5. Bölüm

3.4K 96 0
                                    

Aynaya baktığımda Leyla beni adeta bir prenses yapmıştı.
Selin: Leyla sen ne yaptın böyle?
Leyla: Çok mu kötü oldu?
Selin: Bayıldım. Çok hoşuma gitti.
Leyla: Beğendiğine sevindim. Haklısın çok güzel olmuşsun derler ya güzele ne yakışmaz diye.
Selin: Yerler seni!
Leyla: Selin abla, ben senin gibi bir ablam olacağı için çok şanslıyım sanırım.
Selin: Bende senin gibi bir tatlı cadı kardeşim
olacağı için çok şanslıyım. Hadi gidelim.
Bahçe çok doluydu. Nerdeyse bütün İstanbul buradaydı. Merdivenden inerken bütün herkesin gözleri bana doğru döndü. Benim suratıma ise koca bir şaşkınlık vardı. Birden alkış sesleri yükseldi. Benim şaşkınlığımın üstüne iyice şaşkınlık eklenmişti. Leyla'nın kulağına doğru eğilerek: Leyla neden beni alkışlıyorlar?
Leyla: Sanırım sen Mertoğlu ailesine gelin geldiğin için alkışlıyorlar. Belkide güzelliğinden dolayı alkışlıyorlardır.
Selin: Utandırma beni ya...
Leyla: O zaman sen şöyle güzel bir yürü selam ver herkese.
Selin: Peki.. Ama ben nereye doğru yürüyeceğim?
Leyla: Tabiki müstakbel kocana doğru yürüyeceksin.
Selin içinden: Dikdatör desene şuna...
Ali'ye doğru yürümeye başladım Ali beni görünce şaşırıp kalmıştı. Ali'nin yanına gidince kulağına eğilip: Ağzını kapat ağzını! Dedim.
Haluk: Değerli dostlar; Gördüğünüz gibi bu güzel kızımız Ali'nin müstakbel eşi, Selin. Kızımız çok efendi bir kız... Diye devam etti.
Beni övmeleri çok hoşuma gitmişti. Birazda utandırmıştı. Ali beni kolumdan tutup partiden götürdü.
Selin: Napıyorsun? Bırak kolumu! Ya bıraksana!
Ali: Sen niye bu kadar kısa şeyler giyiniyorsun?
Selin: Şimdiden sen kocalık görevlerini mi yerine getirmeye başladın? Ya kıyamam...
Ali: Saçmalamayı kes Selin! Soruma cevap ver!
Selin: Evet bu kadar kısa giyindim. Sonuçta bende artık Mertoğlu ailesine katılıyorum. Güzel ve gösterişli giyinmem lazım.
Ali: Hayır giyinmen lazım değil!
Selin: Allah Allah ya! Sanane bundan! Sen niye beni önemsiyorsun ki?
Ali: Önemsemiyorum! Sadece... Dediğin gibi kocalık görevlerimi yerine getiriyorum. Yanlış anlama yani...
Selin: Biliyor musun? Bazen seni anlamakta çok  zorlanıyorum. Hayır hayır, bazen değil her zaman!
Ali: Bende anlamayacak ne var ki? Herşeyim ortada! Asıl seni anlamak çok zor.
Selin: Sanırım birbirimize karşı aynı duyguları besliyoruz! Ne tesadüf!
Ali: Aynen ama bir farklılık var! Ben bazen senin deli olduğunu düşünmeye bile başlıyorum biliyor musun?
Selin: Hakaret etseydin!
Ali: Farkında mısın bilmiyorum ama gerçekten bazı hareketlerin deli gibi!
Selin: Nedense bir tek sen böyle düşünüyorsun!
Ali: Nerden biliyorsun diğer kişilerin böyle düşünmediğini?
Selin: Babanın ne dediğini duymadın herhalde? Benim güzel ve saygılı bir kız olduğumu söyledi. Ama sen o ara başka kızlara yürümekten duymadın herhalde!
Ali: Bak! Ben sadece mecbur kaldığım için evleneceğim.
Selin: Hiç mecbur kalmış gibi bir halin yok ama!
Ali: Bir dinle! Seninle kısa bir evcilik hayatı süreceğiz.
Selin: Evcilik?
Ali: Babalarımız istediklerini aldığında aramızdaki ilişki bitecek tamam mı?
Selin: Hmm... İyi fikirmiş. Kabul! Babalarımız istediklerini alınca bu ilişki bitecek!...

EVCİLİK// ALİ SELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin