Ayşegül'ün ağzından:
Ağladım. Sinan şaşkınlıkla bana baktı.
"A şu çocuk filmde oynayan çocuk değil mi filmin adı 'Uğur Böceği' evet adı oydu. O da Uğur'u oynuyordu."
"Hadi yanına gidelim kanka."
Sinan'ın yanına koştular.
"Seninle fotoğraf çekilebilir miyiz Uğur?"
"Tabiki ama şey... Benim adım Sinan, Uğur değil. Ama karışıklığı anlıyorum."
"Ya çok tatlısın. Altın yürekli çocuk."
Sarılmayı bırakıp Sinan'a baktım bi.
"Çok teşekkür ederim, siz de çok tatlısınız."
"Yiyecem ama ben seni. Bu kadar nazik olma çocuk."
Sinan gülümsedi.
"Teşekkürler abla."
Fotoğraf çekindiler.
"Instagram hesabın falan var mı?"
"Evet. Kullanıcı adım sinankarayel"
Kız telefonunu çıkartıp takip etti.
"A bi kaç bin takipçin var."
"Kanka ya bu tam ısırmalık değil mi? Dur bende takip edeyim."
O da etti.
"Takip ettiniz için teşekkür ederim." Dedi gülümseyerek.
"Ayşegül abla. O kim?"
Tekrar sarıldık onunla. Yanağından öptüm onu.
"Yalnız babam duymasın şimdi, sevinmez."
Çekildik.
"Onur..."
Omuzundan vurdum.
"Terbiyesiz vurucam seni ha ellimde kalıcaksın. Hani ölmüştün."
Çok ağlıyordum...
"İstersen öleyim yani... Problem olmaz."
"Sus. Bana bunu nasıl yaşatabildin ya?"
"Mecbur kaldım... Özür dilerim nolur affet."
"Nerdeydin."
Kızlar yere baktılar. İkisi de bağırdı.
Sinan da yere baktı.
"Ayşegül abla!!!"
Sinan'a baktım. Yere baktı. İhsan yoktu... Korktum. Sinan'a koştum ve etrafa bakındım.
"Tamam korkma, korkma tamam mı. Ben varım. Bir şey olmaz."
"Korkuyorum ama."
Sarıldım. Kızlar çoktan gitti.
"Bir şey olmayacak."
Onur da etrafa bakındı.
"Kan izlerini takip edeyim ben. Siz burda durun bi." Dedi Onur.
"Saçmalama. Burda kalıcaksın, sana bir şey olursa dayanamam."
Onur yanımıza geldi. Tekrar sarıldık.
Birden koşan birini duyduk. Sinan çok korktu. Arkama baktım, Poyrazdı.
"İhsan nerde?" Yerdeki kanı gördü. Onur'u gördü ve silahını çekti. Onur da çıkardı.
"Ayşegül noluyor burda?"
"Sen kimsin?" Dedi Onur.
"Asıl sen kimsin? Ayşegül noluyor burda?"
"Sen Poyraz mısın?"
"Evet..."
"Ha öyle desene." Silahını geri çekti.
"Ayşegül noluyor burdan?"
"Baba çok korktum o adam yok. Bi de vuruldu o adam."
"Vuruldu mu?"
"Evet bak." Elliyle kanları gösterdi.
"Yok dayıcım yok korkma. Gelmez o, yaralı bir halde gelmeyi cesaret edemez."
"Ayşegül... Bu kim?"
Poyraz'ın yanına gidip sarıldım. Geri sarıldı.
"Onur... Ölmedi, ölmedi yaşıyor."
Onur'a baktı.
"İyi de o zaman neden bana sarılıyorsun ki kardeşine sarıl." Dedi gülerek.
Çekildim.
"Odunsun Poyraz."
"Sağolusun sağolusun. Demek meşhur Onur Umman sensin ha?"
"Evet. Sende benim yerime geçen adamsın dimi, Poyraz Karayel daha doğrusu Ahmet Poyraz Karayel."
"Adımı nerden biliyorsun? Ve senin yerine geçmek derken? Estağfirullah ya hiç kimse senin yerine geçemedi de geçemez de geçmeyi düşünmedi de."
"Şaka yaptım zaten şaka. Ama babam seni çok seviyor ya o bakımdan. Abimden çok sevecek nerdeyse."
"Ya yok öyle bir şey. Kimsenin yerine geçmeye niyetim yok benim."
"Biliyorum, biliyorum."
Poyraz Sinan'a baktı, kucakladı.
"Oğlum, iyi misin oğlum? Okula gidebilecek misin?"
Onur Poyraz'ın yanına gitti.
"Alabilir miyim bi?"
"Al."
"Gel dayıcım gel." Kucağına aldı Sinan'ı.
"Şey Sinan Ayşegül'ün çocuğu olmadığını biliyorsun dimi."
"Kimin çocuğu olduğunu gayet iyi biliyorum."
"Diyorsun..."
"Hıı. Dayıcım, merak etme tamam mı? Ben burdayım, baban burda. Sana hiç kimse dokunamaz."
"Tamam. Onur amca sen Ayşegül ablamın kardeşi misin?"
"Sen Onur dayı de tamam? Ve evet kardeşiyim."
"Tamam Onur dayı. Sen ölmüştün hani."
"Hıı ölmüştüm dimi. O şöyle oldu, şimdi Bahri dedeni biliyorsun dimi."
"Evet."
"İşte onun düşmanlarından biri beni öldürmeye kalktı. Sonra noldu bilmiyorum ama kendimi bir odada buldum, odada insanlar vardı, istihbarattan insanlar öyle ya onlarla çalışıcaktım ya da orda hayatım boyunca kalıcaktın. Çalıştım. Yanisi ajan oldum."
"007 gibi mı?"
"Evet James Bond gibi." Dedi gülerek.
"Vay canına. Hâlâ ajan mısın peki?"
"Evet, başta zorla olsada sevdim bu işi. Ajan kalmayı tercih etmiştim. Ama sonra bir şey duymuştum ve hemen çıktım geldim."
"Ne duydun ki?" Dedi Poyraz
"Sana sonra anlatırım Poyraz abi."
"Poyraz diyebilirsin."
"Tamam enişte."
İkisi de güldü.
"Yalnız şimdi o mezar boş dimi... Boşuna masraf oldu ya yazık."
"Aynen ya... Ben en iyisi öleyim bari boşuna olmamış olur."
"Aynen aynen bencede."
Gene güldüler.
"Bana bakın gebertirim ikinizi ha."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poyraz Karayel
General FictionBu Poyraz Karayel hikayesidir ama burda ben kendime göre bi şeyler yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. ❤️