BÖLÜM 21: "Belki bu seni inandırır."

1K 64 33
                                    

BÖLÜM 21: “Belki bu seni inandırır.”

“Ben yaparım.”

Kaan ile aynı anda “Ben yaparım.” dememize mi şaşırayım yoksa Kaan’ın dediği şeye mi bilemedim. Onu daha fazla bu işte peşimden sürüklemeyecektim. Ama ne kadar uzak tutmaya çalışırsam o kadar yakınlaşıyordu.

“Hayır yapmıyorsun!” 

Yine aynı anda demiş olmamıza sinir olup dudağımı büzüp ofladım. Kaan’ı bu işe de bulaştırırsam ve bir şeyler ters giderse ömür boyu kendimi affetmem. Basit bir kovalamaca değildi bu. Annemin, babamın ve daha kimlerin  öldüğünü bilmediğim, abimin ve benim tutsak edilip işkenceye maruz kaldığımız bir kovalamacaydı bu. Abimin göğsüne kazınan sözleri nasıl unuturum. Gözlerime gelen yaşları geri ittirdim ve başımı iki yana salladım.

“Seni kaybetmeyi göze alamam.”

Yine mi? Bu aynı anda konuşma işi sıkmaya başlamıştı.  Sonunda Ege ile Can oflayıp bağırdılar.“Kesecek misiniz şunu!?” İkisi de birbirine kocaman gözlerle baktılar. Normalde olsa kahkahalara boğulurdum bu sahne karşısında ama sadece yarım bir gülümsemeyle Kaan’a döndüm.

“Sana bir şey olursa kendimi ölene kadar affetmem kendimi. Lütfen bunu yapma. Bu şeyin şakası yok. Saçma korumacı tavırlara da gerek yok. Bu makine annemin karnındayken ben denendi ve başka bir gen dizilimine nasıl bir tepki vereceğini bilmiyoruz. Bu yüzden geride durmalısın. Bu kez arka planda kalmalısın. ”

Kaan elimi tutup gözlerime yavru köpek bakışlarıyla bakıp yutkundu. “Seni koruyacağıma söz vermiştim. Ben verdiği sözleri tutan insanlardanım.”

Elimi hızla çekip ayağa kalktım. Her şeyi çocuk oyuncağı mı sanıyordu? Zaten bu korumacı tavırlardan her zaman nefret etmişimdir. Can da aynısını yapıyordu. Hiçbir kız bu kadar üstüne düşülmesinden hoşlanmaz. Beni koruyacak diye kendini öldürecekti ve buna izin veremezdim. Kollarımı birleştirip odada dolaşırken sonunda kendime hakim olamadım.

“Ya sana bir şey olursa? Aile işlerimize karışmaz mısın?”

Kaan hiddetle ayağa kalkıp kolumdan tutup sarsılmama neden oldu. Elleri titriyordu sinirden. Kolumu öyle bir sıkmıştı ki başım dönmeye başlamıştı. Gözlerinin her santimi öfkeyle dolmuştu. Acı çektiğimi fark edeceğinden şüpheliydim. Kaşlarını çatıp kanımı donduracak kadar sert ve soğuk bir tonda bağırdı.

“Olaylar sadece senin ailenin etrafında dönmüyor. Benim de babam öldü. Ve artık biliyorum ki bu ölüm de bunun da bir ilgisi var. Sana söyledim. Sözümü tutacağım ve sen ne olursa olsun bu tehlikeye adım atmayacaksın. Saçma korumacı tavırlarımdan sıkıldıysan söylemen yeterliydi.”

“Şimdi de terk etmekten mi söz ediyorsun?”

“Hayır, seni bir odaya kilitleyip ömür boyu çıkarmamaktan söz ediyorum. Bu yaptıklarım hiçbir şey kalır yapacaklarımın yanında .”

Sinirle bakışlarımı devirip tekrar Kaan’ın gözlerine sabitledim ve kolumu hışımla çekip dudağımı yana kıvırdım. Yüzüme düşen bir tutam saç parçasını üfleyip başımı geriye attım. İyice sinirlenmeye başlamıştım.

“Eğer sözlerimizi tutmaya karar verdiysek uzun zamandır düşündüğüm şeyi sana söylüyorum. Senden uzak duracağım ve seni sevmekten vazgeçeceğim. İkimizi de yıpratıyor bu olaylar ve ben daha fazla kırılmak istemiyorum. Senle sadece dostken daha katlanılırdı ama kendimden başkasını düşünemeyecek kadar zor ve tehlikeli bir yolda yürüyorum. Bitirmenin tam zamanı. Ne dersin?”

Kaan’ın hiddetli gözleri bir anda yumuşadı ve buruk bir his oturdu içime. Pişmanlık? Hayır, tam tersine doğru olanı yapmış olmanın verdiği huzursuzluk. Kaan’ı geride bırakıp makinenin başına oturdum. Telefonumu açıp sayfaları karıştırdım. Nasıl yapıldığını kafama kazımaya çalışırken benimle ekrana bakan bir nefes uzaklığımdaki Kaan’ı görmezden gelmeye çalıştım. Ege istemsizce kıpırdandı ve makineyi kurcalamaya başladı. Bulduğu yeşil bir düğmeye basıp makinenin uğuldamasıyla kulaklarımızın dolması bir oldu.  Şimdi başlıyorduk. Elimi makinenin altındaki bölmeye koyacaktım. Annem bunu ‘elini taşın altına sok’ deyimine benzettiğini yazmış. Her zaman bir şeyi istiyorsak elimizi taşın altına sokup gelecekte bizi neler beklediğini bilmesek de çabalamamız ve asla vazgeçmemiz gerektiğini söylerdi.

SAPLANTI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin