Şirketteki masamda oturmuş Belemir denen herifin kime ne kadar borcu varsa onun bütün senetlerini ele geçirmiş şöyle bir göz atıyordum. Şerefsiz ite kopuğa borç yapmıştı. Belki de salaktır.
Birden yıkmak olmazdı. Değil mi? Yavaş yavaş yıkacaktım onu.
Önce ailesini sonra da ne var ne yoksa alacaktım elinden. Donu onda kalabilirdi tabi. Çünkü bir mezarı bile olmayacaktı. Ayriyetten ıyyyk kirli donu ona kalabilirdi.Kapı tıklatıldığında elimdeki senetleri incelemeyi bırakıp, kilitli çekmeceme koydum. Kendimi düzenledikten sonra masamda dikleştim.
"Gir"
Kapı açıldığında içeri gelen Süleyman'a koltuğu gösterdim. Oturduğunda konuşması için dikkatlice ona baktım. Tabiki bunu anlayıp konuşmaya başladı.
"Meyra kızım. Belemir bir tır dolusu silahı elden çıkarmak için Amerika da ki birkaç kişi ile anlaşma yapmış. İki gün sonra ise bu malları ... bulunan terk edilmiş bir yerde teslimat yapacakmış. Öğrendiğim kadarıyla da bundan kazandığı parayı borçlarını kapatmak için kullanacakmış..."
"Eğer teslimat iyi geçerse elimizde bulunan senetler bir işe yaramayacak" diyerek mırıldandım.
Süleyman evet anlamında kafa salladığında ilk polise ihbar etmek gelse de sonradan bu fikirden vazgeçtim.
Belemir'i polis yakalarsa eğer ondan nasıl intikam alabilirdim ki değil mi? Daha farklı bir plana ihtiyacım vardı. Ve eminim ki polisten kurtulmanın bir yolunu bulur ve onun kimi ele verdiğini bulur. tabi buda benim orası ayrı bir konu beni bulamaz ama bu aralar benden şüpheleniyor olması da vardı tabi. Şu Savaş işime taş koymasaydı şüphelenmezdi benden. Ama o kartları neredeyse açık oynuyordu. Aslında onunla en kısa zamanda konuşmalıydım.
"İki gün sonra..." diyerek sözlerine devam etmek üzere olan Süleyman'ı kapı tıklaması susturmuştu.
Derin bir nefes aldım. Konuşmanın arasında birinin araya karışılmasından nefret ederdim. Sinirlenmemeye çalısarak kapıya doğru gir dedim. Gelen sekreterim Zehra'ydı. Evet onu sekreterim yapmıştım.
"Efendim Zehra"
"Şey Meyra Hanım bir bey sizi görmek istiyor."
"Kimmiş?"
"Benim"
İçeri giren Savaş'ı hiç beklemiyordum. Şey ne demişlerdi iti an çomağı hazırla... Zehra'ya çıkması için işaret ettiğimde çıkmıştı.
"Ne işin var senin burda?"
"İnsan bir otur nasılsın falan der. Neyse..." dedi. etrafı şöyle bir süzdükten sonra bana dönmüştü gözleri.
"Önemli bir işim vardı." dedim. Gözlerine sinirle bakarak.Dişimi sıkarak kurduğum cümleyi tınlamadı bile. Ne umursamaz bir adamdı böyle?
"Şu sevgili(!) amcamın iki gün sonra yapacağı silah işi değil mi?"
Bunu söylediğinde şaşırmamıştım. Nede olsa amcası onun düşmanıydı. Bir amca yeğenine nasıl bunu yapardı aklım almıyordu ya neyse.
"Eee... Ne yapacaksın? " dedim bende umursamazca.
"İş birliği tabiki de."
"hmm... seninle iş birliği yapacağımı düşündüren ne?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Ah hadi ama! Meyra Kutsay sen benim sülalemin tamamını araştırmadın mı? Benim seni araştırdığım gibi..."
"Açık sözlüsün gerçekten." dedim alayına alayla karşılık vermişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyra *Sadist Bir Kız* (Askıya Alındı)
Fiksi RemajaMeyra Kutsay , adı gibi parlayan bir ışıktı o. Taki ailesinin bir depoda katledildiğini öğrenene kadar. O zaman değişmişti genç kız. O artık grıydi. Ne beyaz olacak kadar temiz ve masumdu. Ne de siyah olacak kadar asil... iki renk arasında kalmış...