Bir Ağaç Değilsin, Hareket et

1.3K 101 36
                                    

''Ne yaptın, ne yaptın Jiyong?''

''Bana yumruk atmak istiyormuşsun gibi bakmayı kes.''

''Biraz daha iyi hissettiğinde seni çok fena dövmek istiyorum!'

Jiyong somurttu.

''Kırıcı.''

''KIRICI?! KIRICI OLAN BEN MİYİM!?'' Youngbae işaret parmağını ona doğrulttu. ''ONU ORADA ÖYLECE BIRAKIP GELDİN JIYONG!''

''Biliyorum, panikledim.''

''Tanrım...Başım ağrıyor.'' Youngbae koltukta arkasına yaslanıp parmaklarıyla alnını ovalamaya başladı.

''Ciddi misin Jiyong? Sana karşı kibar olduğu için mi panikledin?'' Seunghyun ona dik dik baktı.

''Evet.''

''Kafayı mı yedin dostum?''

''Ne bekliyordun Seunghyun? Onu sadece iki gündür tanıyorum ve bana karşı çok nazik.'' Jiyong kollarını açıp diğerlerine baktı. ''Gayet açık değil mi?''

''NE GAYET AÇIK JIYONG? ONUN KİBAR BİRİ OLDUĞU MU?'' 

''Hayır! O, garip!''

''Siktir---Bize bir bak! Sence biz çok mu normaliz?'' Seunghyun bağırdıktan sonra kimse bir süre konuşmadı.Jiyong'a kızgınlardı ama yine de üzerine fazla gitmek istemiyorlardı çünkü kendini onlara da kapatırsa bu pek sevimli olmazdı.

Seunghyun Youngbae'nin omzuna dokunup çok-üzerine-gitme bakışı attı.

''Gitmem gerek, Dae beni bekliyor.'' Yerinden kalktığında Jiyong yalvarırcasına ona baktı. ''Üzgünüm Jiyong, Youngbae'den kaçamazsın.'' Seunghyun gülüp kapıya yöneldi.

Jiyong fırça yemeği beklerken bakışlarını bordo ayakkabılarına odakladı.

''Söz konusu o olduğunda neden bu kadar endişelisin?'' Jiyong yavaşça sordu. ''Tıpkı bana yaptığın gibi.''

Jiyong en yakın arkadaşının annesi gibi davrandığını biliyordu ama aynı zamanda adamın ona gerçekten değer verdiğini de biliyordu.Büyük ihtimalle öz annesinden daha fazla değer veriyordu.Youngbae hep yanında olurdu, suçluyken, kurbanken, hastayken, hiç farketmezdi.Evet, saatlerce söylenip küfrederdi ama yine de çekip gitmezdi.Eğer Jiyong başka birine Seungri'ye davrandığı gibi davransa adam yine onu azarlardı, ama böyle değil.Seungri hakkında başka bir şey vardı, Youngbae'nin onu korumaya çalışmasının bir nedeni olmalıydı.

''Senin için çok önemli biri olduğunu sanmıyorum, eğer yakın olsanız bunu bilirdim.'' yavaşça devam etti, korkuyordu çünkü Youngbae bağırmıyordu.

Adam iç çekip Jiyong'a baktı.

''Haklısın, onu uzun zamandır tanımıyorum.'' Normal bir tonda söylediğinde Jiyong'un kafası karıştı.

Tamam, fırça nerede?

''Garip bir şekilde tanıştık.'' Youngbae devam ettiğinde Jiyong sessizce onu dinlemeye başladı.

''Hyorin'i görmek için okula gitmiştim.''

''Bekle--Aynı okuldalar mı?'' Jiyong şaşırdı çünkü Youngbae'nin kız arkadaşı bir öğretmendi.

Youngbae başıyla onayladığında ciddi görünüyordu.

''Arka bahçede onun gelmesini beklerken bir grup oğlan kavga çıkardı.''

Oh...

İşte bu tanıdıktı.

''Dört çocuk birden bir kişiye saldırmak üzereydi.Ama saldıracakları çocuk aniden içlerinden birini yumruklamaya başladı ve daha sonra gördüğüm ilk şey içlerinden iki çocuğun hızla oradan kaçışıydı.'' Youngbae o günü hatırlamak istemiyormuş gibi iç çekti. ''Kalan iki oğlandan diğeri onu yumruklayıp arkadaşını kurtarmak istedi ama çocuk arkadaşını bir köşeye fırlatıp bu sefer de onu benzetmeye başladı.Sonunda yere düştüğünde onu deli gibi tekmeliyordu.''

You Can Have All My HoodiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin