Savaş Bey

13K 413 84
                                        

Medya: Yeni Eflin

Arkadaşlar kitabımı okuyan voteleyen ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.:)))

Arkadaşlar 9. Bölümdeki Ateş'in ismi 5. Bölümdeki gibi yine Savaş. Ayrıca yeni Eflinimizzzzzz

Keyifli okumalar:)))

Savaş Bey'in odasından çıktıktan sonra Kumru Hanım'ın eşyalarını topladığını gördüm. Yanına gidip " Kumru Hanım gidiyor musunuz?" dedim. Bana tebessüm edip " Evet canım." dedi. Ee bana Savaş Bey hakkında asistanlığın nasıl yapıldığı hakkında bilgi vermeyecek miydi? Kumru Hanım'a " Bana bilgiler vermeyecek misiniz? " dedim. Kumru Hanım " Maalesef, Ateş Bey senin kendin anlaman gerektiğini söyledi." deyince hafif sinirlendim. Zaten kolay kolay sinirlenmezdim. Zaten sinirimi gün yüzüne çıkaracak birisi olmamıştı. Yavaşça kafamı aşağı yukarı salladım ve " Peki arşivin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?" dedim. Umarım o sert patron buna da yasak koymamıştır. Kumru Hanım " Eksi ikinci kata in zaten direkt gözüne çarpar." dedi. Tamam dedim ve hemen asansöre bindim.

Aslında asansörde kalmaktan çok korkardım ama şimdi işim acildi. Eksi ikinci katın düğmesine bastım ve beklemeye başladım. Asansörde saçlarımı toplayıp kalemle tutturdum. İçimden kendime telkinler veriyordum. Zaten asansörde yalnızdım klostrofobim olduğu için biraz da olsa heyecanlanmıştım. Asansörün kapısı açıldığında hemen indim ve gözüme çarpan koca harflerle yazılmış ARŞİV ODASI na doğru yol aldım. İçerisi tahmin ettiğim gibi tozla kaplı değildi ayrıca her şey düzenliydi. B harfine geldiğimde beyanname kelimesinden sonra şirketlerin adı geliyordu. On üç tane şirketin ismini görünce " yuh" u çektim.sonra kendimle konuşmaya başladım. " Yuh ya bu nedir? Adamlar resmen on üç şirketle anlaşmış. On üç boru değil. " dedim ve dosyaları alıp merdivenlere yöneldim. Bir daha asansöre binemezdim. Merdivenleri koşarak çıkmama rağmen halâ dördüncü kata çıkamamıştım. Merdivenlerde biraz oturup dinlendim. Bu ne ya çık çık bitmedi. Bacaklarım koptu resmen. Birkaç dakika sonra kalkıp tekrar deparladım.



Dördüncü kata çıktığımda dilim dışarıda geziyordum. Hem nerede görülmüş ilk dakikadan işe başlanıldığı?! Elinde dosyayla seri bir şekilde ilerleyen bir kadını durdurup " Pardon, Demir KORHAN'ın odası nerede acaba?" diye sordum. O da " Beşinci katta. Soldan ikinci oda" deyince teşekkür edip tekrar merdivenlere yöneldim. Seri bir şekilde beşinci kata çıkınca durup biraz nefes alışverişlerimi düzene soktum. Biraz ilerleyip sola döndüm ve ikinci odada kapının üzerinde DEMİR KORHAN yazan kapıyı iki kez tıklattım.

İçeriden sertçe " Gir" sesi gelince gülümsedim ve içeri girdim. Abim beni görünce gülümsedi ve elimdeki dosyalara baktı. " Bu ne meleğim?" dedi. Ben de " Beyannameler abi- yani Demir Bey" dedim ve muzipçe sırıttım. O da gülümseyince dosyaları ona uzattım. Abim "Meleğim ne yapıyorsun?" deyince " Dosyaları sana veriyorum" dedim hiçbir şeyden anlamayarak. Abim tekrar gülümsedi ve " Bunları bana e-mail üzerinden göndereceksin" deyince içimden Savaş Bey'e hakiki bir küfür savurduktan sonra sinirimi ve utancımı belli etmeyerek " Çok özür dilerim abi gerçekten. Tamam ben hemen bunları e-mailden yollayacağım." dedim ve dosyaları almak için uzandım ama abim dosyaların üzerine elini koydu. Anlamazca ona bakarken abim " Tamam meleğim bu seferlik böyle olsun" deyince daha da utandım. " Yok ben hemen hallederim" dedim ve dosyaları alıp daha fazla bir şey söylemeden ve kolay gelsin dedikten sonra odasından çıktım ve dosyayı alıp kendi odama götürdüm.


Masa bomboş olunca bir ara masama hafif enerjik eşyalar almaya karar verdim. Dosyaları açıp bir şeyler anlamaya çalıştım ama anlayamadım ve ben bunları bilgisayara nasıl geçirip nasıl abime gönderecektim? Yavaşça koltuktan kalktım ve odadan çıktım. Yan odada olan Savaş Bey'in kapısını çaldım. Bariton ses " Gir" deyince kapıyı yavaşça açtım. Savaş Bey önündeki dosyaya bakarken beni farketmesi için öksürdüm. Kafasını kaldırıp bana baktı. " Savaş Bey, ben bu dosyaları Demir Bey'e nasıl göndereceğim? Ayrıca bilgisayara nasıl geçireceğim?" deyince ilk önce kaşlarını çatıp sonra gözlerini devirdi. " Onu da ben mi sana söyleyeceğim asistan? Kendin halledemiyor musun?" deyince utanmıştım. Kafamı tamam anlamında sallayıp odasından çıktım sanki ne olurdu yardım etsen? Pis mafya seni.

MAFYA PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin