Multi Rüya'nın kantinde çizmeye çalıştığı resim :)
"Siyahta beyazın zıttıdır. Ama yanına en çok o yakışır."
4.Bölüm : Atıf nasıl biri ?
Rüya elindeki kağıdı rulo yapıp odasındaki bulunan dolabın camından son kez üzerine baktı. Üzerine giydiği okul kıyafetinin ilk kez yakışmadığını düşünüyordu. Kendiyle barışık bir kızdı ama şu sıralar anlam veremediği duyguların tutsağı olmuştu. Gri rengin hakim olduğu odasından çantasını, kulaklığını siyah yatak örtüsünün üzerinden aldı. Okulların kapanmasına çok kısa bir süre kalmıştı ama yine de gidip ders dinlemek zorundaydı. Odasının beyaz kapısından çıkarken yanaklarına hücum eden kanların kızartmasına izin verdi. Aslında kanların hücum etmesi uykusuzluktandı.
"Annem çıkıyor musun ?" koridordaki gelen sesin kaynağı mutfakta bulaşık yıkayan Neriman Hanım'dan geliyordu. "Evet anne." dedi Rüya. Siyah fırfırlı okul eteğinin üzerine beyaz kısa kollu gömleği geçirdiğinden dolayı beyaz spor ayakkabısını koridorda bulunan ayakkabılıktan aldı. Nisanın başlangıcıydı ama havalar sıcaktı Rüya'da kendini serin hissetmeliydi. Ondan böyle ince giyiniyordu, okuldan sonra gideceği depoda hayli terleyecekti.
"İki dakika bekle annem." Rüya iplerini bağlayıp, rulo yaptığı kağıda zarar vermemek maksadıyla elinde muhafaza ederek doğrulmuştu. Neriman Hanım, plastik saklama kabındaki sarma ve poğaçayı verdiğinde Rüya anlam veremeyip gözlerini dikti. "Karşı tarafa ver kuzum gitmeden. Dün sana sahip çıktıkları için teşekkür ettiğimi de söyle." Penyeyi dirseğine kadar sıyıran annesine sadece güldü. Saklama kabındaki ne ara pişirdiğini bilmediği malzemeleri aldı. "Çıkabilir miyim ?" dediğinde Neriman Hanım başını sallayıp gülümsedi.Dün kızının orada olduğunu öğrenen Naci Bey sinirlenip öfke kustuğunda Atıf, söze karışarak 'kızınıza bir şey yapmadık efendim. Tam tersi dışarı da olay olmuştu ben de kızınızı dışarıda bırakmak istemediğim için eve davet ettim. Sizin kızınız varsa bizimde annemiz kardeşimiz var. O yüzden biz nasıl ailemizin başına bir şey gelmesini istemiyorsak, başkasının ailesinin başına da bir şey gelmesini istemeyiz.' demişti. Rüya, ikinci kez minnet borçlu olarak kendini mahcup hissetmişti o durum karşısında.
"Çık kuzum direk okula git. Dans etmeye gitme baban duymasın..." Neriman Hanım anlaşılan her sabah yapmış olduğu rutin konuşmaya başlayacaktı. "Tamam anne okula gidiyorum gitmeyeceğim zaten Furkan'la giderim seni ararım. Senden kocandan izin alırsın." gülerek söylenince "Sanki baban başkası şuna bak hele. Kelebek iyice şımardın." Farkında olmadan kelebek demesine Rüya'yı sitem ettirmeye yetmişti
"Kelebek değilim anne. Kelebeklerin ömrü yirmi dört saat olur. Kelebek olsam şimdiye ölebilirdim. Hala tırtılım ben kelebek olmayı istemiyorum." Kapıyı açıp yanağına öpücük kondurdu.
"Tırtıllık sana yakışmıyor." Neriman Hanım kızına gülerek demişti. Dans etmeye başladığından beri kelebek gibi kozasından çıkıp harikalar yaratan kızına ara da bir kelebek derdi. Rüya sevmezdi bu ithamı ama annesini söylediğinde 'zehir olsa bal diye yutarım' söylemine uyarak kabulleniyordu. Aslında kelebekle bir sorunu yoktu da, dans etmeye başladıktan sonra gruptaki bir kaç kişide arada söylüyordu. Ama ismi vardı Rüya'nın kendine lakap takılmasını sevecek değildi.Annesini kapıyı kapattığında elini yakacak olan saklama kaplarının altını üfledi. Sanki soğutabilecekti ama o denemişti. Karşı kapının ziline basmak için kolunun arasına alarak zile uzunca bastı acaba rahatsız mı ediyordu. Dün onlardaydı, bu gün onlardaydı, sabahın daha yedisiydi saatte ne işi vardı burada. Zaten gece sohbet uzamış, Rüya'da bire kadar onları dinlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek
DiversosSize doğdunuzdan bu yana kadar iki seçenek aşılanmıştı. Ya iyi olacaktın, ya kötü olacaktın. Ya mutlu olacaktın, ya da mutsuz. Kimse size kendi seçeneklerinizi sunmadı. Size hep şunu aşıladılar çocukluktan başlayıp büyüdüğümüz zamana kadar geçen sür...