"Bana gösterdiğin gibi."

299 13 0
                                    

"Seni seviyorum." dedikçe dikilirdi dudaklarıma gözleri,

"Nefesinle konuş." der gibi bakardı hep....

Bende ikiletmez ÖPERDİM.

  🔱🔱🔱  

Her şey bir bilinmezlikle başlar, birden fazla sonuçla biterdi. Onunla karşılaşmamda öyleydi. İlk aşkım bana bir çok şeyi, fark etmemi sağlamıştı. Sevgiyi, hüznü, şiirleri, şarkıları, dünyayı ve en önemlisi de aşkı. Keşke sonumuz bu sonuçlar kadar güzel olsaydı. Olmamıştı işte. Tanrı beni ondan da mahrum etmeyi başarmıştı. Gündüzleri, geceleri ve annemi aldığı gibi ilk aşkımı da alıp yalnızlığa tekrar tekrar mahkum ettiğini belirtmişti. Annem gibi o da gözlerimin önünde yitip gitmişti. Beni cezalandırıyor muydu bilmiyordum, ama cezalandırılmam gerektiğini sanmıyordum. Oysaki küçücük bir çocuktum. Hani çocuklar melekti. Savunmasız, saf.

Her şey bir yana beni bilinmezlikler rotasına yönlendirip gitmişti. Ardından bir şiir bıraktı. Son nefesini neden bu şiirle bitirdiğini anlayamamıştım. Bu şiirinle bana ne söylemek istediğini çözememiştim, çözemeyecek gibiyim de. Gidiyordu işte herkes. Teker teker gözlerimin önünde yitip gidiyorlardı. Birini sevmekten, onu da kaybetmekten çok korkuyordum. Ama birini sevmek bambaşka bir şeydi. İnsanı dünyaya yeniden bağlıyor, hayat enerjini yükseltiyordu. Bir yandan sevmek için deli gibi yanıyordum bir yandan da onu kaybedeceğim diye deli gibi korkuyordum. Yankı bana farklı hissettirdi. Sonsuza kadar beraber olacak, bizi hiçbir güç ayırmayacak. Hislerime güvenmeyen biriyim ama bu hisse olabildiğince tutunmak istiyordum. Gözlerimin önünde uyuyan bu masum yüzü gördükçe hızlanan kalbime güvenmek ve onu masumluğunu bozmamak istiyordum.

Geçmiş her insan için siyahken benim için cehennemdi. O cehenneme geri dönmek istemiyordum. Yankı'nın bu merakı beni cehennemime itiyordu. Kurtulduğum cehennemden kalan küllerimi yakıyor, yaktıkça ruhumu acıtıyordu.

"Yankı..." dedim kulağına fısıldayarak. Yatakta kıvrandı. Ama uyanma belirtisi göstermiyordu.

"Annen gelecek şimdi Yankı. Uyan!" dedim. Nedense Yankı ile tehlikeli pozisyondayken ortalıklarda görünüyordu. Bazı zamanlarda bizi bildiğinden şüpheleniyorum bazen de bilmediğine adım gibi emin oluyordum.

Yankı yüzünü benden mahrum ederek diğer tarafa döndü. Ardından;

"Biraz daha..." diyerek mırıldandı. Sesi boğuk çıkmasına rağmen bana güzel geliyordu. Aşk bu değil miydi? Her kusura rağmen birbirini delice sevmek ve istemek. Zorlayıcı duyguydu; aşk. Yorucu, acı verici bir o kadar da mutlu verici.

"Yankı, hadi lan kalk. Şimdi yakalanacağız." dedim. İlk başlarda annesini takan Yankı, şimdilerde umursamaz olmuştu. Adeta rolleri değişmiştik. Ben sadece hayatına her zamanki gibi devam etmesini istiyordum. Buraya gelmeden önce ki Yankı nasılsa öyle kalmasını. Temiz ve masum. En önemlisi kanlı ellerimden uzak. Ona dokunmak canımı yakıyordu. Yüzüne dokunurken, dudaklarını dudaklarıma hapsederken kalbimdeki yangının hiç bir zaman sönmeyeceğini biliyordum. Aşk, acılarına rağmen beraber kalkmak değil miydi? Biz beraber ayağa kalkabilecek miydik? İkimizin kalbi kül olmuşken aynı anda dirilebilecek miydi?

Daha fazla oyalanmadan Yankı'nın kollarından tutup hızla ayağa kaldırdım. Yaptığım ani hareketle gözleri fal taşı gibi açılmış, bana korkunç bir şey görmüş gibi bakıyordu. Gülmemek için kendimi zorlasam da beceremedim. Dudaklarımdan şen kahkahalarım uçarken Yankı'nın söylenmesini duyamıyordum bile. İkimiz yatağın ortasındaydık. İnce, düz bacaklarının üzerine oturmuştum. Yüzü yüzüme yakındı. Sarı saçlarının bir kaç tutamı terlediğinden siyah olmuştu. Alnına küçük buseler yerleştirmeye başladım. Gülümsediğini yüzünde harekete geçen kaslarından anlamıştım. Yanaklarına doğru yol alırken, soğuk elleri yüzümü kavradı. Yüzümü görebileceğim şekilde yönlendirdi. Parmak boğumlarına gömülmek ve her hücresine kendimi yerleştirmek istiyordum. İzin vermeyince anlamsızca baktım suratına.

Dönüm Noktam - TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin