#32

2.5K 179 26
                                    

"Özür dile!"

"Anlamadım neden özür dileyekmişim?"

"Çirkin imaların yüzünden ikimizden de özür dileyeceksin. Bende konuyu kapatacağım."

Kahkaha sesini duymamla dişlerimi sıktım. Bu adam neden bu kadar iticiydi? Sinir bozucu kahkahasını kestiğin de gözlerimi boş çardaklardan ayırıp ona çevirdim. Yüzündeki alaylı gülümsemeyle bana küçük bir bakış atıp bankın yanında duran Erkam'a bakarak konuşmaya başladı.

"Öz kuzenimin sevdiği kıza açık açık yazıyorsun ve sonra bende yanlış anlamış gibi yapıp özür dileyeceğim. Doğru anlamış mıyım?"

Çağrı Mehmet'e cevap verme gereği duymuyordum. Bir insan ancak bu kadar dik kafalı ve aptal olabilirdi. Ayağa kalktım, burada daha fazla kalmamalıydım. Sabahtan beri yaptığım her şey yanlıştı.

"Çağrı, sana özür dile dedim. Alya'dan hemen özür dile!"

Çağrı tekrar gülmeye başladı. Ama Erkam yumrukları sıkılı bir halde konuşmaya devam etti.

"Söylediğin sözlere de dikkat et. Eymen senin öz kuzeninse benim de kardeşim. Aramızdaki bağı kıskandığın için bunları yapıyorsun, biliyorum. Seni anlıyorum da. Bu yüzden benden özür dileme ama Alya'dan özür dilemek zorundasın."

"Saçmalamayı kes! Ben ne gördüğümü biliyorum. Senin ona olan bakışların, davranışların ortada. Hiç kimseyi umursamayan aklı bir karış havada Erkam, Eymen'in kız arkadaşını umursuyor. O kadar umursuyor ki ondan özür dilemem için benimle kavga etmeye hazır. Beni mi kandırmaya çalışıyorsun yoksa kendini mi?"

Çağrı Mehmet'in söyledikleri beynime bir balyoz darbesi gibi iniyordu. Sahiden böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Hayır, hayır böyle bir şeyin olması imkansızdı. Eymen ve Erkam benim gibi kızlardan hoşlanmazlardı. Eymen'in sevgiye ihtiyacı vardı. Bunu bugün net bir şekilde anlamıştım. Benim sevgimi gördüğü için de bana bir şans vermişti. Zaten bu şansla da beni yıkıp bir en enkaza dönüştürmeyi başarmıştı. Defalarca kendimden taviz vermiştim, vermeye devam ediyordum bir aptal gibi.

Fakat Erkam imkânsızdı. Eymen'e olan sevgim yüzünden beni önemsiyordu. Arada Eymen olmasa onun için bir hiçim. O Eymen'e gerçekten değer veriyor, sevilmeye ihtiyacı olduğunu biliyor.

Erkam'ın çatallaşmış sesini duymamla düşüncelerimi beynimin en ücra köşesine gönderip mantıklı bir şeyler duymayı umut ettim.

"Varsayalım söylediklerin doğru, bunda Alya'nın ne suçu var? Ondan özür dile!"

"Vay be. Demek kara sevda."

Bana bakıp "Şimdilik özür diliyorum. Fakat masum olduğundan pek emin değilim." Dedi.

Onunla muhattap olmama kararımı burada askıya alıyorum.
"Bu yakışıktırmayı yapmaktan utanmıyor musun? Eymen'in annesi hastanede yatıyor onun için endişeleneceğine fitne fesat peşindesin. Utanmaz."

Son kelimeyi ağzımda gevelerken onları ardımda bırakıp çıkışa doğru yürümeye başlamıştım. Sürekli yanlış şeyler yapıyordum.

"Alya bekle!"

Erkam'ın seslenmesini duymazdan gelerek yürümeye devam ettim.

''Sana sesini kesmeni söylemiştim."

Erkam'ın bağırmasına, Çağrı Mehmet'in alaylı gülüşüne kulaklarımı tıkıyarak yürümeye devam ettim.

Hastanenin bahçesinden çıktığımda derin bir nefes aldım. Bugün olanlar düşüncelerimi esir almaya başladı. Eymen'i ilk defa çökmüş bir halde görmüştüm. Annesini isteyen küçük bir erkek çocuğu gibiydi.

Göklerin KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin