Dün öğleden sonra Nazlı nın yüzüne bile bakmamıştım. Sabah ise erkenden kalkmıştım. Çadırdan çıktım ve fermuarı tekrar çektim. Kimse yoktu.
Önümü kapattım. Bağcıklarımı bağladım.
Hava yeni açıyordu. Normalde yürüyüşe çıktığımız yola doğru ilerledim. Ama yürümeyecek koşacaktım. Ancak böyle atabilirdim bana yapılan. Bu ihaneti.
Yürümeye başladım. Sonra da biraz hızlanarak koştum. Tüm gücümü kullanıyordum.
Kafama göre Yürüyordum. Heryer ağaç dolu. Nereye gideceğimi bilmiyordum.
Sonunda bir asfaltaydım. Koşmaktan gerçekten Yorulmuştum. Yürüyordum.
Doğrusu ormanın içindeki asfaltaydım.
Nefes nefese yürürken dünkü olayı düşündüm.
Nazlıyla Toprakın daha önce hiç konuştuklarını bile görmemiştim. Onların daha önce konuşmadıkları halde nasıl bu kadar samimi oluyorlar.Belki de yanlış anladım. Belki de onlar arkadaş. Ama arkadaşlar böyle sarılmaz. Ya da çok yakın arkadaş.
Yoruldum ve bir taşın üstüne oturdum.
Bu çok mantıksız. Bir türlü bağdaştıramıyordum.
Acaba benim Can la yaşadığım olaydan sonra bana hala dargın olup öc almaya falan mı çalışıyordu.Ben Toprak ı bu kadar severken. Nazlı da bunu görüyorken bana böyle bir şey nasıl yapar?
Taştan kalktım. Telefonumu cebimden çıkardım. Saate baktım. Çok geç olmuştu. 6 da çıkmıştım ve şuanda saat 5.Artık geri dönsem iyi olur.
Sabahları sayım yapıyorlardı. Benim olmadığımı kesinlikle fark etmiş olmalılar. Önemli olduğum için değil de hocalar başları yanmasın diye beni ararlar.
Nasıl bu kadar zaman geçmişti. Hiç farketmemiştim.
Kamp alanına gitmek için hazırladım ama nereden?
Nereden geldiğimi bilmiyordum. Heryer aynı ağaçlarla dolu.
Nereden gideceğimi bilmiyordum. Kendi etrafımda dönmeye başladım.
Bir yol arıyordum.Evet Yaren. Nazlı yı arayamayacağıma göre Yaren i aramalıydım.
Telefonun kilidini açtım ve Yaren in numarasını tuşladım.
Kulağıma götürdüğümde kesik kesik ses değil de uzun bir ses duydum. Telefonun ekranına baktım. Şebeke yoktu.Başka yerlere gittim. Telefonu kaldırdım. Belki çeker diye şekilden şekile girdim. Sonra birden ekran karardı.
Açma tuşuna bastım. Açılmadı. Ne yani şarjı mı bitti. Biter tabi. Bu ormanda Nerede şarj edecektim.
Hava iyice kararmıştı. Işık yoktu. Ve bazı hayvanların sesi geliyordu. Resmen ormanda kayboldum. Hem de gece...
Nereye gideceğimi bilmiyordum. Kafama göre Yürüyordum. Sadece adım atacağım yeri görüyordum. Hayvanların ulumaları falan da beni çok kotkutuyordu.
Telefonumun filaşından ışık yaparım diye düşündüm ama şarj bitti.
Eğer dünkü olay olmasaydı Toprak ın benim için endişelendiğini ve beni arayacağını düşünürdüm. Ama şimdi sadece gülüp geçiyordum.
Yürüdüm ama hiçbir yer gözüküyordu. Karanlıkta Önümü de göremiyorum.
" Yardım ediin!! Kimse yok mu? Lütfen yardım edinn!!" Sen gücümle bağırıyordum.
Artık yürüyecek takatim kalmamıştı.
Bir ağacın altına oturdum.Ister istemez ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Ağlıyordum. Ağlayarak bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM (BİTTİ!)
Teen FictionIlgın... Herkese iyilik yapmak isteyen kimseyi kıramayan bir kız. Bu özelliğinin iyi olduğu kadar kötü yanları da var. O şimdi bir seçim yapmalı... Ya kendi hayatını seçip mutlu olduğu kişinin yanında olacaktı; ya da iyilik meleği olmaya devam ed...