#9

3.9K 225 46
                                    

Düşüncelerim bir bilinmezliğin içinde, gidip geliyordu. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilemiyordum. Derse odaklanamıyor, hocayı dinleyemiyordum. Beynimin her zerresine kadar, tüm hücrelerim Eymen'i düşünüyordu. Bir yanım onu deli gibi merak ederken, diğer yanımda onun için deli gibi endişeleniyordu. Şuan Vaha denilen lanet yerde dövüşüyorsa ve başına bir şey geldiyse. Ben ne yapardım? Onun canının yandığını bilmek! Hayır, hayır katlanabileceğim bir düşünce değildi bu. Onu kaybetmeyi göze alamazdım. Masanın üzerindeki kitabımı alıp çantama sıkıştırdım hızla.

"Alya, neden toparlanıyorsun?" diye soran Sümeyra'ya kısa bir bakış atıp toparlanmaya devam ettim.

"Gidiyorum. Bugünlük bu kadar ders yeter."

''Saçmalama, dersin ortasında nereye gidiyorsun? Bekle dersin bitmesine az kaldı."

"Hayır, duvarlar üstüme üstüme geliyorlar. Daha fazla burada kalamam. Akşam seni ararım, konuşuruz." deyip çantamı koluma takarak ayağa kalktım.

Hocanın yanından geçerken beni süzüp, ters ters bakmasını umursamadan sınıftan çıktım. Dersten biranda çıkmıştım ama ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Erkam, Almila'yı eve bırakmış, geri derse gelmiştir umarım. Erkam ve Almila gittikten sonra ben de derse girmiştim. Sümeyra nerede olduğumu sorduğunda ona olayları özetleyerek anlatmıştım.

Üçüncü sınıfların bulunduğu bir üst kata gitmek için merdivenlere doğru yürüdüm. Umarım Erkam gelmiştir. Ondan Eymen'in şuan nerede, ne yaptığını öğrenmeliydim. Merdivenleri hızla çıkıp sola döndüğümde birden karşıma çıkan Erkam'la kendimi frenleyemeyip ona çarpacağım sırada elleriyle kollarımı tutup ona çarpmama engel oldu. Rahat bir soluk alarak kendimi hemen geri çekip kollarımı ellerinden kurtardım.

Yüzüne yerleştirdiği alaylı gülümsemeyle bana bakıyordu. Kaşlarımı çatarak ona ters bir şekilde bakıp bakışlarımı ayak uçlarıma indirdim. "Bu iki oluyor. Umarım üçüncüsü olmaz. Ne dersin olur mu?"

Erkam'ın alaylı konuşmasını çekemeyeceğim için direk konuya girdim. "Eymen nerede?"

Erkam ciddi bir ses tonuyla "Yalnız ilk ben soru sormuştum. Ben soruma cevap alamazsam, sende alamazsın. Her şey karşılıklı." dedi. Son cümlesinde ciddi sesinin yerini keyifli bir ses tonu almıştı. Herhalde benim zor duruma düşmemden keyif alıyordu. Ayrıca bana ne sormuştu da cevabını istiyordu? Bilmem bu iki oluyordu, üçüncüsü olur mu? Neyin üçüncüsü?

Anlamamış bir ifadeyle yüzüne baktım. Yüzünde alaycı gülümsemesiyle beni izliyordu. Dişlerimi sıkarak; "Sorunu anlamadım. Ne saçmalıyorsun?" diye sordum.

Yüzündeki alaylı gülümseme büyüyerek, gözlerinde şeytani bir parıltı meydana gelmişti. "Benimle bu akşam yemeğe gelir misin, diye sormuştum ama şimdi vazgeçtim. Senin gibi biri benim standartlarımın altında yerlerde takılır. Bir tadı olmaz yani." Saçlarını karıştırarak devam etti. "Imm, şimdi düşüneyim sana Eymen'in yerini söylersem bunda benim kârım ne olacak?"

Zevzek zevzek konuşmasına dayanamayıp "Tamam, boşver bir şey istemedim senden." diyerek yürümeye başladım. Almila'dan öğrenirdim yerini. Hem daha önce niye bu aklıma gelmedi ki? Gelip burada, bununla muhattap oluyordum. Sadece biraz daha sabretmem lazımdı. Almila'nın iyi olmasını beklemeliydim.

Arkamı dönüp yürüyecekken Erkam kolumu tutarak beni durdurdu. "Hey tamam, gitme. Bir anlaşma yapabiliriz."

Hemen kolumu elinden çektim. "Bana dokunmamanı söylemiştim. Ayrıca kalsın, seninle anlaşma falan yapmayacağım." sert bir şekilde tane tane konuşarak yürümeye başladım.

Göklerin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin