7.Bölüm

56 8 0
                                    

Multimedia : Yaramaz

Gözlerimi havanın bulanık renkleriyle açtım.

Yağmur yağıyordu. Kasım ayı hakkını veriyordu, sonbahar mevsiminin.

Odanın içindeki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Banyonun kapısını kapatıp,dolaptan aldığım bir kaç parça bir şey çıkardım. Üstüme beyaz bir badi giydim ve üstünede askılı pantolonumu giyip bileklerini kıvırdım. Bu modaydı demi bu sene?
Ev botlarımıda geçirip boydan aynada kendime baktım. Ayy çok tatlıydım. Aşağı indim.Mutfağa girdim ama kimse yoktu. Salondada,oturma odasındada,bahçedede..
Allah Allah.  Neredeydi bu insanlar?

Ömer'in odasının önüne geldim. Acaba uyuyormuydu ki. Kapıyı tıklattım ama ses gelmedi. Bir kere daha tıklattım. Yine ses gelmeyince yavaşça kulpu aşağı indirdim ve kapıdan kafamı uzattım.
Doğru tahmin uyuyordu.
Yatağına yaklaştım. Kafamı biraz üstüne eğdim. Sonra geri çekildim.
Pencereye doğru yürüdüm ve perdeyi birden sıyırdım.
" Günaydıııın!" dedim gülücükler ile.

" Sen insanı böyle mi uyandırırsın?"
Yataktan kafasını kaldırmıştı. Sesi halsizdi. Yeni uyandığı içindi galiba.

" Aslında daha da sert uyandırıyorumda, sen rahatsızsın.  Ondandır bu kibarlığım."

" Ne kibarlık ama. Ayrıca sen niye uyandırıyorsun beni. Ben kendim kalkardım."
" Seni uyandırmaya çok meraklı değilim merak etme! Evde kimse yok. Bende seni uyandırıyım dedim."
" Nasıl kimse yok. Annemle  babam neysede,Aslı,Cemre,Mürüvvet teyze?"
" Hiç kimse yok. Bir sen bir benden başka."

Pis pis sırıttı.
" Ne? Ne öyle sırıtıyorsun?"
" Hiiiç. Öylesine canım."
Hiiiiç öylesinede değildi.
" Peki."
Odadan çıktım. Aşağı indim. Buz dolabının kulpunu elimi attığımda üstünde bir not gördüm.

Biz ormandaki evdeyiz. Biraz kafa dinlemek için oraya gittik.
Aysun..

Haddi canıım.  İç çekip buz dolabının kapağını açtım ve göz gezdirdim.

Ben, bu evden ne zaman gideceğimi bilmiyorum. Zaten şu günlerde gidemezdim. Ömer iyileşmeliydi.

Ne yapsam ki kahvaltıya? Şimdi bu beyfendi zeytinle peynirle yetinmez.
Ömer aşağı indi. Üstünde kot pantolon ve vücut yapısını belli edecek beyaz bir badi vardı. A a ne kadar uyumluydu kıyafetlerimiz.

" Ne istersiniz kahvaltıya?"
" Bilmem yap şöyle güzel bişeyler."
" Rahatsız olmasan karnına yumruk yemiştin bilesin."
" Ohoo. Tamam ama ben napıyım rahatsızım ben."
" Ağrın felan yok demi?"
" Yok. Yok. Telaş yapma sen."
Sırıtıyordu yine.
En iyisi patates kızartması.
Patatesleri aramaya başladım. Ömer beni izliyordu.
" Ne arıyorsun?"
" Patates."
Boğazını temizledi.
" Gözünün önünde tavandan sarkan şeye bakarsan belki görürsün."
Doğruldum ve karşıma baktım. Yav bide zengin olacaksınız.  Patates tavandan sarkıtılırmı hiç.
" Ben onu gördüm canım. Başka bir şeye bakıyorum."
Güldü.
" Ya neye gülüyorsun?!"
" Patatesi koyacak kap arıyorsun demi?"

Arkamı döndüm ve aşağıdaki dolabın kapağını açıp özenle sıralanmış kaplardan bir tanesini aldım. Ömer'e döndüm.
" Buldummm."
Dedim gülerek. Oda karşılık verdi. Camın önünde bulunan masadan bir tane sandalyeyi bana çevirdi ve oturdu.
" Beni mi izliceksin sen?"
Tek kaşım havada sorduğum sorunun cevabı çok gecikmeden geldi.
" İstiyorsan yardım ediyim."
" Yok,yok birde bir şey felan olur beni Haldun amcayla uğraştırma!"
Çoktaan yanıma gelmiş tezgaha sol kolunu dayamış beni iziliyordu.
" Ne yapıyım şefim. "
" Ömer ciddiyim otur. Tamam beni izlede otur.!"
" Ya ben iyiyim. Merak etme. "
" Kaç gün oldu dinleneli?"
" Beş gün felan."

BİR AŞK HİKÂYESİ:KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin