18.Bölüm

40 5 0
                                    

Multimedia : Bilal SONSES

Aysun teyzenin dediği mağazaların tersine benim dediğim mağazalara girdik.

Sunulan tuniklerden sadece salaş sekiz tanesini beğenmiştim.

Şimdi sıra pantolondaydı.

" İspanyol paça alabilirsin çok güzel durur tuniklerin altına."

Selda'nın sözüyle ispanyol paçalara bakmaya başladım.

***

Alışveriş hele şükür bitmiş ve bir cafede oturabilmiştik.
Yorulmamıştım ama sıkılmıştım. Sürekli giy çıkar.

" Ayyy. Şimdi bir çilekli pasta olsa. Canım çektiya. Ben sipariş edeceğim."

Aysun teyze Selda'nın bu laflarına kahkaha atarken ben gülümsemekle yetindim.

İstediği pastayı sipariş edip sabırsızlıkla beklemeye başlayan Selda çok tatlıydı.

1 hafta sonra...

Alışverişin ardından tekrar hastaneye dönmüştüm.
Koltuğa oturmuş vaktin geçmesini bekliyordum.
Sıkılmıştım artık hastaneden.

Kapıyı açıp koridora göz attım.

" Hemşire?"
" Buyurun Hülya Hanım."
" Bahçeye çıkabilirmiyiz?"
" Ali beye soruyum. Size haber veririm."
" Tamam."

Odama geri dönüp beklemeye başladım.

Çok geçmeden az önceki hemşire kapıyı açtı.

" Hadi gelin gidelim. Üstünüze kalın bir şey alın."
Başımı sallayıp dolaptan kışlık pançomu aldım. Başımada kalın şalımı özenle örtüp kapıya ilerledim.

Kapalıydım artık. Her şeyim rahat ve giymesi kolaydı.

***

Hemşire hanım içeri girmiş ben ise bankta oturuyordum. Kaç sene geçmişti bu hastalığın bedenimde oluşu. Ben yeni öğrenmiştim ama belirtiler önceden beri vardı.

Dalmıştım yine. Yere bakıyordum. Bir çift ayak gördüm karşımda ve dalgınlığım bozuldu.

Kafamı kaldırıp yukarı bakınca bana gülen Ömer'i gördüm.

" N'apıyorsun burada. Üşeyeceksin."
" Hava alıyorum. İçeride sıkıldımda."
" İçeri geçelim mi? Hava aldıysan."
" Olur."

Ayağa kalkıp önden hastaneye girdim.

Asansörü beklemeye başladım. Ömer'de yanıma gelip benimle beklemeye başladı.

Odaya girip sıkıcı hastaneye yatağından uzak durup koltuğa oturdum.

" Sana yemek getirdim."
" Ne getirdin?"

Ses etmeden elindeki poşeti yemek masasının üstüne koyup önüme çekti.

İçindeki tabağı çıkarıp önüme koydu. Tabağın kapağını açmak için yeltendiğimde elime vurdu.

" Ben açacağım."

Elimi çekip açmasını bekledim.

" Mantı."
" Evet mantı. Birlikte yediğimiz restoranttan aldım. "
" Ta oraya mı gittin?"
" Evet."

Benim için. Vay be. Helal olsun ne aşkmış(!)

" Beni buradan çıkarırmısın?"

Ona yönelttiğim bu ani soru karşısında şaşırdı.

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin