8. Bölüm: Dostluk/2

126 49 21
                                    

Sona doğru bölüm müziği
Farid farjad: Golha

8.Bölüm: Dostluk/2

Şey işin varsa inebilirim.” Rüya, arayanın Suzan olduğunu duyunca nefret etmişti kendinden saçma bir durumdu. “İşim yok Kelebek. Kaçma benden sende durduk yere. Ben sana sevgili olmama anlamında uzak dur dedim. Arkadaş olabiliriz.”  Rüya yutkundu bir an. Ama o ondan uzaklaşmayı seçmişti arkadaş kalmak istemiyordu. Çünkü arkadaş olsa canı yanardı.

“Benim Furkan dışında hiç arkadaşım olmadı  Samimi. Diğer arkadaşlarım hep normaldirler ve onlarla da sohbet kurmam Atıf. Seni de rahatsız etmek istemiyorum. Yaptığın her iyilik için gerçekten minnettarım. Ama karga olsan da ben de kelebek olsam da dost olamayacağımıza eminim. O yüzden karşına bir daha çıkmamaya özen gösteririm.” Atıf, kaşlarını çatıp dikiz aynasından baktı. Bu tepkiyi beklemiyordu anlaşılan.

“Kelebek.” dedi aynadan arkaya bakarken “Kelebek değil  Atıf.. Rüya benim adım sadece Rüya.” Rüya işte tamda herkese olduğu gibiydi. Resmiyet ve aradaki sevgi bağı yoktu. Neden mi ? Rüya kimseyi sevmemişti ama Atıf’ı sevdiğine emindi. Sevgi karşılıksızsa gurur öne çıkardı Rüya için yeni keşfediyordu bu huyunu.

“Peki Rüya dostta mı değiliz?” Rüya çantasının fermuarıyla oynamayı bıraktı. “Biz önceden de dost değildik Atıf. Sen sadece komşumuzsun o kadar.” Atıf, arabayı bilerek yavaş sürmeye başladı. “Peki beni sevmiyor musun ?” dediğinde Rüya omuz silkti cevap vermedi ama bakışlarını bir an olsun Atıf’a çevirmedi.

“Cevabımı aldım seviyorsun. Ama dost kalmanı isterim, dost kalırsak birbirimizi iyi anlarız. Bakarsın benim sevilecek özelliklerimi artık sevmezsin beni tanıdıkça. Dost olup birbirimiz tanıyalım tam tersi de olur bakarsın ben senden hoşlanırım belki. Sen bilirsin de ben sana teklifimi sunuyorum. Dost olalım, Furkan gibi olamasakta diğer dostlarında olmayacağını varsayarak ortada bir yerlerde ne yakın ne de çok uzak bir dostluk kurabiliriz.” Rüya’nın bakışı Atıf’ın omzuna kaydı. Başını kaldırmadan bakıyordu işte, dokunmuştu birazda olsa kalbine. Bu teklif değerdi belki de bir çok şeye ama sustu. Kalbi tuhaftı anlamlandıramıyordu.

“Bunu da mı kabul etmedin?” Atıf, cevap gelmeyince sordu. “Sevme ihtimalin var mı o zaman?” sesli söylemeyecekti ama lanet olsun söylemişti. Atıf şaşırdı bir an arabanın frenini kırmızı ışığına geldiği için bastı. Arkasına döndüğünde Suzan’a gerçekten zıt olan Rüya’ya baktı bir süre. Sonrasında sevme ihtimalini düşündü. Olmazdı.

“Sana yalan söylemek istemiyorum Rüya. Ama cidden sevemem seni. Seni seversem bozarım sevebilme ihtimalim bile binde sıfır o kadar yok ki. Bu sana özel değil cidden hoş bir kızsın. Seni beğenmediğimden değil ama sevmem seni. Bedenini severim, yürüyüşünü severim, cilveni severim onda da sen yanarsın. O yüzden dost olalım biz” Atıf’a bakan Rüya dudak büktü. Beden sevmesi tuhaftı kimseyi mi sevmiyordu. Ama neden sadığım diyordu anlamadı. Dostluğu kabul etse miydi. Tanıdıkça insanlardan soğuyordu ya belki de soğurdu. Elini uzattı Rüya dosta yakışır bir gülüşle.

“Dost olabiliriz yakın dostlar. Belki bakarsın seni tanıdıkça soğurum, ya da daha çok severim. Sevdikçe öldüresim gelir dolu dolu severim. Bir kelebeğin ömrü bir gün olur ya bir günüme hep seni sığdırır gibi yaşarım. Ya da hiç biri de olmaz ama dost olabiliriz.” Atıf uzattığı eli tutup güldü. Anlaşmasına ve söylediği sözlerin hoşuna gitmesiyle tebessüm etti.

“Bakarsın çok iyi oluruz.” Elinin sıcaklığı hisseden Rüya’nın yanakları da kızarınca güldü. “O zaman iyi dostlara... Devam et. Kornolar çalıyor. Dostumu bulmuşken arabayı çalıştırmıyor diye kaybedemem. Döverler falan maazallah!” koltuğa eliyle vurunca elini Atıf’ın elinin sıcaklığından çekti. Çünkü içinde mutluluktan parti yapıyordu her organı ayrı ayrı çalışıyordu. Sanki bayram gelince sevinen çocuklar gibiydiler.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin