'Teklif'

355 16 0
                                    

Lavabo olayından sonra kendimi Burak'ın yanında buldum. Merak ediyordum. Hem de ölesiye... Aralarındaki bağlantıya ihtiyacım olabilirdi. 

" Hey Burak." diyerek seslendim. Beni görünce kaşları çatıldı. Her zamanki gibi. 

" Dövüşmek için geldiysen boşa uğraşma, yapmayacağım." Lanet olsun. Bu adam beni çıldırtıyor kaç aydır dövüşmeme izin vermiyordu. Düşününce hak vermiyor da değildim. Sonuçta dövüş bitse de rakibimin pestili çıkana kadar dövüyor hatta hastanelik ediyordum. Böyle birini kim  dövüştürerek başına iş açmak isterdi ki!

" Önce sessiz bir yere geçelim." Diyerek onu kimsenin olmadığı alana çektim. Cebimdeki sigara paketinden bir dal aldım ve yaktım.

" Biri hakkında sana soru soracağım ve beni sakın kandırmaya çalışma." dedim. Sigaramdam bir nefes aldım.

" Kim?" diye sordu.

" Arselen Polat." dedim. Dememle gözlerini gözlerimde kilitli kaldı.

" Tanıyorsun onu." Diye ekledim. Gözlerini hemen çekti.

" Neden arıyorsun onu?" dedi. ciddileşerek.

" Oralara girme. Şimdi anlat onun hakkında bildiğin her şeyi." dedim öfkeyle.

" Sana hiçbir şey anlatmayacağım." 

" Buraya dövüşmek için gelmem, dövüşlerine karışıp durmam. Ayrıca parana da dokunmam." Tamam bu adama bela olarak gelmiştim, huyum kurusun ne yapayım.

" Sadece dinle. Soru sorma çünkü cevaplamayacağım."

" Tamam." dedim o ise devam etti.

" On dört yaşındayken annesini kaybetti babası on altı, on yedi yaşındayken öldürüldü. Davranışlarından dolayı dışlandı, babası yüzünden dövülüp sövüldü. Aslında bunları biliyorsundur. Bildiklerim seninki kadar. İçine kapanık biridir."

" Benim işime yaracak bir şeyler de biliyorsundur." dedim. Soru sormuyorum. Çünkü bildiği bir şey olduğuna eminim.

" Bu söyleyeceğimi yakın çevresi haricinde pek bilen yoktur ama saklamıyor da..."

"Neyi?" 

" Acı çekmekten hoşlanıyor." diyince dudaklarımdaki sigara ellerimden kayıp yere düştü. Bu kesinlikle işe yarardı.

" Tam da istediğim gibi. Sağ ol." dedim ve yürümeye başladım.

" Nereye?" 

" Bunun şerefine içeceğim." diyerek arabama bindim.

ARSELEN

Yankı denen veledin tavırları sinirlerimi bozuyordu.

" Ne düşünüyorsun." diyen Bora'ya döndüm. Gerçekten onu düşünecek kadar değerli oludu mu bu velet. Niye düşünüyorsam artık.

" Yok bir şey, sen takıl." dedim etrafıma bakmaya başladım. Onu düşünmemeliydim.

Etrafımda yüzlerine maske takan insanlar çoktu. Kim bilir ne düşünüyor ne planlar kuruyorlardı. Kim bilir hangi yalan duygulara sahiptiler.

Bu dünyada duygularını öne serip dışlanan insanlar olur, hep gerçeğin bilincinde olan onlardır. Dünyadan haberdar olmayan insanlar çoktu. Ne hissediyorsan, söyleyeceksin. Madem Tanrı denen varlığa inanıyorsun neden sana bahşettiği şeyleri saklıyorsun. Düşüncelerimi bozan asabi kızdı. Ne işi vardı burada. Yüzündeki hınzır gülümseme rahatsız olmama yetmişti. 

" Başka yere otur güzelim." diyerek yanımda fark etmediğim kızları kovdu.

" Anlaşılan yanıma oturmaya çok heveslisin yada  kucağıma oturmak mı istiyorsun?" dedim. Pis sırıtışımı atarak.

Dönüm Noktam - TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin