#46

2.5K 182 45
                                    

"Neden Ömer'e söyledin?"

Duyduğum soruyla bardağın dibindeki renkli karışımı izlemeyi bırakıp Sümeyra'ya baktım. Ardından mırıltıyla konuştum.

"Yeni söylemedim."

"Pişkin pişkin konuşma Alya! Ona söylememeliydin. Artık yüzüne bakamam. Onu sevdiğimi bilmemeliydi."

"Siz birbirinize geç kalmış aptallarsınız. Yanılmıyordum. Sen onu seviyordun ama onun seni kardeşi gibi gördüğünü düşündüğün için duygularını sakladın. Abim de senin gibi hissediyordu. O da seni seviyordu ama onu abisi olarak gören bir kızı sevmek, ona göre yanlıştı. Bu yüzden de seni sevdiğini kabullenmemek için her yolu denedi. Senem ile çıkması seni sevmediğini kendisine ispat etme çabasından ibaretti. Senem'in sana kötü davranması ayrılmalarına yetmişti. Bu basit nedenden dolayı sevdiği kızdan ayrılmış olması çok saçma değil mi? Bunları çok geç fark etmiş olmam yazık, ama öyle Sümeyra. Siz birbirinize geç kaldınız. Eğer bana önceden anlatmış olsaydın ve ben de abime söylemiş olsaydım, böyle olmazdı. Mahra ile evlendikten sonra sinirlenip onu sevdiğini söylemiştim. O da telefonu yüzüme kapatmıştı. O zaman bana kızdığı için kapattığını sanmıştım. Ama sonradan şaşkınlığından, üzüntüsünden dolayı kapattığını anladım. Çünkü iş işten geçmişti. Evlenmişti."

Sümeyra'nın gözlerinden akan yaşlar kalbimi yakıyordu. Abimin gözlerinde gördüğüm kaybetmişlik duygusu Sümeyra'nın gözlerinde de vardı. Onların birbirlerini seviyorken kaybetmeleri çok acıydı.

"Abim onun yüzünden çektiğin acıyı alabilme gücüne sahip olsaymış, tereddüt etmeden alacağını söyledi. Senin de onun gibi kendi yolunu çizmeni istiyor, mutlu olmanı istiyor. Bunu yap arkadaşım, Ömer'i hiç sevmemişsin gibi yapmaya çalış. Biliyorum bu çok zor ama güçlü olmalısın. Çünkü sizin birlikte bir hikayeniz yokmuş. Yollarınız ayrı çizilmiş."

Sümeyra parmaklarıyla yanaklarından akan göz yaşlarını silip konuşmaya başladı.
"E-evet biz aynı yolun yolcuları değilmişiz. O gün beni incitmek istemediğini söyledi. Her zaman kız kardeşi olarak kalacağımı da eklemeyi ihmal etmedi."

Sümeyra'nın ellerini tutup mırıldandım.
"Geçecek hepsi. Ben de hatalıyım. En yakın arkadaşımın yürek acısından bihaberdim."

Dünyam Eymen'den ibaretmiş gibi çevremde gelişen olaylara gözlerimi kör ettim, kulaklarımı sağır ettim. Abimle Sümeyra'nın kavuşmasına vesile olabilirdim. Fakat olmadı. Umuyorum ki abim kalp ağrısının üstesinden gelir, Mahra ile mutlu olurdu. Sümeyra'nın karşısına onu gerçekten hak eden iyi bir insan çıkar ve onu mutlu ederdi. Ayırmış oldukları farklı yollarda, mutlu olmaları için dua edecektim. İkisi de benim değerlilerimdi.

"Yapma Alya. Hiçbirimizin suçu yok. Hepimizin kendine göre haklı sebepleri vardı. Ya da yaptığı aptallıkları. Sana anlatmadığım sürece bilemezdin. Ömer ile birbirimize karşı ördüğümüz duvarlar çok güçlüydü. Hiçbirimiz aşamazdık. Çünkü bizim yollarımız ayrıydı. Ali Ömer'in o güzel kızla karşılaşması gerekiyordu. Onlar birbirlerinin kaderi. Hayatımızı bir filme veya kitaba konu yapsalardı muhtemelen ben ikinci kız olurdum. Kötü olan ikinci kız."

Sümeyra'nın son cümlesine müdahale etmeden duramamıştım.
"Sen ve kötü kız olmak? Tamam bazen sinir bozucu olabiliyorsun ama başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğuna tercih edersin."

Sümeyra gülerek krem rengi şalını düzeltti. Ardından konuşmaya devam etti.
"Neyse Ömer defterini kapatalım. Mahra iyi bir kıza benziyor. Umarım çok mutlu olurlar."

Kafamı sallayarak onu onayladım. Söyleyecek bir şey yoktu. Sözlerin bittiği yerdeydik. Hayat böyleydi. Kimileri mutlu, kimileri hüzünlü yaşamaya devam ederlerdi.

Göklerin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin