Savaş'ın Büyük Değişimi

5.6K 163 27
                                    

Medya:Savaş ve Derin

Derinden

Sabah uyandığımda kendimi daha da bitik hissediyordum. Bunun nedeni tabii ki Savaş'tı. Dün söylediği onca şeylerden sonra iyi olmazdım zaten. Ama Yam ne şey düzeliyor derken olan şeyler beni bir kez daha çıkmaza sürüklemişti. Ama pes etmeyecektir çünkü Savaş haklıydı. Ona yalan söylememeliydim. Ama iş işten geçmişti. Geriye ne yazıkki dönemiyorduk.

Her ne kadar suçlu olduğunun bilincinde de olsam kırılmadan da edemiyordum. Sonuçta Savaş beni bir nevi kandırmıştı. İlk öğrendiği anda bu kadar tepki verse belki bu kadar şaşırmazdım veya bu kadar kırılmazdım. Ama ona her şeyi anlatacak ve bana hak vermesi için elimden geleni yapacaktım.

Yatakta daha fazla oyalanmamam gerektiğini bilidiğim halde yataktan çıkmak istemiyordum ama amcamlara da ayıp etmek istemiyordum. Hızlıca kalkıp Eflin'in dolabından giyindim ve ekimi yüzümü yıkayıp Eflin'i uyandırmaya gittim. O uykuyu benden çok severdi.

Kapısını çalmadan içeri girdiğimde onun da hazırlandığını gördüm. Gözaltları şişmişti. Demekki o da benim gibi uyuyamamıştı. Canım kardeşim benim. Ne kadar kuzen olsak da o benim kerdeşim olacaktı hep.

"Ohho kızım sen çoktan uyanmışsın. Benim seni uyandırmaya gerek yokmuş ya" dedim ona takılarak. Sorunlarımızı kısa süreliğine de olsa unutmalıydık zira bugün kına için son hazırlıkları da tamamlayacaktık.

Sadece gülümsediğinde ben de burukça gülümsedim. Üzgün olduğu zaman asla gülmek istemezdi. Ama yapacak bir şey yoktu o da aşkını geç anlayanlardandı. Toparlayacağını biliyordum ama umarım erken toplarlardı. Gerçi şu an plan yapıyordu Amerika'ya gitmek için ama bana daha söylememişti ben anlardım ne de olsa.


"Kızlar hadi uyanın artık. Derin bak Savaş da geldi yengeciğim. Bekletme nişanlını." yengemin verdiği haberle az kalsın bayılacaktım. Dünden sonra onu görmeyi hem istemiş hem de istememiştim. Onu hem özlemiş hem de yanmıştım şu bir günlük süre içerisinde.

"Hadi aşağı inelim de bekletme seninkini" demiş ve popişime vurmuştu Eflin. Ona gözlerimi kısıp yavaşça aşağı inmeye başlamıştım. Ben merdivenlerden inerken bir yandan bana bakıyor bir yandan da amcamla konuşuyordu. Nasıl oluyordu da iki işi aynı anda yapabiliyordu? Ben ona bakarken bile yürümeyi unutuyordum yeminle.

Daha fazla merdivenlerde beklemeyip yanına ilerledim usulca. O da o sırada amcamdan izin istiyordu.

"İzniniz olursa Derin'i kahvaltıya götürmek istiyorum" dedi. Vay canına sen dünki davranışından sonra gel bir de böyle centilmen ol. Gerçekten rolünü iyi oynuyordu. Ben de amcamlara bir şey belli etmemek için gülümsedim. Sonuçta eğitimini aldım ben bunun.

"Ne gerek vardı Savaş? Burada kahvaltı edin işte." amcamın söylediği beni şaşırtırken yengemi öksürtmüştü. Ne kadar geçekçiydi tartışılır.

"Hayatım bırak gençler nasıl istiyorsa öyle yapsınlar " dedi ve amcama uyarıcı bakışlar gönderdi

"Baba ben varım olmaz mı? Hem sen sadece benimle ilgilen" diyen Eflin'e döndü bakışlar. Amcam yoğun özlemle kızına bakarken yengem kollarını açmış bir yandan da konuşuyordu

"Hayatımın anlamı tabii ki de seninle ilgileneceğiz. Baban sanırım kıskançlık seviyesini artırdı. Sen ona bakma şimdi ben seninle bir güzel ilgilenirim" dedi yengem

"Hatun ne alaka şimdi ben kızımla da ilgilenirim yeğenimle de " dedi onlar tatlı atışmaya devam ederken amcanlarla görüştük ve Eflin'in "hadi yine iyisini sayemde kurtuldun" sözü üzerine gülerek evden çıktık.

Arabaya binerken korkum kendini göstermeye başlamıştı bile. Ani bir manevrayla arabayı bahçeden çıkaran Savaş'a kogın bakışlarımı yolladım

"Yavaş olur musun, ne bu acele?" dedim sesimin yüksek çıkmasını engelleyemedim. Birden kafasını çevirip bana baktı ve hiddetle konuşmaya başladı

"Bundan sonra o sesinin tonunu ayarlayacaksın! Bana bir daha sakın bağırmayacaksın! Bundan sonra söylediğin her yalan için acı çekecsin! Sen bundan sonra bir hiçsin! Anladın mı?! " sözlerine şaşırmıştım. Neden böyle olmuştu, olmuştuk anlayamıyorum. Suçluydum ama bunca yıldır ailemle yaşayamamın suçu babasıydı. Sırf Savaş'la evleneyim diye babamla bir anlaşma yapmıştı.

Ben de birilerini suçlamasını biliyordum ama geçmişi geri getiremiyorduk ne yazıkki!

"Tek suçlu ben değilim tamam mı? Baban yüzünden bu haldeyiz. O babamı böyle bir şeye zorlamasaydı belki de her şey çok farklı olacaktı. " dedim yine sinirlerine hakim olamayarak.

Arabada tartışmamız hiç doğru değildi. Zaten onun öfke kontrol problemi vardı ve ebim sakin kalıp onu da sakinleştirmem gerekiyordu. Tam da tahmin ettiğim gibi bir yandan arabanın hzını arttırıp bir yandan bağırıyordu

"Korkak olmasaymış o zaman senin baban. Korusaymış benden. Şimdi suçu babama mı atacaksın. En başından bunları bana anlatsaydın bu tür oyunlara girmeseydin bunların hiçbiri yaşanmazdı!!" deli gibi bağırıyor bir yandan da hızı artırıyordu. Onu sakinleştirmek gerekiyordu yoksa kaza yapma olasılığımız daha da artacaktı.

"Tamam. Bak sakin ol. Yavaşça önce. Sonra bir yere gidip sakince konuşalım. Lütfen." beni duymuyor gibiydi. Sanki kulaklarını bana tıkamıştı. Hâla sinirini yenememişti. Daha da etkileyici konuşmaya başladım

"Tamam. Söz veriyorum her şey senin istediğin gibi ilerleyecek. Simdi sakin ol ve yavaşça. Hadi. "

Bir süre sonra yavaşladı ve arabayı en sonunda durdurdu. Hızlıca atan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. Kaza yapabilirdik tekrardan ve onun kolu hâla düzelmemişti. Bunu hatırlamak tekrardan nefesimi keserken sakince ona döndüm. Bana bakıyordu.

O an anladım ki onunla ölüme bile giderim ben. Ama yaşayacak şeylerimiz vardı bizim. Belki de yaşayamayacak...

Kötü düşünceleri bir kenara itip sakince felçli koluna dokundum. Bakışları gözlerim ile kolunu tuttuğum parmakları arasında gidiyordu. Tekrar bir tartışmaya girmemek için yavaşça çektim parmaklarımı. Konuşmam gerekiyordu bu konuyu halletmemiz gerekiyordu

"Bundan sonra her şey senin istediğin gibi olacak. İstersen evlen-" konuşmanın burasında durdum. Yoksa ağlayacaktım. Kendime biraz zaman verdim ve devam ettim

"İstersen evlenmeyiz. Sen bilirsin. Zaten beni sevmiyorsun. Bir ömür bana katlanmak zorund-" bu sefer sözümü kesen dudaklarıydı. Neye uğradığımı şaşırmıştım.

Dudaklarını hareket ettirdiğinde kocaman olmuş gözlerim istemsizce kapandı ve dudakların acemiliğin vermiş olduğu yavaşlıkla dudaklarıyla dans etmeye başladı. Nefeslerimiz kesilirken yavaşça ayrıldık. Sonra aklıma gelen şeyle bir kez daha parçalandım beni susturmak için öptü. Bana taraf olan kolu felç olduğundandı yüksek ihtimalle.

"Zaten her şey benim istediğim şekilde ilerleyecek. Sen de yaptığın hatanın bedelini bir ömür boyu ödeyeceksin" dedi ve bu sefer beni sertçe öpmeye başladı. Kızardığımı hissediyordum. Arkadan çalan kornalar -sanki yollarını kesiyoruz- çalarken kısık sesle  küfrederek benden ayrıldı ve arabayı çalıştırdı. Sonumuz nereye gidiyor bilmiyorum ama iyi bir sonsuzluk olması için çabalayacaktım. Asla ama asla vazgeçmeyecektim.

Arkadaşlar kusura bakmayın bölüm çok geç geldi ama bu sene son senem ve sınava gideceğim. Haliyle sıkıntılı bir yıldayım. Ben vakit buldukça bölüm atacağım İnşallah. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Sağlıcakla kalın😘😘😘

MAFYA PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin