23. Bölüm :Kumla oyun

41 4 17
                                    

''Dünya giderek kararıyordu sanki ama bunun geceyle zerre alakası yoktu.''

23.Bölüm: Kumla oyun

''Bilmiyorum nasıl desem. Tarık Bey ve Atıf çok benzerler yani bazı özellikleri. Düşün şimdi adam çay içerken fincanda içiyor, nasıl anlatsam ki. Şimdi bardağı eline aldı inceledi, yerine bıraktı. Porselen çaydanlığı aldı, eline sonra kendi çayı koyarken sanki ölçüye çok dikkat ediyor gibiydi. Sonra yanında ılık süt vardı birazda ondan koydu. Bunun aynısı Atıf'ta ilk kez yaptı. Ben o sırada Taha'nın gözüne bakmakla yetindim. Çünkü gece ve gündüz kadar farklıydılar normalde. Yani Tarık Bey böyleyse Atıf hiç öyle değildi. İkisi aynı anda yudumladılar çayı. Çok ciddi bir şekilde de birbirlerine bildiğin laf attılar. Mesafeyi de korudular, inanmayacaksın belki de adam ne biliyim biraz sorunlu gibi geldi.'' Rüya, elindeki bardağı köşeye bıraktı. Dün hakkında olanlar çok değişik bir izlenim bırakmıştı.

''Çok sorunlu olmasa belki de bu şehrin yarısına sahip olmazdı. Sana nasıl davrandı ? '' Mehmet müşterinin istediği içeceği hazırlarken sordu. Merak etmişti o da Rüya artık onun için çok yakın bir arkadaş olmuştu. Gerektiğinde o da özel hayatını anlatabiliyordu.

'' Adam beni gözleriyle resmen iğneledi. Bir saat boyunca kanepe de biraz ayıp olacakta altıma yapmamak için terledim. '' Mehmet tebessüm ederek baktı. Yaptığı içeceği bardağa boşaltıp döndü.

''Hakkında hayırlısını demek isterdim. Hayırlının onlar olmayacağı kesin o yüzden kendin bilirsin.'' omuz silkmişti. Rüya içecek yaptığı makinenin başına giderek güldü. Dün o kadar sorunlu geçmişti ki sabah Atıf'la uyanmak bunu dengelemişti. Ama hala aklındaydı, adam kendisine çok acayip bakmış 'Kız arkadaşım.' dendiğinde dudak bükerek gereksiz unsur gibi boş vermişti. Rüya fazla aldırmamıştı çünkü adamın eskiden neler yaptığını biliyordu. İyi biri olmuş olsa çoktan aldırabilirdi. O yüzden dünü genellikle boş verdi. Kot pantolonun cebine gelen mesajı duyup içeceği kenara bıraktı.

Gönderen: Furki

Bu kadar küslük yeter.

Rüya mesaja bakıp güldü, sonra tekrar baktı. Beklenilen mesaj gelmişti. İki aya yakındır mesajı bekliyordu. ''Yüzünden gülümseme eksilmiyor. Erkek arkadaşın mı yazdı ?'' patron iğneleyici bir sesle söylediğinde Rüya gözüne baktı. Her zaman yaptığı gibi dediği sözü zerre umursamadı. ''Burası iyice kendini boşlamış biraz ayar verelim.'' Tezgahın ardına geçtiğinde Rüya içeceği tepsiye koyup garsonun birine işaret etti. Patronun kendine yaklaştığını fark edince etrafa baktı. Mehmet arkaya gitmiş olmalıydı. Kendisine yaklaşan patrona dönüp bakmadı. Çıkan siparişi hazırlamaya başlarken arkasından birinin dokunduğunu hissetti. Nedense kendini irkilmiş gibi hissetti.

''Rüya, Atıf mıydı sevgilin ?'' nefesini neredeyse ensesinde hissediyordu. Kalçasına bir şeyin değdiğine de emindi. Yutkunarak ''Evet.'' dedi. ''Demir'in altına yatmak için ne kadar aldın ? ''Rüya bir anda anlamadı. Ama Demir dediği Atıf'tı. Altına yatmak için de para almıyordu. Elindeki makineyi sıkıca tuttu. Sandığı kadar güçsüz değildi. ''Haddini bil.'' dedi resmiyeti bozmadı. En sevmediği şeydi, sevmediği bir insanın nefesini yanında hissetmek babasını da bu yüzden sevmiyordu.

''Bilmesem ne olur ?'' dediğinde Rüya döndü. Belki de milim kalmıştı dokunmasına yüzlerinin yanındaydı dudakları. Sigaranın bile bir adamda bu kadar meymenetsiz kokması içini bulandırmıştı. Diz kapağını bacağının arasına yerleştirdi. Bunu çok iyi yapmasını dans öğretmişti. Adam inlerken Rüya bir hamle de kendini geriye çekip araya sıkışmış olduğu tezgahın üzerine zıpladı. ''Bunun hesabını daha ağır da ödeyebilirdin. Bulaşma !'' dedikten sonra elinde tuttuğu kahve makinesini bıraktı.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin