'' Sizin oynadığınız oyun sadece batak olur. Kim dibe batar kim kazanır belli değil. Hiçliğe para yatırmışsınız işte. Sonu kazanan ve kaybeden yok. Mutlu olan desen hiç yok. ''
24.Bölüm: Davet
Atıf, yüzlü örtüyü üzerinden kaldırıp tavana öylece baktı. Bembeyaz tavanın beyazlığı bile zerre kadar umurunda değildi. Kendisi simsiyahtı sanki aynı içinde bulunduğu odanın renginde bir siyahlık. ''Abi, uyandıysan gidelim mi ?'' odaya giren Taha'ya kafa salladı. Sabah sabah babaları kahvaltı için çağırmış. Kaybettiği ihalenin yerine, yeni bir anlaşma yapmak için eski ortaklarından birini davet etmişti. Atıf'ı da eski ortakları çok sevdiği için çağırmıştı bunu gayet iyi biliyordu.
''Taha, Furkan evde mi?'' dedi aklına bir şey takılmıştı bu sıra. İki kişilik, büyük yataktan kalktı. Üzerinde şorttan başka hiç bir şey yoktu. Büyük odada boy aynasının karşısında duran Taha siyah takım elbisesiyle uyumlu kravatını düzeltirken abisinin sorusuna hemen cevap verdi. ''Aşağı da bu gün dönecek.'' Atıf, odasında bulunan gri banyo kapısının önünde durdu. ''Duş alacağım, ona söyle birazdan yukarıya çıksın. İşim var.'' dediğinde Taha siyah kravatını boynuna kadar sıkıştırıp abisine döndü. ''Abi, sana bir şey soracağım.'' Atıf, banyoya girmek üzeereken döndü baktı. ''Rüya'yla ne düşünüyorsun ?'' dediğinde Atıf bir düşündü. ''Aslında pek bir şey düşünmüyorum Taha. Güveniyorum sadece sevmiyorum da, seveceğimi sanmıyorum. Sanki bir umut sevebilirmişim gibi geliyor. Yanında eğlenceli vakit geçiriyorum.'' dedi omuz silkti. Sevgiyi Taha dışında birine karşı hissetmiyordu.
''Abi, onu kırma.'' dediğinde Taha'ya baktı sadece cevap vermek yerine banyoya girdi. Kapıyı kapattıktan sonra geniş banyodaki aynaya düşünceli bir şekilde baktı. Ne kadar çıkmaz yolu vardı. Bir gün yenilip düşeceğinden korkuyordu, güçlü durmak için sebepleri çok azdı. Kimseye belli etmese de bazen sevgiye ilgiye aç biri gibi duruyordu. Bu düşünceleri acizlik sayarak aynaya bakmayı kesti. Duşakabinin yanına yaklaşmadan üzerini çıkardı. Camı açıp içeri girdi. Su belki günün kirini, yoğunluğunu düşüncesi temizleye bilirdi de aklını temizleyemezdi. Gelmekle hata mı yapmıştı belki. Ilık su vücudunu serinletirken derince bir ofladı. Bir gün her şeyden şüphe duymak yerine bir gün her şeye bağlı kalabilir miydi bilmiyordu. Rüya'yla karşılaşması bile tamamen tesadüfken onunla ne yapacağını bile bilmiyordu. Bu kadar boşluğun içinde o da büyük bir boşluk olmuştu.
Duşu düşünceleriyle sonlandırırken kurulanmak için aynanın karşısındaki beyaz dolaptan beyaz bir havlu çıkardı. Her şey düzenliydi. Burası Atıf ve Taha'nın diğer eviydi. Antalya'ya geldiklerinde çalışarak kalıyorlardı burada. Bir de tabi evi temizleyen hizmetçileri vardı. Taha'da Atıf'ta kimin temizlediğini pek görmezlerdi. Babasının şirketindeki görevliler Atıf ve Taha şirkete girer girmez arar ve temizletirlerdi. Havluyu beline dolayıp banyodan çıkarken beyaz bir havlu da eline alıp saçını kurulayarak çıktı. Yatağın üzerinde Furkan telefonla mesajlaşıyordu anlaşılan.
''Kelebekle mi konuşuyorsun?'' dediğin de Furkan başını salladı. Aralarının iyi olmadığını Atıf biliyordu. Furkan hala tepkiliydi Rüya konusunda. ''Şimdi şu konuda anlaşalım.''Atıf, saçını kurulayarak yatağa yaklaştı. Yatağın kenarında duran beyaz küçük dolaptan saçını kurutmak için makineyi çıkardı. Furkan, onu izlerken ''Hangi konu ?'' diye sorduğunda Atıf prize makineyi takıp Furkan'a dönecek bir şekilde yatağın kenarına oturdu.
''Rüya ve ben. Taha'ya da söyledim. Sana da söylüyorum. Deniyorum..'' cümlesini bitirmeden Furkan'ın tepkisine neden olmuştu. ''Abi, bak deniyorum değil mevzu. Mevzu şu sen ve Rüya birbirinize ait değilsiniz. O gündüzse sen gecesin; o güneşse sen aysın. Çok zıtsınız, hiç bir konuda anlaşamazsınız. Sizin oynadığınız oyun sadece batak olur. Kim dibe batar kim kazanır belli değil. Hiçliğe para yatırmışsınız işte. Sonu kazanan ve kaybeden yok. Mutlu olan desen hiç yok. Siz başta başlarken çok saçma başladınız. O zaten akılsız da sen hiç mi düşünmedin onu. O küçük.'' Atıf ıslak saçını elinin arasına alıp Furkan'ı dinledi. Saç dibini çekiştirerek ''Olum bunları bende biliyorum. Tamamen farklıyız ama huzurluyum. '' Furkan'ın sabrı bu konuda ansızın taştığında ''Abi tek yönlü değil bu ilişki. Çift yönlü ve ben size ikinizin sonunu söyleyim mi?'' Atıf başını salladı. Bunu duymayı istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek
AlteleSize doğdunuzdan bu yana kadar iki seçenek aşılanmıştı. Ya iyi olacaktın, ya kötü olacaktın. Ya mutlu olacaktın, ya da mutsuz. Kimse size kendi seçeneklerinizi sunmadı. Size hep şunu aşıladılar çocukluktan başlayıp büyüdüğümüz zamana kadar geçen sür...