SAPLANTI

17.8K 364 76
                                    

GİRİŞ

Gözlerimi açtığım yer ürpermeme sebep oldu. Bomboş beyazlığın içerisinde yapayanlızım. Etrafımı saran bu 10 kapşonlu adam nereden çıktı? Ya da kadın mı demeliyim?

Biri öne çıkıp konuşmaya başladı.

"Hayatının değişmesine hazır mısın?"

Panikle konuşmaya çalıştım ama sesim çıkmıyordu ve alnımdan terler akıyordu. Güçlükle ağzımdan birkaç kelime çıkmasını başardım.

"Nasıl?"

Ben çırpınırken başka biri öne çıktı ve yaklaştı. Yüzünü göremiyordum sanki içi boş yürüyen siyah bir pardesüydü. Kapşonun altında bir çift göz arasam da bu beynimin çatlayacak gibi ağrımasından başka bir işe yaramadı.

"Kaderini değiştiremezsin. Uyandığında yaşayacakların zincirin bir halkası sadece. Onları yaşamadan kaderindeki kişiye ulaşamazsın. Sadece kabullen ve UYAN!"

Ne!? Gözlerimi açar açmaz yatağa kendimi tekrar bıraktım. Saçlarım sırılsıklamdı. Hızlı nefes alıp veriyordum ve rüyanın etkisinin geçmesini bekliyordum. Odama aniden dalan Can ile nevresimimi üstüme çektim.

"Hey Cingo'nun ahırına mı giriyorsun?"

Beni duymadı mı bu? Elimden tutup çekiştirerek dışarı çıkardı. Kapıdan çıkmamızla yüzüme çarpan sıcaklık dalgası ayılmama sebep oldu. Her yer cayır cayır yanıyordu. Beyaz perdelerimiz yanıyordu ve camlar sıcaklığa dayanamayıp patladı. Her yer cam kırıkları olmuştu. Merdivenler yıkılmak üzereydi. Can'ın da içinde olduğu küçüklük fotoğraflarımız kül olmak üzereydi. Onları kurtarmak için bir adım atmıştım. Ayaklarıma batan camlara aldırmıyordum.

Can bir anda bana sarıldı. Pardon abandı üstüme. Neler olduğunu kavramaya çalışırken büyük gürültüyle başımı Can'ın göğsünden kaldırıp baktım. Tam yanıma düşen avizeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Olanların rüyamla bir ilgisi olduğunu düşünürken ayaklarım yerden kesildi. Can beni kucağına almıştı.

Koridorda hızla koşuyordu. Cam parçalarının üzerinde Can'ın kan izlerini görünce başım döndü. Başımı göğsüne gömdüm ve olanların bir rüya olmasını diledim. Yangın merdiveninin kapısını zorlukla açıp dışarı çıkardı beni.

"Artık indirir misin?"

Merdivenlerden aşağıya inmiştik ve bahçede yanan evimize bakıyorduk. Gözlerim doldu çünkü bu ailemden kalan son şeydi. Can'ın beni kendine çekip sarılmasıyla hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Tamam geçti Başak."diyerek sırtımı sıvazlıyordu. Kollarımı biricik kardeşimin beline sardım ve ağlamaya devam ettim.

"Can.. Ne yapacağız şimdi?"dedim gözlerimi silerken baş parmaklarıyla. En az benim kadar o da kötü gözüküyordu. Yakışıklı yüzü eskisinden daha olgun gözüküyordu şimdi. Ağlamamıştı. Benim için ağlamamıştı Can.

"Başak.. Artık onu aramak zorundayız."

"Lütfen. O adamın ne kadar garip biri olduğunu bilmiyormuş gibi davranma. Hangi amca bir anda ortaya çıkıp bizi sahiplenmeye çalışır ha? Niye babam bize ondan bahsetmedi hiç. Sahtekar o!"

Yanan eve döndü. Evimizi itfaiye söndürmüştü ve simsiyah bir ev kalmıştı geriye. O güzel villamız gitmişti. Annemin mutfağın camından yemeğe çağırdığı, babamın bizimle saklambaç oynadığı ev gitmişti. Tüm anılarımızla beraber yok olmuştu.

"Başka çaremiz yok.."dedi Can iç çekerek. İşte hayatımı değiştiren olaylar zinciri böyle başlamıştı...

*********************

Geçmişin hayaletleri peşinizi asla bırakmaz. Sizi en zayıf anınızda yakalarlar. Hayallerinizle gardınızı alır ve onlara savaş açarsınız. Bu oyunu sadece iyiler kazanabilir.

Hepimiz rüyalar görürüz. Gerçekleşmesi inanılmaz rüyaların büyüsüne kapılan insanlar rüyaların ikiye ayrıldığından habersizdir. Tatlı rüyalar ve dışı çikolata kaplamalı içi en korkunç kabusunuzdan oluşan tatlı rüyalar.

Rüyalarını gerçekleştiren prensini asla kaybetmek isteyen bir genç kız ve içinde duygusal bir erkek barındıran ukala bir prens. Genç kız abisiyle adım attığı bu tehlikeli yolda tutunacak bir dal ararken kaybolmaktan düşmekten korkuyordu. Geçmişin tozlu perdesini yırtan prenses bundan pişman olmasın sakın..

*CMTGirl

SAPLANTI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin