[Bölüm: 6] Yeniden Doğuyorum

477 25 5
                                    

Multimedia : Esin

"Her gün yeni bir başlangıçtır...
Derin bir nefes al ve tekrar başla."

"Her insanın bir öyküsü vardır,ama
her insanın bir şiiri yoktur."

ESİN'DEN

Perdeden yansıyan güneş ışığıyla bu günde bir başka doğuyordu sanki. Yeni bir güne uyanıyordum ama dünüm bugünümden farksız değildi. Hep bir karmaşa içerisindeydim. Her günüm dünün bana tekrarıydı sanki. Ama kurduğum düşler hatrına bunlara asla yenilmeyeceğim. Bugün Yeniden doğuyorum. Artık yaşadığım her ne varsa beni hiç bir zaman yıkamayacak. Daima önüme bakıyor olacağım ve daha güçlü umutlarımla yenilenmenin aşamasında oluyor olacağım. Umutlarımın eşiğinde kimsenin beni yıkamayacağı bir benlikteyim artık. Geleceğe dair ne varsa hepsini görünmeyen göz yaşlarımda saklayacağım. Şimdi ise savaşmak için mutlu olmak için 'Bir kez daha' deneyeceğim. Bunu yapmanın ilk eşiğide yataktan kalkmaktan geçiyordu tabi..
Hemen yataktan kalktım elimi yüzümü yıkamak için aynanın karşısındaydım. Yüzümü yıkarken yüzüme sıçrattığım suyun verdiği tepkiyle dün telefonuma gelen mesajı hatırladım.

"Vazgeçme.. Vazgeçmek yenilmektir.. Aşk yenilmez.. Küsme Aşka.."

Biran doğruldum havluyu alıp yüzümü kurularken, aynadaki yansımama bakarak kimdi bu şimdi ne demek istiyordu. Biri benimle oyun mu? oynuyordu yoksa. Yok canım kim napsın ki benimle. Bunu Eylem'e anlatmalıydım o bir şeyler düşünürdü elbet.
Mesajın içeriğine bakacak olursam bir bakıma doğru vazgeçmeyeceğim ama vazgeçmeyeceğim şey Annemden intikamımı almak olucak. Aşka gelicek olursak onda zaman dursun.
Bu düşüncelerimden silkinerek odamdan çıktım bu düşüncelerimi de yenilemem gerekicek anlaşılan ya da bir son vermek. Eylem'in odasına girdim. Ona anlatmalıydım, fikrini merak ediyordum ki birde ne göreyim Eylem yoktu yatağında.
Hayret nasıl olduda erken kalktı bu.

Odama tekrar gittim telefonumu almak için ve hemen Eylem'i aradım çalıyor çalıyor açıldı.
- Eylem sen nerdesin canım?
- Her zaman sen sabah yürüyüşüne çıkıcaksın diye bir kural yok ya bir günde ben yapayım dedim. Neyse gelirim birazdan canısı.
- Tamam görüşürüz canım.

Eylem gelene kadar bende salona geçtim koltuğa attım kendimi. Televizyonu açtım açmasına ama sabah sabah kanallarda da hiç alıcı bir şeyler de yoktu. Televizyonu kapatarak masanın üzerindeki laptopumu aldım her zaman ki gibi hemen köşe yazıma girdim. Adımı gizlediğim yazılara beğeniler yağıyordu. Bu benim için iyi bir şeydi. Hemen yeni birkaç yazı yazmalıydım.

Düşün Esin Düşün Düşün...
Evet sonunda bulmuştum.

''Çatlak bardaktaki suya benzer hayat. Sen içsen de tükenir içmesen de. Artık acı çekmeyi bırak, hayattan tat almaya bak .''

"Eğer bu hayatta illa kıymet bilmek gerekiyorsa, sadece kendi kıymetini bil. Boşver be!
Nasılsa rüya güneşle sona eriyor."

"Her gece uykuya dalınca ölüyorum. Ve her sabah uyandığımda yeniden doğuyorum."

Köşe yazıma yazıları yazma işim bitmişti.
Acıktığımı farkedince hemen kolktuktan kalkıp dolabımdan V yakalı siyah Tişörtümü ve beyaz darpaça pantolonumu alıp giyindikten sonra odamdan çıktım. Mutfağa gidip kahvaltıyı hazırlamalıydım.

Esin mutfakta kahvaltıyı hazırlarken kapıdan gelen anahtar şıkırdılarıyla Eylem'in geldiğini anlamıştı.

-Esin: Eylem!
- Eylem : Efendim.
-Esin : Nerdesin? sen bakim.
- Hiç öylesine yürüyüşe çıktım.
- Öylesine diyorsun yani.
- Evet.
- Şaşırdım yani sabah sabah sen uyurdun.
- Bundan sonra böyle canısı.
- Bundan sonra böyle derken. Ne demek bu.
- Amma soru sordun hâ bu ne böyle başımda. Hem sanane naptığımdan.
- Tamam o zaman sormadım farzedersin Eylem.
- Hemende triplere giriyoruz bakıyorumda. İki dakika şaka yapmama izin vermiyorsun ya.
- Nasıl?
- Gel gel anlatıcam.
- Neyi anlatıcan anlamadım.
- Susta dinle.
Şimdi ben bu sabah erken kalktım dün yaşadıklarımı unutamadığımdan heralde. İşte sabah yürüyüşüne çıktım. Sahile doğru yürüyorum.
-Eeee??
- Sus bi..
- Tamam.
-Nerde kalmıştım heh. Yürüyordum. Sahile geldiğimde Sahildeki banka oturdum. Kimsecikler yoktu sadece bir kaç serseri vardı, ellerinde de galiba bira şişesi.
-Neeeee
- Sus tepkini sonraya sakla.
Sonra bana doğru yaklaştılar işte paran var mı? dediler. Hadi ama güzelim dediler.
Ver şu parayı. Bende yok dediysem nafile tam gitmeye kalkıştığımda önüme geçtiler. Beni ittirdiler. Tam o sırada noldu bil bakalım.
- Immm. Bilmem ki yani. Ayy merak ettim şimdi Noldu?
- Tam o sırada o cafedeki o uyuz çocuk varya.
- Hangi uyuz çocuk Batu mu?
- Batumu derken bakıyorumda adını unutmamışız.
- Ya Eylem abartma istersin hadi sen anlatmaya devam et.
- Tamam. İşte o uyuz çocuk varya bana iftira atan. Seninkinin yandaşı.
- Senin ki derken.
- İşte Batu canım.
- Nerden benim ki oluyormuş.
- Neyse onun o kankası mıdır nedir. Utku tam o sırada bize doğru koşuyordu bize doğru dediysem sabah koşusunu yapıyordu sanırım. Benide mağdur görünce yanıma geldi. Bir sorun mu? var dedi. Bende evet dedim bunlar beni rahatsız ediyorlar. Sonra adamları alıp az ileride bir şeyler diyordu. Sonra bir baktım ki nasıl koşuyorlardı arkalarına bakmadan. Sonra işte yanıma geldi. İyi misin? diye sordu ellerini yanaklarıma koyarak. Bende iyiyim dedim. Teşekkür ettim tabi birde. Hayatımı kurtarmıştı. O an cafedeki çocuktan eser yoktu. Bana gene bir şey yapmadılar demi sana diyordu. Hayır dedim. İyi dedi.
Buralara bu saatte gelme bir daha birdahakine ben olmayabilirim dedi. Düşünebiliyor musun? Esin ya. Bana yardım etmişti içinde demekki birazcık vicdan duygusu varmış. Tenini tenimde hissettim o an. Çok başkaydı. Sonra telefonu çaldı benim gitmem gerekiyor dedi gitti. Sende burada durma hemen hit dedi. Gitti.
Benim galiba o çocuğa karşı bir şeyler oluşuyor içimde.

SON UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin