17.Bölüm

33 5 0
                                    

" Alo."
" Ömer bey,iyi günler. Ben Kalp cerrahı Dr. Ali."
" Sizi dinliyorum Ali bey."
" Hülya Hanımı hastaneye kaldırmalıyız. Vücudu gittikçe yoruluyor. Hastanede kalırsa denetimimiz altında olur. Bir şey olursa rahat gözlemleriz."

Gözlerim doldu. Burnumu çektim.

" Konuşurum ama nasıl ikna edeceğim?"
" Bilemiyorum. Dikkat çekici bir konuşma yapın... Bakın,Hülya Hanım daha çok genç. Dışarıda kaldığı her dakika aleyhine. Annesi ölmüş, Haldun bey söyledi. O zaman yeterince kalbi yoruldu zaten. Dışarıda birazcık daha olay yaşarsa daha da çok yorulacak kalbi. Bunu önlemeliyiz, en azından yeni bir kalp bulunasıya kadar. "

Nefesimi verip yaşlarımın akmasını engellemeye çalışıyordum.

" Peki."

Telefonu kapatıp masanın üstüne bıraktığımda nasıl diyeceğimi düşünüyordum. Dikkat çekici bir konuşma...
Nasıl olacaktı ki bu. Onu nasıl ikna edecektim?

Masanın üstünde ki dosyaları yere savurdum.

" Hayır!!"
" Hayır! Ölmeyeceksin! "

Elimi defalarca masaya vuruyordum. Oturma bölümündeki koltuğu ayağımla iteklediğimde sesim daha da çok artmıştı.

Kapının açılmasıyla bakışlarımı o tarafa döndürdüm.

" Ne var?!!"
" I.. Şey. Merak ettik..."
" Çık dışarı! Bir dahada girme demeden girme! Çık!"

Asu'yu odadan bağırarak çıkardığımda derin nefesler almaya çalıştım. 

Üç haftanın ardından ilk kez dün mutlu olmuştu. Onu bu kadar mutlu görmemiştim ilk günden beri.

O benim yanımdayken mutlu oluyordu. Benimleyken. Oda beni seviyordu biliyordum.

Ölüyorum demişti o gün arabada.
Ölüyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum.
Gözlerimin önünde ölüyordu. Bende ölüşünü izliyordum.
Allah kahretsin ki izliyordum!

Odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattım.
Bana bakanları umursamadım. Umursayamazdım.

Holdingden çıkıp arabaya bindim.

Peki şimdi ne yapacaktım?
Nasıl diyecektim?
Sakinleşmem gerekiyordu.
Belki de İstanbul'da en çok sahili seviyordum.

Arabayı sahilin önünde durdurup aşağı indim. Kayalıkların üstüne oturup denizi izledim. Kar yağıyordu. 
Denizin üstüne karın yağışı güzeldi.

***

Aslı'ya kabanımı verip içeri girdim.

" Hülya nerede? "
" Oturma odasında. "
" Tamam. Saol."

Merdivenleri çıkıp oturma odasına ilerledim. Kapıyı açtığımda şaşırdım.

Hülya, kapanmış, namaz kılıyordu. Şaşırmıştım.

Kapıyı kapatıp odama çıktım.
Banyoma girip sıcak suyu açtım, üstümdekileri çıkardım.

Rahatlamam gerekiyordu.

***

Bilgisayarı açtım.

Namaz nasıl kılınır?

Benim bilgisayarımdan araştırmıştı. Demek gerçekten kapanmak ve namaz kılmak istiyordu.
Bende biliyordum ama niye uygulamıyordum ki?

Nasıl kılındığına baktım.
Bazı surelerin ezberlenmesi gerekiyordu. Demek ki Hülya bu sureleri biliyordu ki kılmaya başlamıştı.

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin