Temizlememi İster Misin?

1.5K 89 69
                                    

''Seungri?''

Jiyong sessizce sorduğunda, üzerinde yattığı göğsün normalden fazla sıcak olduğunu farkedip kafasını kaldırmıştı.Sarışına bakınca hala uyuduğunu farketti, kıpırdamıyordu bile, çok yorgun olmalıydı.

Jiyong yavaşça doğrulup çocuğun alnına dokunmak istedi ama aniden durdu.Birkaç kez gözlerini kırpıştırdığında diğer eli kendi göğsünü buldu.

''Ne---''

Mırıldanıp kalbinin ne yaptığını anlamaya çalıştı.Çocuğa sarılarak uyumuştu ve hissettiği tek şey, sakinlikti.Ama şimdi onu böyle uyurken görmek aniden garip hissettirmişti.Çocuk çıplak göğsüyle yatakta yatıyordu, sarı saçları tamamen dağılmıştı ve birkaç teli alnına düşüyordu.Dudakları hafif aralıktı ve garip bir şekilde aynı anda hem güçlü hem de çok tatlı duruyordu.

Jiyong yatakta kaydı ve çocuğun yanında bağdaş kurdu.Bu kez yutkunduktan sonra yavaşça elini Seungri'nin alnına uzatıp saçlarını geri itti ve ateşine baktı.Sarışın bir şey mırıldanıp kafasını hareket ettirince Jiyong elini hızla geri çekti.Seungri'nin uyandığını düşünmüştü ama çocuk biraz hareket edip başını iyice yastığa gömdü.

Jiyong elini bu kez Seungri'nin yanağına götürünce dudağını ısırdığını farketmemişti.Yanağı bile normalden fazla sıcaktı ve aslında elini şimdi çekmiş olması gerekse de, eli öylece duruyordu, ve bu garipten de öteydi.Dürüst olması gerekirse, önceleri Seungri başkasıyla olsa normal bir ilişkisi olur deyişinin nedeni tam da buydu.Çünkü Jiyong'layken beklemesi gerekecekti, Jiyong hala her şeyi saçma buluyordu.Seungri'den hoşlanıyordu, çok fazla.Onunlayken sorun varmış gibi hissetmiyordu, her şey gayet sakin ve güzeldi.Ama yine de ona dokunmak çok garipti, çünkü Jiyong bu zamana kadar kendini hiç birini seviyormuş gibi hissetmemişti.Youngbae'nin Hyorin'e nasıl bağırdığını ya da kadının ona nasıl yapmaması gereken şeyleri söylediğini görebiliyordu.Bu sanki ikisi de birbirine aitmiş ve biri diğerine bağırdığında, onu sinirlendirdiğinde ya da dokunduğunda bu sorun olmuyormuş gibiydi.Ama Jiyong için, Seungri'nin onun olduğu falan yoktu.Evine gidip tüm bu saçmalığı bitirmek zorundaydı çünkü neredeyse onu kaybedecekti.Ona diğerlerinin hissettirdiği gibi hissettirmeyen, yardım etmeye çalışan, sinema salonundan onlarca kez çıkmasına rağmen bir kez bile söylenmeyip onu neşelendirmeye çalışmaya devam eden, deneyen ve deneyen çocuğu.Aslında Seungri tüm bunları yapmak zorunda değildi, önemli olan da buydu, yapması gerekmiyordu ama yine de yapıyordu.Jiyong çocuk ilk kez ona yardım etmeyi teklif ettiğinde bunu kabul etmemişti çünkü adam onun sadece yardım etmek istediğini düşünmemişti.Çünkü, ne, sikime, sadece, yardım, etmek, isteyecekti, ki? Jiyong'un aklında, yaşadıklarına ve gördüklerine dayalı olarak, insanlar insanlara bedavadan yardım etmezdi, ya da onlarla olmazdı, yanlarında karşılıksız durmazdı.Jiyong bunu çok iyi biliyordu çünkü her zaman diğerlerini memnun etmeye çalışan o olmuştu.Xin'le tanıştığında bu zirveye vurmuştu.Her zaman veriyordu, ve veriyordu.Hiçbir şey almıyordu.O yüzden denemeyi bıraktı, belki de diğerleri gibi hissetmek ya da birini çok sevmek ona göre değildi.Belki de böyle şeyleri hissedemeyen insanlar da vardı, ve Jiyong onlardan biriydi.Ailesi bile onu umursamıyordu ve daha da kötüsü o da ailesine karşı bir şey hissetmiyordu.Arkadaşlarını seviyordu ama bazen kendine engel olamayıp onlara bir yük olduğunu düşünüyordu.Çünkü onlar sevgiyi tatmış insanlardı, Daesung her zaman sevimliydi ve etrafa yardım etmeye çalışırdı, Seunghyun diğerlerine sahip çıkan büyük kardeş gibiydi, Youngbae...Youngbae onun gerçek annesiydi.Ama o her zaman en küçük çocuk gibi hissediyordu.Her zaman somurtan, sıkılan ve eve gitmek isteyip söylenmeye başlayan çocuk gibi.Ama Seungri'yle...

Jiyong başparmağını çocuğun yanağında hareket ettirmeye başladı.

Bu çok garipti, tabii ki de o salak gençlik yıllarını atlatmıştı.Ama böyle hissettiği bir an bile hatırlamıyordu, bu kadar heyecanlı.Çünkü hayatında ilk kez biri tüm dikkatinin odağı olmaya çalışıyordu, hepsinin.Seungri ona arkadaşları gibi yardım etmeye çalışmıyordu, diğerleri gibi acımıyordu, ötekiler gibi kullanmaya çalışmıyordu.

You Can Have All My HoodiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin