• 1. BÖLÜM • "GELİYORLAR" •

3.7K 235 37
                                    

---------------------------------------------

Balerin topuzu yaptığım saçlarımı son bir kez yokladıktan sonra ceketimi giydim. Delik deşik olmuş bez çantamı koluma asarken, annemi ve kardeşlerimi uyandırmamak için yarısı kırık tahta kapıyı büyük bir dikkatle açtım. Güneş daha yüzünü göstermemişti, etraf mezarlık kadar sessizdi.

Adımlarımı bitki örtüsü yerle bir olmuş ormana doğru çevirdim ve hızla ilerlemeye başladım. Her gün erken saatte uyanıyor ve ormanın biraz uzağındaki gölete gidiyordum. Bazen hiçbir şey yakalayamadığım için sapanla kuş avlıyordum.

Bez çantanın içinden boyu pek de büyük olmayan oltamı çıkardım ve ucundaki çengele birkaç gün önce toprağı eşeleyerek bulduğum ölü solucanlardan taktım.

Öğlene kadar göletin başında balık tutarak vakit harcadım, bugün şanslı günümde olmalıydım çünkü tamı tamına beş balık yakalamıştım.

Vakit kaybetmeden oltamı sarıp, çantama geri koydum. Evde karnı doyurulması gereken üç kişi vardı. Tuzağa düşmüş balıkları kurtardım ve baş aşağı olacak şekilde babamdan yadigar demir kancaya astım. Hayvanların bu haline hep üzülüyordum ama doğanın kanunu buydu.

Büyük küçüğü ezer.

Aynı güçlü ülkelerin, zayıf olanları sömürdüğü gibi.

"Hayvanlara üremesi için zaman ver, yakında nesillerini tüketeceksin Alya." Arkamdan gelen kadifemsi sese kafamı çevirdiğimde gülümsüyordum. Omzunu bir ağaca yaslamış, kollarını göğsünde birleştirmiş beni izliyordu. Koyu kahve gözleri üzerimde gidip gelirken umursamadan onu süzdüm. Buğday teni solgun görünüyordu, bakır rengi saçları birbirine girmişti ve kirli görünüyordu. Kot bir pantolon ve siyah bir tişört giymişti. Üstüne geçirdiği siyah deri ceket yıpranmış olmasına rağmen ona yakışıyordu. "Onlar tükenmezse biz tükeneceğiz." dedim. "Seni bilmem ama ben zaten tükendim."

Gülerken ona bakmak yerine balıklarla ilgilenmeye devam ettim, yine de onun da gülümsediğini hissedebiliyordum. "Ne zamandan beri buradasın?" diye sordu. "Şafak daha sökmemişti." diye yanıtladım. Baş aşağı astığım balıkları sol elime alırken ona doğru ilerlemeye başladım. Her zaman daha neşeli olurdu fakat bugün yaptığı espirilere rağmen daha somurtkan görünüyordu. "Sorun ne?" diye sordum kaşlarımı çatarken.

Onu uzun zamandır böyle görmemiştim, ister istemez içimde sıkıntı hissi oluşmuştu.

"Sorun yok." dediğinde onu beklemeden ormanın bitimine doğru ilerlemeye başladım. "Bana yalan söyleme çünkü beceremiyorsun." derken o da benim yaptığım gibi yürümeye başlamıştı. Sıkıntıyla ensesini kaşıyıp bana döndü.

Doğrudan gözlerimin içine bakarken "Geliyorlar." dedi.

Beynimden vurulmuşa dönerken yürümeyi bırakıp olduğum yerde dikilmeye başladım. Kimlerin geldiğini biliyordum, bu yüzden asıl soruya geçtim. "Nereden biliyorsun?"

Sorduğum sorunun cevabını almak bile istemiyordum. "Dünyanın sonuna gelmiş olabiliriz ama yıl 2042. Hala telefonumu saklıyorum, bir şekilde öğrendim işte." dedi. Kasabada sayılı kişide telefon vardı, ve onlardan biri de en yakın arkadaşımdı. Kafamı iki yana sallarken bunun doğruluğunu kabul etmek istemiyordum.

Karşıma geçip elleriyle iki kolumu da tuttu ve "Bak," dedi. Gözlerimi ona çevirirken beynimde uçuşan yüzlerce düşünceyi bastırıp onu dinlemeye başladım. "Bu gece buradan gideceğim, aileni de alıp benimle gel. İşgalcilerin ne kadar acımasız olduğunu biliyorsun Alya, daha önce gördük." Kollarımı ondan kurtarırken bencilliği karşısında şaşırmıştım. "Biz kaçacağız, peki buradaki insanlar? Onca çocuk, kadın, bebek... Hepsini öldürecekler ve kadınlara da tecavüz edip, köleleri yapacaklar. Bunları bile bile arkanı dönüp gidecek misin Tan?"

"Herkesi kurtaramayız!" diye kükrediğinde birkaç kuşun olduğu yerden havalandıklarını işittim. Gözlerim dolarken ne yapacağımı kestirmeye çalışıyordum. "Herkese haber vermeliyiz, köyde kimse kalmamalı anladın mı? Arkamda kimseyi bırakmayacağım." diye direttim. Onun aksine herkesi kurtarabileceğimizi biliyordum. En azından kendilerini kurtarmaları için bir fırsat sunulmayı hak ediyorlardı.

Tan hayal kırıklığına uğramışçasına bana baktıktan sonra sırtını dönüp uzaklaştı.


---------------------------------------------

İŞGAL/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin