibadetleri tam olarak ayrılsaydı bu dünyadan,benim yanımdan.

Artık mutlu etmem gereken iki kişi vardı.
Biri ben diğeri Ömer.

Elimden geleni yapacaktım onun için ve kendim için.

***

Ömer hâlâ yatakta uyuyordu. Ben ise heyecanımdan uyuyamamış camın önüne oturmuş ezan vaktinin girmesini bekliyordum.

Saat sabahın 5:41 'i ve ben ayaktayım. Camın kenarından kalkıyorum ve yatağa ilerliyorum. Ömer'in yanına oturup uyuyuşunu izlemek için.
Örtüyü yavaşça açıp yatağın içine giriyorum. Vücudumu ona döndürüp sağ elimi başımın altına alıyorum.
Uyuyuşunu izlemek istiyorum ama gözlerim kararıyor. Nefesim gidiyor.

Direniyorum bir müddet. Ama olmuyor. İçimde,kalbimde bir acı izin vermiyor.
Yataktan kalkıp banyoya gitmek için duvarlardan destek alarak yürümeye çalışıyorum.

İşte benim hayatım artık bu.
Bir yerlerden bir şeylerden destek alarak yürüyebilmek.

Musluğu açıyorum. Elimi yüzümü yıkayıp oksijen almak istiyorum ama yine olmuyor. Hafif dönen başım şiddetini arttırıp daha hızlı dönüyor.

Aynada kendime bakarken bir ses duyuyorum. Kafam acıyor ve elimi kafamın acıyan yerine getiriyorum.

İşte o an her şey yeniden başlıyor...

Kapıda gördüğüm belli belirsiz yüz ifadesi endişeli. Korkmuş.

" Ömer... Nefes alamıyorum."
" Sakin ol ben sakinim."
" Korkuyorum. Korkuyorsun."

Başımı elinin üstüne koymuş bana bakıyor gözleri yaşlı adam.

" Ben yanındayım. Korkma."
" Beni bırakma. "
" Sende bırakma."

Hıçkırarak ağlamaya başlıyorum ama istemsiz.

Ömer kollarının arasına alarak sakinleştirebileceğini sanıyor.

Ellerim ensesine temas ediyor.

Benimle birlikte oda ağlamaya başlıyor.

Gerçekten böylemi devam edecek hayat?
İsyan etmiyorum. Asla! Ama yoruluyorum. Sınavım. Geçmem gereken bir sınavım var ve Allah beni bununla sınıyor.

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin