17-"NEFES BİLE ALMADAN"

164 19 1
                                    


Bölüm biraz geciktiği için çok özür dileriz. İyi okumalar...SİZİ SEVİYORUZ<3

_____________________________________________________________________________________________________

_____________________________________________________________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Pazar günü gelip çattığında yataktan kalkmayarak hasta numarası yaptım, çünkü bu gün Deniz ile Mavi Kafeye gidecektik ve o bana zorla şarkı söyletecekti. Orta okulda birkaç kez söylemiştim. Sesim güzeldi veya değildi. Utanıyordum işte...

Deniz numaramı yememiş olacak ki beni zorla kahvaltıya indirdi. Kahvaltıdan sonra da tekrar odama çıkarıp siyah bir elbiseyi elime tutuşturup giymemi söyledi. Benimle neden uğraşıyordu? Ben katlanılmaz gıcığın tekiydim.

Elbiseyi giydikten sonra ayakkabılarımı ve ceketimi de giydim. Son olarak saçlarımı da düzelttikten sonra artık hazırdım. Cenazeye mi gidiyorduk gezmeye mi belli değildi.

Sonunda Mavi'ye geldiğimizde heyecanım biraz olsun dinmişti. İçeriden bir müzik sesi geliyordu. Çalan şarkı en sevdiğim şarkılardan bir taneydi.

NEFES BİLE ALMADAN-İLYAS YALÇINTAŞ

Şarkı ve şarkıyı söyleyen tanıdık erkek sesi ruhumu okşuyor ve adeta beni başka diyarlara götürüyordu. Bu ses Batu Karal'a aitti. O zaman içimdeki bu huzur da ona aitti.

Deniz beni neden buraya getirmişti?

Kafa dağıtmak için mi?

Sanmıyorum.

Beni sinirlendirip delirtmek için mi?

Olabilir.

Muhtemelen ikinci düşüncemde yüzde yüz haklıydım. Bu zampara Deniz beni buraya sinir etmek için getirmişti. Bir tezgahın önüne geldiğimizde Deniz adını bile duymadığım garip bir şey istedi. Muhtemelen tadı da adı gibi değişiktir diye düşünüp garsonu durdurdum ve " Onun yerine bize iki tane alkolsüz kokteyl lütfen," dedim. Deniz bana kendimi aptal hissettiren bir bakış atmıştı ama umursamadım.

 Gözüm sahneye takıldığında kaçmak istediğim o simayla karşılaştım. Batu beni görmemişti. Sesi ne kadar da güzeldi ve şarkıyı söylerken bile nasıl kişiliğinden ödün vermiyordu, anlamıyordum.

Ağzım açık onu izlerken aklıma son karşılaşmamız geldi. Beni itmişti canımı yakmıştı. Ona hayran hayran bakmayı kesip nefret bakışlarımı attım. Ona kimin daha iyi olduğunu göstermeliydim ve artık şarkı söylemek için hazırdım. O şarkısını bitirdiğinde Deniz çenesinin ucuyla sahneyi gösterdi.

 Hazırdım. Yapacaktım.

Batu ile karşılaşmamaya özen göstererek ahşap zemine çıktım. Şarkımı söylemeye başladığımda tüm gözler bana çevrilmişti. Batu da bana bakıyordu ve kaşları şaşkınlıkla kalkmıştı.

 Acaba sesim güzel çıkıyor muydu? Ben kalbimin gürültüsünden başka bir şey duymuyordum çünkü.

Şarkı bittiğinde salondan kocaman bir alkış koptu. Ben de mikrofona "Teşekkürler," deyip direk Deniz'in yanına gittim.

Keşke Batu'ya bakacağıma Deniz'e baksaydım, çok pis sarhoş olmuştu.

"Harikaydın güzelim."

Ben Deniz'le uğraşırken arkamda birinin olduğunu hissettim. Döndüğümde ise bu kişinin Batu olduğunu gördüm.

"Benden daha fazla alkış alan ilk kişisin."

Ona hiç cevap vermedim. Kızgındım ve darılmıştım.

"Ve bana ilk trip atan kızsın," dedi cevap vermeyişim karşısında.

Ona açık açık "Umrumda mı sence?" diye sorup önüme dönüyordum ki kollarımdan tuttu.

"Evet umrunda. Sen beni deli gibi seviyorsun."

O bunu söylerken içimdeki kelebekler havalanmıştı. İnsanın içinde kelebek olur muydu? Olmazdı.

"O gün sana 'seni seviyorum' derken yalan söyledim."

Kızaran yanaklarımla Deniz'e baktığımda sızıp uyuşuğunu gördüm.

Allah'ın belası! Gösteririm ben sana!

Batu öbür kolumu da tutup aramızda hiç boşluk bırakmayacak şekilde yaklaştı.

"Yalan söylemediğini ikimiz de biliyoruz. Ne istiyorsun benden?!"


"Hiçbir şey istemiyorum." dedim ona nazaran daha kısık çıkan sesimle.


"O zaman niye sürekli etrafımdasın?!"


"Bana bağıramazsın!"


Bağırmıştım ama sesim onunkinin yanında hiç kalıyordu. Ben ona ne yapmıştım?

 Sadece sevmiştim...

Batu kulağıma yaklaşıp "Sende diğer kızlar gibi benimi istiyorsun?" diye sordu.

Onda kollarımı kurtarıp" Senden nefret ediyorum. Seni istemiyorum. Git buradan!" diye bağırdım. Bu sefer çok bağıran taraf ben olmuştum. Allahtan müziğin sesinden sesimiz duyulmuyordu. Tekrar kollarımdan tuttuğunda "Madem beni istemiyorsun o zaman niye etrafımdasın?" diye sordu.

Şu an onu nasıl sevebildiğimi sorguluyordum. Keşke o kafeye hiç gelmeseydi.

"Çünkü ben..." dedim fısıldayarak." Seni sevmiyorum, sana aşığım!"

İnkar etmekten bıkmıştım. Artık yalanlamayacaktım.

Gözlerine bakmak için çenemden tutarak kafamı kaldırdı.

"Ben senin bedenini değil, kalbini istiyorum. Ama sen hiçbir şey hak etmiyorsun Batu Karal!"

Ne zaman yaptı bilmiyordum ama tam dudağımın kenarına bir öpücük kondurdu.

"Ben senin sevgini hak etmiyorum."

Gözlerim gözlerine değeceği anda etraf karardı ve müziğin gürültülü sesi kesildi. Etrafı kızların çığlıkları sararken ağzımı ve burnumu kaplayan bir bez parçası hissettim. Bezdeki keskin koku bilincimi yitirmeme sebep olurken son duyduğum şey Batu'nun endişeli bir sesle bana bağırması ve insanların uğultulu sesleriydi.

________________________________________________________________________________________________


Veeee bir tane bölümün daha sonu. Arkadaşlar kitabı okuyan herkese çok ama çok teşekkür ederim. Emeğimizin karşısında bir voteyi çok görmeyin lütfen. <3

TATLI TEHLİKE~(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin