[Bölüm: 5] Küsme Aşka

522 26 2
                                    

Dünle beraber gitti düne ait ne varsa,bugün yeni şeyler söylemek lazım..

Duygular dalgalar gibidir;gelmesini engelleyemezsin, ama hangisinde sörf yapacağını sen seçersin...

ESİN'DEN

Günaydın, yine gözyaşlarının sel olup aktığı bir gecenin sabahındayım. Yine de yeni güne uyanmaya sebebim çok..

Bazen kapalı bulutların arasından göz kırpan maviliktir umut :)

Umudun bir rengi olsaydı mavi olurdu. Deniz gibi, gökyüzü gibi. Sonsuz.

Bugün gökyüzü ayrı bir mavi, bulutlar ayrı bir beyaz, kalbim ayrı bir aşık..

Bu düşüncelerimden pencereden gelen bir rüzgar esintisinden irkilerek vedalaştım ve hemen pencereyi kapattım. Bir saniye düşününce ben ne diyorum öyle kalbim ayrı bir aşık bu neydi şimdi neyse Esin unutuyorsun bu son sözü..

Bu sabah hava bir başka güzeldi sanki hemen rahat bir şeyler giyerek günlük sabah yürüyüşümü yapmalıydım. Evden çıktığımda Eylem uyuyor olmalıydı.

O uyanmadan eve dönmeliydim. Şimdi ise sokaklarda yürüyordum sahile doğru, sokakta kuşların cıvıltısı, çocukların sesleri hakimdi. Ve sahile o eşsiz güzelliği katan
denize doğru olan bankta oturuyordum,temiz havayı içime çekerek adeta rahatlıyordum. Denizin dalga sesinin verdiği o hoş seste kaybolmuştum. Birden gelen o sese dek.

Küçük bir kız çocuğuydu.

- Abla mendil alır mısın?

İçimden bu kızın burada ne işi olduğu geçiyordu.Üstü perişan haldeydi elinde ise düzinelerçe mendiller vardı. Bu yaşta ki kızın evinde sıcacık yatağında yatıyor olması gerekiyordu ya neyse diyerek çocuğa cevap verdim.

- Tamam alırım. Ama senin burda ne işin var bu saatte annen baban yok mu? senin.

- Şe-şeey-b-be-ben diye kekeliyordu.

- Buyrun mendiliniz. Tanesi bir lira.

- Tamam al bakalım. Ama unutma hayatının geleceği senin elinde. Burda mendil satarak geleceğini kaybetmemelisin.Sana bunu zorla yaptıranlara boyun eğmemelisin tamam mı?

- Şey ben gitmem gerek. Size iyi günler. Teşekkür ederim.

Küçük kız birden hemen yanımdan yok olmuştu, ben saatime bakarken. Saat epeyce geç olmadan eve dönmeliydim.Oturduğum yerden doğrularak eve doğru yol almaya başladım.

Eve gelmiştim, eve geldiğimde Eylem uyuyordu halen. Gürültü yapmadan odama girdim. Hemen duş almalıydım. Duşumu aldıktan sonra dolaptan siyah düz kısa kollu v yaka tişörtümü aldım ve Khaki green pantolonumu alarak giyindiktem sonra odamdan çıkıp mutfağa girdim. Ve kahvaltıyı hazırlamaya başladım.

EYLEM'DEN

Yatakta sağa sola dönerken birden pencereden gelen güneşin ışığından uyandım. Her gecenin bir sabahı varmış. Dün neydi o öyle hemen Esin anlatmalıydı. Hemen yataktan doğrularak elimi yüzümü yıkadım, daha sonra dolaptan geniş yaka
kol detaylı olan Tişörtü ve koyu kot mavi pantolonumu alıp giydikten sonra mutfakta sesin olduğunu farkettim. Anlaşılan Esin mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu. Hemen yanına gittim.

-Esin: Günaydın! uykucu şirinim benim.

- Eylem: Sanada günaydın sabahçıların güneşi.

Sen sabah yürüyüşüne mi çıktın?

- Evet canım. Bir de küçük bir kız cocuğu gördüm halini görseydin o kadar çaresizdi ki..Acıdım o haline. Mendil satıyordu banada alır mısın? diye sormuştu. Bende aldım çocuğa bir tebessüm olsun diye.

SON UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin