Zamanın değerini hiç bilmiyordu insan. Ya da bazen yaptığı hataların neler doğuracağını da. Hatta o yaptığı hatanın hata olduğunu bile bilmiyordu.
Can benden bir seçim yapmamı istemişti zamanında. Ben o zaman yaptığım seçimin Toprak olduğunu düşünmüştüm. Ya da Can bana başka şans bırakmamış gibi düşünüyordum. Bir çözüm yolu yokmuş gibi sanmıştım. Ama o öyle değilmiş işte. Bunu Can bizim yurda kalmaya başladığı an anlamış olmalıydım ve bir çözüm üretmeye başlamalıydım. Ama o zamanlar gözüm Toprak tan başka hiçbir şey görmüyordu. Zaten ben bu hatayı da Toprak a Bağlı olduğum için yapmıştım.
Adam fermuarı açmıştı. Ama ben bakmaya cesaret edemedim. Oradaki eğer Toprak olursa ne yapacağımı bilemezdim.
"Ohh! ! Şükürler olsun Allah ım! Çok şükür."diye sevinen Alper i duyunca içimde kıpır kıpır bir şeyler oldu. Tam sevinecekken bir kadının feryat figan bağırışlarını duyunca korkuyla o tarafa baktım.
Çemberi omuzlarına düşmüş bir kadını arkadan bir adam tutuyordu.
"Oğluuuum!!! Nolduu sana!!!"diye bağırarak ağlıyordu kadın. Ben kadını görür görmez ağlamaya başlamıştım zaten.
Kadın adamın kollarından kurtulmuştu ve bize doğru koşmaya başladı. Daha doğrusu cansız bedene ait oğluna....
Onu tutan adam da ağlayarak buraya geldi.
"Oğluum!"diye ağlamaya devam eden kadın bizim aramızdan geçti ve yerde yatan cansız bedene sarıldı.
Onu öptü... kokladı... hiç ölmemiş gibi sevmeye başladı... Oysaki ordaki beden cansızdı.
Ada ile ben birkaç adım uzaklaştık.
Kadın ölü oğlunun yanaklarını tuttu.
"Oğlum üşümüş. Salih ona arabadan battaniye getir. Battaniyeye sarınsın da eve gidelim. Hadi Salih ne duruyorsun?!!"
Kadının bu sözlerinden sonra ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Yanımda ada ya sarıldım ve sesli sesli ağlamaya başladım. Nazlı yanıma geldi ve sırtımı ovalayarak bana destek oldu.
"Tamam. Ilgın bak Toprak değil işte.ağlama artık lütfen."
"Kadın nasıl yıkıldı. Oğlu ölmedi sanıyor. Off eğer ona bir şey olursa ben yaşayamam ki!!"deyip ağlamaya devam ettim.
Yaklaşık 10 dakika sonra kendimi toparlamıştım. Bizimle ilgilenen polis geldi. Toprak ın babası ve Alper le konuşmaya başladı. Ben Nazlı ve Ada ise sadece dinliyorduk.
Adam Toprak ın babasına olayları anlattı. Alper konuştu.
"Can piçini içeri aldınız mı?"diye sordu. Adam küfür ettiğinden Alper e ters ters baksa da bir şey demedi.
"Bildiğiniz üzere Can Polat hasta. Bu yüzden içeri almak yerine hastaneye yaptırılabilir. Ama bunu da doktorlar sağlıksız görüyormuş. Bu yüzden serbest bile kalabilir.
Cesaretimi topladım.
"Eğer Toprak a bir şey olmuşsa yani ya o. .. ölmüşse de serbest kalabilecek mi?" Adam bana baktı ve konuşmaya başladı.
"Ahh. Bilmiyorum. Ama bu kadar önemli bir meselede serbest kalacağını pek düşünemiyorum. Şimdi annesi ve Can Polat emniyette ifade veriyorlar. Şimdiye kadar Can Polat her zaman farklı şey söylüyormuş. Birinde deliler Özür diliyormuş. Birinde ben yapmadım diyormuş. Birinde ağlıyormuş. Birinde ise dik kafalı bir şekilde onu çoktan öldürdüm. Denize atıldığı için leşini bile bulamayacaksınız. Ilgın seni seviyorum ve bunu Yaptığıma hiç pişman değilim. Falan filan işte."
&₺&₺&₺&₺&
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİM (BİTTİ!)
Teen FictionIlgın... Herkese iyilik yapmak isteyen kimseyi kıramayan bir kız. Bu özelliğinin iyi olduğu kadar kötü yanları da var. O şimdi bir seçim yapmalı... Ya kendi hayatını seçip mutlu olduğu kişinin yanında olacaktı; ya da iyilik meleği olmaya devam ed...