19. Bölüm : Mesaj

73 25 36
                                    


Merhaba uzun süre oldu yazmayalı biliyorum. Ama malesef ki çalışıyordum yazamadım. Şİmdi ise yazacağım yorumunuzu bekliyorum. Biliyorum sizde benim gibi Atıf ve Rüya'yı özlediniz.

''Her yara, kitap ayracı gibi durur hayatımızda, ''Nerede kalmıştık.'' der devam ederiz...

19.Bölüm : Mesaj

1 ay sonra

Tatil sandığından uzun sürüyordu Rüya için, bitmek bilmeyen dertler ve sıkıntılı dolu günlerle ömrünü sürdürürken kendini boşlukta bulmuştu. Aslında yine özlediği günlerden biriydi bu gün. Atıf'ı geldiğinden beri görememişti. Annesini ve babasını Atıf kadar özlemiyordu nedense. Yaz tatilinin bu kadar kötü geçeceğini hayal dahi edemezdi fakat kötününde kötüsü olmuştu. Bir gün her şey düzelir miydi ? Kafasındaki soru işaretiyle kalktı yerinden, düşüncelere dalıp işlerini kaçıracaktı. onun için acele davranmalıydı. Üzerindeki tozu çırpıp kumlu terlikleri elleriyle silkeleyerek aldı yerden. Denizin manzarası izlemeyi bırakıp parmak arası terliklerini ayağına geçirdi. İzmir'in bunaltıcı havasından dolayı giydiği şortu tenine yapıştığı için çekti. sıcak sırılsıklam etse de her gün Rüya'yı gitmek zorunda olduğu işine kolundaki saate bakarak koşar adım yola düştü.Ne çok zorlanıyordu burada. Yapacak tonlarca güzel şey varken kendini bir kafenin barmenliğinde bulmuştu. Hepsi tatilde annesi ve babasının buraya göderip unutmasındandı. Hızlandı taş kaldırımda, sırtındaki siyah çantasının ipini eliyle sıktı. Kendine asla unutturmadığı sözü hatırlatarak ''Her şey güzel olacak.'' yoluna devam etti.

Deniz kenarında bulunan son derece şık ve siyahi tonlarda olan açık hava şeklinde dizayn edilen kafeye girdi. Saat öğlen on ikiyi çoktan geçmişti. Şimdi patrondan yiyeceği azarı hesaba katarak iş arkadaşı olan Mehmet'e selam verdi. Gözüyle tezgahın arkasını işaret eden Mehmet'e karşılık Rüya dudağının kenarını ısırarak döndü. Aslında bir kafe sahibi için son derece genç olan patron Rüya'ya baktı sadece. Belkide Rüya'ya kızıyordu içten içe. Ama barı gören masalarda müşteriler olduğu için seslenmedi. Rüya, son anda yırtmanın verdiği keyifle döndü. Mehmet'e güldü,Furkan'la aynı karakterdeydi ve çok seviyordu. ''Yine geç kalmayı nasıl becerdin?'' dedi. Rüya tezgahın altında duran siyah gömleği üzerine geçirdi. ''Yine aynı dalgınlık.'' gülümsedi. Belki de hiç gelmemeliydi. İş için çok yorgundu, ama akşamları değildi. Sabah çekemiyordu bunaltıcı hava da çalışmak yoruyordu. Serinhava da ise her şey tastamamdı.

''Rüya ?'' gelen sesle döndü arkasına, siparişler üst üste gelirken Mehmet'e baktı. Elindeki kahve fincanını kahverengi tepsinin üzerine koydu. ''Efendim.'' dedi, başka siparişe başlarken ''Bu gün davet var akşama biliyor musun ?'' omuz silkti. ''Her zaman ki hali kafenin yine olan bize olacak.'' yine tebessüm etti. Aslında Araf'tan çok farklı olan kafenin tıklım tıklım olması şaşırtıcı olmamıştı. Araf'ı da özlüyordu, Sabri'yi, Taha'yı hiç sevmediği Egemen'i ve en değerlisi Furkan ve dans grubunu da özlemişti. Furkan'la da araları bozuktu aklından sildi. Çıkmaz Sokak isimli bu yer ertık onun şimdi ki zamanıydı. Geçmiş geçmişte kalmıştı.

''Önemli bir müşteriymiş gelecek olanlar.'' dediğinde Rüya sütü bardağa koydu. ''Gece dans ediyorsak önemi var mı ?'' Mehmet güldü. ''Yok tabi ki.'' dedi. Tatilin tek güzel yanı akşam edilen danstı. Patron sabah suratsız olurdu. Fakat akşam tam bir kopuk.

...

'' Geliyorlar. '' dedi Mehmet elindeki kadehi hem oynayıp hemde son ses müzikle dans ederken işaret etti. Rüya arkasını dönüp gruba ilgisizce baktı. Sonra Mehmet'in kahverengi saçlarını eline geçirip ''Benimle dans etsene.'' dedi. Neredeyse herkes gece klubü gibi ortada dans ederken Rüya kıpır kıpırdı. Hem artık rahatlamıştı. Gece serin ve huzurluydu.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin