Eflin ve Barış/ karmaşık ilişki

8K 302 52
                                    

Medya: Kızlar ve erkekler

Keyifli okumalar:):):);)

Eflin'den

Barış... Onu sevmiyordum ama etrafımdaki herkes onu sevdiğimi düşünüyordu. Kendimi onlara ifade etmekten sıkılmıştım. Neyse...

Sabah güne içimdeki enerjiyle uyandım. Artık Barış lafı geçtiğinde sessiz kalacaktım... Ta ki kapıyı çalan Barış'a kadar.

"Günaydın Ömer abi. İznin olursa Eflin'le birlikte kahvaltıya götüreceğim." dedi gülümseyerek. Amacı ne bunun anlamadım.

Babamın bakışları bana döndü. Bugün Barış'la bu konuyu konuşup halledecektim.

"Bekle beni giyinip geliyorum" dedim ikteksizce. Gerçekten isteksiz miydim? Tabii ki de öyleydim.

Kot-tişört ikilisine uyarak hemen saçlarımı açtım ve elimle şekil verdim. Ne kadar verebildiysem artık...

***************

Aşağı indiğimde Barış'ın gözleri hemen beni buldu. Yavaşça üzerimi süzerken son olarak çatık kaşlarıma baktı. Dudakları hafif bir tebessüm meydana getirirken anlamazcasına ona baktım. Ben kaşlarımı çatmışken o neye gülüyordu Allah aşkına?

Geldiğimiz yer çok iyi korunuyordu. Açıkçası bu koruma işi beni rahatsız etmiyordu. Derin'in vurulduğu o gün böyle bir korumaya ihtiyacım olduğunu çok net anlamıştım. Barış'ın hayran bakışları altında gergince kahvaltımı ederken konuşmaya başlamak için öksürdüm ve konuşmak için ağzımı aralamıştım ki Barış'ın söze atlamasıyla susmak zorunda kaldım

"Biliyorum önceleri zor kullandım. İlk başlarda öyleydi ama şimdi bir şeyi fark ettim. Sen maz yapıyorsun. Sen de beni seviyorsun ama belli etmek istemiyorsun" demesiyle sinirle konuşmaya başladım

"Bunu nerenden uydurdun? Ha?"

"Söylerdim ama duymak istemezsin." dedi muzip bir ifadeyle. Yaptığı ima beni sinirlendirmişti. Nasıl bu kadar terbiyesiz olabiliyordu.

"İlk önce terbiyeli konuş. İkincisi sen beni diğer kadınlardan zannettin galiba. Ben sevmiyorum diyorsam sevmiyorum. Hayır yani bir de senin gibi birisini-" hızla ayağa kalktı. Sinirle koluma yapışıp beni de ayağa kaldırdı.

"Benim gibi derken?!" sesi bile ürkmeme neden oluyordu ama bunları söylemek her ne kadar canımı- nedenini bilemesem de- yaksa da söylecektim

"Hanzo, kendini herkesten üstün görem, dağ ayıs-" işte o okuyucların beklediği an gelmişti. Barış beni öpmüştü. Bu öpüş sinirli olduğunu susmam gerektiği mesajını veren bir öpücüktü. Kendimi geri çeksem de izin vermiyordu. Beni biraz daha kendine çekip daha da asıldı dudaklarıma.

Sonunda kendini geri çektiğinde restorantı inletecek şekilde tokat attım. Avucum bile sızlıyordu. Hayır! Kafası yana falan düşmemişti. Ama bir bakışı vardı ki hem kırgın hem kızgın...

İşte o an anlamıştım! Ben bu hanzoya, bu dağ ayısına tutulmuştum. Elini yanağına bir saniye dokundurup çekti ve bana son kez bakıp

"Eflin Hanım'ı evine götürün" dedi ve hızlıca yürümeye başladı. Elimi kaldırdım. Gitme diyecektim ama yüzüm yoktu. Nasıl diyecektim ki!

Masaya oturup ağlamamak için direnirken Barış'ı buraya gelirken gördüm. İçime serpilen suyla gülümsedim ve ayağa kalktım

"Savaş ve Derin kaza yapmışlar. İkisi de hastanede! Hadi, gidiyoruz" dedi duygu barındırmaya sesiyle. Eskiden olsa yumuşacık konuşurdu benimle. Hayır, hayır! Bunları düşünmenin sırası değildi! Kardeşim, kuzenim kaza yapmıştı.

MAFYA PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin