Soğuk hava genç kadının saçlarını savurmak için elinden geleni yaparken hafifçe aşağı kayan gözlüğünü yüzüne doğru ittirdi. Böyle bir havada aklından zoru olmayan biri parkta olmayacağı için tek başınaydı. Aslında eve gitmesi gerekiyordu. Çünkü müstakbel kocası şu saatlerde onu istemek için evine gelmiş olmalıydı. Tabii çikolata ve çiçekle... Şöyle bir gerçek vardı ki Ekim o adamı da, aptal evliliği de umursamıyordu. O adamı tanımıyordu bile. Zaten eğer müstakbel kocası onu tanımayı bırakın, bir kez görse arkasına bakmadan kaçardı. Ekim bunu çok iyi biliyordu. Şimdiye kadar her erkek ondan tiksinmişti. Bir gerçek daha vardı ki genç kadın bunu da umursamıyordu. 26 yıllık hayatında bir an bile olsun umursamamıştı.
Ayağa kalkıp evine doğru ilerledi. Ne özel gündü ama. Solmaz ailesinin tek ama bir o kadar da çirkin kızı isteniyordu. Ekim yarın gazetelerde ve birkaç magazin sitesinde yazılacakları düşünüp sırıttı. Ama en çok evleneceği adamın onu gördüğü zaman vereceği tepkiyi merak ediyordu. Şoka mı girerdi, Ekimin babasını mı hırpalardı? Ne olacağını gerçekten merak ediyordu.
Kapıyı kendi anahtarıyla açtığında içeriden gelen sesleri duydu. Gerçekten de havadan bahsetmiyorlardı, değil mi? Ekim gözlerini devirerek girişteki aynaya baktı. Sıkı topuz yaptığı saçları, yüzünün farklı yerlerindeki mide bulandırıcı benleri ve gözlüğüyle iğrenç görünüyordu. Yeterince çirkin göründüğünden emin olarak içeriye geçti. Bakışlarına ilk hedef olan sarışın bir kadındı. Dalgalar halinde omzuna inen saçları, pahalı olduğu uzaktan bile fark edilen giysileri içindeki genç kadın tam bir afetti. Ardından bakışları yanındaki adama kaydı. Esmer, kahve renginde saçları, gözleri olan bir adamdı. Aslında korkunç bir görüntüsü vardı. Hayır, çirkin değildi. Aksine fazlasıyla yakışıklıydı. Korkunçluktan kastı adamın yaydığı duyguydu. Varlığı tüm odayı doldurmuştu ve bakışları ile insanı öldürecekmiş gibi hali vardı. Kadın tepkisiz kalmayı tercih ederek annesinin onu görüp dehşetle gözlerini açmasını izledi. Evet, annesi dehşete kapılmıştı. Ekimi evden gönderirken onu adama benzemeden dönmemesi konusunda uyarmıştı. Oysa kızı aynı haldeydi. Kızından ve onu dünyaya getirdiği için kendinden nefret etti. Ekime yüzünü buruşturduğunda adamın da bakışları kapıda duran kadına kaydı. Önce şaşırdı ama ardından tıpkı kadının annesi gibi dehşete kapıldı. Bu evlilik kararını duyan arkadaşları onu uyarmışlardı ama katiyen böyle bir şey beklemiyordu. Bu kadın çirkinden de öteydi. Görüntüsü tiksindiriciydi. İşte o an Caner Tözün kontrolünü kaybedip ayağa fırladı. Burada olmak yeterince can sıkıcıydı zaten. Fakat evleneceği kadının böyle biri olduğunu görmek berbattı. Öfkeyle işaret parmağını kapıda duran kadına uzatıp konuşmaya başladı.
"Gerçekten bununla evlenmemi mi istiyorsunuz?!"
Kadının babası başını eğmemeyi dilese de, böyle bir kızı varken başka şansı yoktu. Yıllarca onun insana benzemesi için uğraşmıştı, yine de Ekim inatla iğrenç görüntüsünden vazgeçmemişti. Bir hafta önce de adamın eline bir fırsat geçmişti. Şirketini almak isteyen bu genç adam şirket için her şeyi yapa bilecek gibi görünüyordu. Yaşlı adam ansızın bir karar almış, soy ismini lekeleyen kızından kurtulmak için eline geçen fırsatı değerlendirmişti.
Neyse ki Caner Tözün bu teklifi kabul etmişti. Kaybedecek bir şeyi yoktu. Bu şirket için biriyle evlenmek o kadar da kötü fikir değildi. Anlaşmalı evliliğini istediği zaman bitirirdi. Şimdi ise kapıda duran kadına bakarken onu öldürmek istiyordu. Karşısındaki şey de neyin nesiydi? Bir kadın asla böyle görünemezdi. Bir çok kadın tanımıştı iş hayatında ama kapıdaki şeyle ilk kez karşılaşıyordu.
"Bununla gerçekten evleneceğimi mi sanıyorsunuz?! Bir kadını bırakın, insana bile benzemiyor! Ucubeden farkı yok! Soy ismimi, saygınlığımı bu şekilde lekeleyeceğimi nasıl düşünürsünüz?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Çirkin Aşkı
FanfictionAtılan tokatın sesi hala ikisinin de kulaklarında yankılanırken gözleri bir kez daha buluştu. İlk kez kadının gözleri de adamın öfkesine eşlik ediyordu. Bu adam ona binlerce kötü söz söylemiş, onu her fırsatta aşağılamış, ondan nefret etmiş, iğrenmi...