6.Bölüm: Bana ait değil

121 56 12
                                    

Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.”

6.Bölüm : Bana ait değil.

Rüya, esneyerek yataktan kalkıp tekrar yastığa başını gömdüğünde kendini yorgun hissediyordu. Bir türlü tam kalkıp gidemiyordu ki işine ya uyku basıyordu, ya da derslerin yoğunluğun beynine yapmış olduğu yorgunlukla pinekliyordu. Yastığı başının altına alıp son beş dakika diyerek tekrar yattı. Elinde sonunda kalkacaktı o yataktan farkındaydı. Gece çok ders çalışmıştı, üniversite de bölümü belliyken hala sorun yapan babasına şunu söylemek istiyordu. ‘Kazanamaz kazanamaz dediğin kızın hukuku bile kazanır ama istediği bölüme gitti’ dedirtecekti. İnat etmişti bunu dedirtmek için ve yapacaktı.

Kapı zilinin odaya gelen sesini duyunca yastığın altına başını soktu. Beş dakika demişti ama neden rahatsız ediyorlardı ki. Annesinin kapıyı çabuk açmasını ümit etti, fakat hala kapıyı açan olmamıştı. Rüya, yerinden kalkıp üzerindeki ayıcıklı şortunu çekiştirdi. Saçlarını elindeki tokayla topuz yaparken alacaklı gibi çalan kapıya “Beklesen iki dakika şişersin.” demek olmuştu. Odadan çıktığın da kapıdaki kişinin zile basması sinirini bozuyordu.

Kapıyı açtığında Furkan’ı görünce “Ne var da sabahın köründe alacaklı gibi basıyorsun. Ben seni uyandırsam homurdanıp durursun.” söylenerek sarıldı. Sabah sabah, Furkan’ı görmek iyi gelmişti. İyi gelmesi kendi dairelerinin kapısında Atıf’ı görmesiyle son buldu. “Hala uyuyor musun sen ?” Furkan’ın kendini saran kollarından ayrılıp “Yatakta mıyım git bak.” diye söylediğinde Furkan’ın bakışları Rüya’nın pijamalarında takılı kalınca “İçeri.” Rüya’yı ters çevirip koridora dönderince evin çelik kapısı kendine çekip aralıktan  “ Üzerini değiştir karşı apartmandayım seni almaya geldim ve bu halinle bir daha kapıyı açmaya kalkışma.” dediğinde Rüya’nın yüzüne kapattı kapıyı. Kendi evinde bile Rüya asla rahat olamayacaktı ki. Dün gece almaya geleceğini söyleyen Furkan’ı tamamen unutmuştu.

Atıf’ı görmemin keyfi ve şaşkınlığını düşünerek koridorda uykulu uykulu yürüdü. Aslında dün beraber evde yemek yediklerinden hemen sonra Furkan’ı aramış ve bir sürü konudan konuya atlayıp Atıf’ı da araya sıkıştırarak anlatmıştı. Ama Atıf’ın aşka olan ilgisizliğini de bir kenara koyamıyordu. Aslında birinden hemen hoşlanıp hemen soğumazdı ki Rüya. Birini sevmek istiyordu ve sebebini bile bilmeden onun Atıf olmasını istiyordu. Gece uçsuz bucaksız hayal aleminde hayal kurarken Atıf’ın olmasında sonra ki hayallerini kurduğunu biliyordu. Kendi kurduğu hayal aleminde Atıf’a aşık olmuştu.

Odasının içindeki dağınıklığa isyan etmek yerine yatağa tekrar uzandı. Yastığının yumuşaklığı tam hissedecekti ki telefonunun titreşimi ve sonrasında çıkan melodiyi duyarak yerinden kalktı. O sırada annesinin evde olmadığı aklına geldi. Olsaydı kapıyı açardı ve hiç haber vermeden gitmezdi ki annesi.  Telefonunu yatağın altından aldığında akşam ders çalışırken kaçmış olabileceğini düşündü. Annem yazan numarayı görüp tatlı tatlı sırıttı.

“Anniş.” Dediğinde yatakta bağdaş kurdu. “Kuzum uyandın mı?” bazen bu soruları çok mu arıyorlar diye düşünmedi değil. Çünkü uyanıktı uyanık olmasa nasıl konuşacaktı biraz mantıklı olmalıydı sorular. “Evet anne.” uykusu tamamen kaçmış sesi canlı çıkıyordu. “Nerdesin sen haber vermeden çıkmışsın.” Yatağın üzerindeki siyah maymunu uzanıp aldı.

“Ablanlardayım kuzum. Babanla geldik seni uyandırmak istemedim. “ Rüya’nın kaşları otomatik çatılırken bir anda tüm neşesi kaybolan çocuğa döndü. Dondurması elinden alınmamıştı, bebeği de elinden gitmemişti. Mutsuzluğu annesinin gitmesindendi elbet kardeşlerine gitmesini isteyecekti. Bazen bencil olsa da bu durumu kabulleniyordu fakat hala alışma evresindeydi. Ablalarıyla sorunlarını çözemiyordu bir türlü. Bir de ailede ki her olaya uzak kalmak istedikçe kulağına gelen olaylar midesini bulandırmaya yetiyordu.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin