"Kendini öldürmek mi istiyorsun sen?!"
Cevap vermeye tenezzül etmeyen Mehir, yeni yeni kendine geliyordu. Oyuncu, Mehir'in başını yerden yavaşça kaldırdığı sırada ellerini genç kızın saçlarına götürdü ve terden alnına yapışan kaküllerini geriye taradı. Alnı biraz olsun açıldığında ne kadar terlemiş olduğunu fark ediyordu. Elleri Mehir'in yanakları üzerinde, hiç istifini kaybetmeden bir kez daha bağırdı.
"İntihar mı etmeye çalışıyordun? Cevap ver!"
Mehir yüzünü Oyuncu'dan kurtararak güç bela ayağa kalktı ve yatağa oturdu. Oyuncu'nun ne söylediğini duymuyordu bile. Az önce yaşadığı olay gözlerinin önünden gitmiyordu.
Oyuncu ellerini siyah saçlarına daldırdı, öfkeli birkaç tutamı sinirle geriye taradı. Mavi gözleri alev alevdi. Üzerindeki tişört sinirinden neredeyse duman olup uçacaktı. Oysa Mehir bunları umursamıyor, elleri yatağın üzerinde, çarşafı sıkıyordu. Sanki bir şeyler söylemek istiyor da kendini zor tutuyor gibiydi. Korkak mıydı, deli miydi, psikopat mıydı? Bu kız nasıl bir değişikti çözemiyordu. Ancak üzerine giderse konuşturacağını sezmişti. Bu düşünceden yola çıkarak kızı paylamaya devam etti.
"Gecenin bir vakti neden boğmaya çalıyordun kendini?"
Mehir cevap vermedi.
"Cevap ver dedim!"
Susmayı seçti.
"Dışarıdaki bekçilerde küçük cehennemini yaşamak cazip mi geliyor?! O halde bırakalım da şu boş ve işe yaramaz kafanla geber git!"
Mehir sanki farklı bir evrende gibiydi. Oyuncu bir ara onu sarsıp sarsmamak arasında kaldı.
"Susmaya devam mı edeceksin?" Derin bir nefes aldı Oyuncu. "Emin ol, dediğimi yaparım. Bu yüzden beni daha fazla sinirlendirmeden anlat her şeyi."
Şüpheli mavi gözler, yere bakan genç kızda bir süreliğine daha gezindi. Sabrı taşıyordu ki, Mehir yorgunca konuştu.
"Anlatamam..."
Oyuncu kaşlarını çattı. Sesi yorgun çıkmıştı.
"Öyle mi?" dedi, genç eğitmen. Sinirleri gerilirken Mehir'i kolundan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı ve bir kez daha bağırdı. "O halde, sana şaka yapmadığımı göstermenin vakti geldi."
Mehir içinde kalan son irade kırıntıları ile yalvardı.
"Yapamam lütfen..."
"Kapa çeneni!"
Genç kız daha ne olduğunu anlamadan kapıya doğru sürüklenirken yine aynı şey oldu. Zaman durdu. Gözleri koyulaşmış, bedeni beyaza çalmış ve tıpkı bir ruhu andırıyordu. Çok geçmeden elini kaldırdı ve kolunu tutan adamı duvara fırlattı. Saniyeler içerisinde Oyuncu'nun boğazına yapıştığında ise kendinde olmadığı ortadaydı.
Oyuncu, cümlesinin devamını getiremeden boğazındaki baskı ile olduğu yerde kalakalmıştı. Az önce kendi bedenini sıkan elleri şimdi bir başkasının, eğitmeninin boğazında ölümü çağırıyordu ve ciddi anlamda boğuyordu. Ellerini Mehir'in ellerinin üzerine koyup çekeceği sırada Mehir, koyuya çalmış yeşil gözlerindeki nefretle adeta tısladı.
"Bir daha, sakın bana emir vereyim deme ucube."
Oyuncu, karşısındaki bücürün bu ani çıkışına şaşırsa mı, kızsa mı, sevinse mi bilemedi. Sabahtan bu yana kendisinde, hatta herkeste korkak ve asalak profili çizen kızın içinden resmen şeytan fırlamıştı. Ağzı gibi sivri olan dişlerinin arasından ürkütücü tonda, kafa karıştırıcı son bir cümleyi daha telaffuz edip akıl almaz bir sakinlikle yerine geçmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asperatus Nevm ✓
Science Fiction2020 WATTY SCIENCE FICTION KAZANANI! Sıcak onu kanatları arasına alana kadar, ölüm hep soğuktu. Aldığımız derece #1 in SciFi