21. Bölüm : Anlaşma

74 24 57
                                    

"Rotamız mutluluktu lakin kaptanın kafası güzeldi."

21.Bölüm: Anlaşma

Her sabah olduğu gibi Rüya bu gün de erkenden uyanmıştı. Alışmak zorunda olduğu ablasıyla sıradan tatil sabahı geçirecekti. Evlerinde kaldığı için borçlu hissediyordu. Telefonunu yine bir umutla kontrol etti. Arayan belki annesidir diye neden sustu bilemedi. Neden umut etti sabah sabah yine kendini boğmak istedi. Çaresizlik dibine kadar işlemişti oysaki. Dikkati dağıldı bir an.

"Canım uyandın mı?" geldiği günden beri kaldığı odanın kapısı yine çalınmadan açılmıştı. Gözlerini daldığı pembe yatak örtüsünden ayırıp gri renkte olan kapıya çevirdi. Yatak pijamalarıyla karşısında duran kız kardeşine yapmacık bir şekilde güldü. Alışamıyordu, her şey yaşanıp biterken ukte kalıyordu içinde. Geçmişi hiç bir zaman unutmayacaktı. "Uyandım." dedi bu aralar ses tonu kendini ele vermiyordu.

''Kahvaltı yapmak istersen hazır canım. Annemde görüntülü konuşacakmış seninle. Hazırlan da gel.'' Rüya duruma şaşırdığı belli bile edemeden gri kapı kapanmıştı. Annesi onun en kıymetlisiydi. Şu ansa bir yabancıydı, bir gün dahi aramalarına geri dönmemişti. Dalgınca yerinden kalkıp üzerindeki pijamayı çekiştirdi. Odanın içinde bulunan banyoya yürüdü. Apartman dairesinde olmayan banyo dubleks villa da kaliteli bir yaşam sürmesini sağlayabiliyordu. Kısa bir duşun ardından odada bulunan grimsi dolaba yaklaşarak kısa eteğini ve salaş gömleğini çıkardı. Bu gün Atıf'la da buluşacaktı. Çünkü geçen hafta sözleşmişti. Fakat Atıf attığı mesaja cevap vermemişti, sadece gidip bekleyecekti. Odada üzerini giydikten sonra telefonunu eteğinin yan cebine koydu. Kısa bir kahvaltı, az bir sohbet ve sonrasında sahil kenarında Atıf'ı beklemek. Tüm planı bundan ibaretti.

Odadan çıkıp aşağı kata inmek için merdivenleri kullandı. Evin büyük olması Rüya'nın işine geliyordu, en azından ablasıyla ve pek tanımadığı eniştesiyle yan yana gelmek zorunda kalmıyordu. Geniş salonu geçip ablasının yanına mutfağa girdiğinde gelen sesin annesi olduğu anladı. Bir adım duraksasa da yoluna devam etti. Bir karar almıştı kendi için sadece yaşamak gibi bir karar.

''Anne, Rüya'da geldi.'' dediğinde beyaz sandalyeye oturdu. Annesinin yüzünü küçük ekranda görünce dudağının kenarını ağlamamak için ısırdı. Hala annesi en zayıf noktasıydı. ''Kuzum.'' dediğinde Rüya sadece bakmakla yetindi. Kırılacak hali de kalmamıştı. İnsan gönderdiği gibi de bir kez arardı fakat aramamıştı. ''Nasılsın ?'' Rüya sadece tanıdığı annesine baktı. İyiyim demeyi çok isterdi içinde 'yalnız, mutsuz, çaresiz,kırgın, küskün' daha binlerce sözcük geçerken gülümsedi. ''İyiyim sen ?'' diye sordu. Ama başka yüzüne bakmadı, annesi sordukça kısa kısa cevaplar vermeye devam edip biraz atıştırdı.

Son derece stresli geçen konuşmayı bitirdi. Özlemeye özlüyordu, kırgın olduğu için yeterdi. Ablasından müsaade isteyip dışarı çıktığında öğlenin kavurucu havasına bir süre meydan okudu. Ablasını en son düğünde görmüştü. Şimdi ise onla kalıyordu, Rüya için hayat oldukça garipleşiyordu. Hele ki Atıf'ı ansızın burada görmek bu şehirde bir an düşününce anımsadı. O buralıydı, Furkan öyle söylemişti. Bir aydır denk gelmemesi İzmir'in büyük bir Şehir olmasındandı. Durağa kadar yürürken garipleşen hayatını düşündü. O sırada telefonu çaldığında eteğinin cebinden çıkardı. Arayanın Atıf olmasına, annesinin araması kadar şaşırdı. Telefonu şüpheyle açtı. Acaba yanlışlıkla mı aradı diye aklından geçirmedi değil.

''Nerdesin Kelebek ?'' Rüya aslına ne diyeceğini düşünemedi sonrasında ''Duraktayım. diyebildi. Atıf adresi sorduktan sonra Rüya'ya beklemesini söyledi. Telefon kapandığında Rüya demir oturmalık yere oturdu. Yanından geçen ve oturan bir çok insanı izlemeye fırsat buldu. Aklını dans yerine bu kalabalık şehrin sevilecek bir yanı olmasını umarak izlemeye başladı. Ta ki daldığında yanına oturan Atıf'ı fark etmeyene kadar. Sevilecek bir yanı hala bulamamıştı.

Kelebek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin