2.bölüm (veda)

691 47 6
                                    

"Ne saçmalıyorsunuz siz!
Ve ayrıca kimsiniz, bizden ne istiyorsunuz?" diye bağırdı genç adam.

Fakat daha fazla bir şey söyleyemeden telefon üzerine kapanmıştı bile.

Kendi kendine telkinler veriyordu Orhan "Hayır, bunların hepsi bir iftiradan ibaret. Benim Hümeyra'm böyle şeyler yapacak bir kız değil...yapmaz değil mi?"

Kendi kendine soruyor ,yine kendi cevaplıyordu ve nihayetinde yorgunluğun da tesiri ile  uykuya teslim olmuştu genç adam.

YARIN....

"Haydi kızım, acele edin. Bu yavaşlıkla gelinsiz bir düğün olacak"

Anneleri'nin bu tatlı sitemlerine kıkrdadı iki kız kardeş.
Ablası gelinlikler içindeki kız kardeşini kendi ekseninde çevirip süzüyordu.

"Barekallah, Allah nazarlardan saklasın. Çok güzel oldun hümeyra!.
Senden daha güzeli yoktur bence.

Ablasının omuzuna bir şaplak attı hümeyra.
"Abla yaa!.. Abartıyorsun. O kadar da değil yani."

"Ne demek okadar da değil.
Seni damat bir görsün bak nasıl hayran kalacak"

Az zaman sonra annesi nurdan hanım içeri girdi. Kızını görünce , burukca bir tebessum yolladı kendine bakan gözlere . kucakladı yavrusunu kokusunu hissede ede.
Daha sora da damad'ı içeri aldılar.
Sevdiği kadının masumiyeti bir kez daha mest etmişti genç adamı. Yavaş adımlarla helali olan kadına yaklaştı. Yaklaştıkça kalbi gümbür gümbür çarpmaktaydı adeta. Tabi genç kız için de aynı durum sözkonusuydu. Heycandan ellerinin terlediğini hissediyordu.
Orhan yaklaştıkça gelinliğiğini daha bir sıktı farkında olmaksızın. Kalp ritmi dengesizleşmişti şu an. Sanki ilk kez görüyor gibiydi. İstemsizce bir iki adım geriledi.
Genç adam tamamen yaklaştığında genç kızın başından tutup alnını öptü.
"Çok güzel olmuşsun hanım"

"Sende...sende..."
Devamını getiremiyordu hümeyra.

"Sen de...ne hümeyra?"

"Şey olmuşsun işte...şey"

Gözlerinin içine baktı genç kızın. Sonra kulağına doğru egilerek fısıldadı.
"Utanma karıcım! Ben senin kocanım"

'Anlaşılan kurtuluşum yok' diye düşünürken genç kız, o esnada kapı açılı verdi.Gelen azize hanımdı.
"Hadi yavrularım , geç kalıyoruz. Üstelik düğünden hemen sonra gidip resmi nikah kıydıracaksınız daha."

Peki anlamında başlarını salladı ikisi de.

'Sonunda kurtuldum' diyerek çaktırmadan bir 'oh!' çekti genç kız .

Kına gecesinde olduğu gibi, düğünün de sade yapılmasını istemişti genç kız. Elbette ki yine kadin ve erkeklerin yerleri ayırılmıştı

Ne demişler:
Yolcu yolunda gerek.

Hümeyranın evliliği mutlu geçiyordu. Bu durum her ne kadar birilerinin zoruna gitse de, ailenin ekseriyeti mutluydu.
Evleneli 5 ay oluyordu artık.
Kursta islami dersler vermeye de başlamıştı Hümeyra.
Bu günkü konuları güzel ahlak üzerineydi.

Sohbet devam ederken hocalardan biri böldü sohbeti.
"Hocam , kusura bakmayın bölüyorum. Ama bir bayan mutlaka sizinle görüşmek istediğini söylüyor."

"Peki, geliyorum inşallah."

Müsade aldıktan sonra, diğer hocanın peşi sıra çıktı genç kadın.

"Nerede beni çağıran hanımefendi?"

Karşıdaki ağacının yanına işaret etti diğer hoca.
"Bakın, işte orada!"

Şaşırmıştı genç kız. Görümcesi neden gelmişti ki acaba."
"Hayırolsun ,inşallah" diyerek , yanına vardı Meryem'in.
Herzamanki'nin aksine bu gün ona karşı gülüyordu görümcesinin yüzü. Hümeyra da tebessüm etmeden geçemedi.
"Hoşgeldin abla! Beni çağırmışsın acilen. Yoksa kötü bir şey mi oldu?"

"Hayır, meraketme bir şey olduğu yok."

Hümeyra bir görümcesine, bir de onun koluna şefkatle dokunan eline baktı. Ne olmuştu da bir anda degişivermişti bu kız. Oysaki daha düne kadar onu her gördüğünde iğrenç bir şeymiş gibi bakıması Hümeyranın dikkatinden kaçmıyordu.

"Ben şey için gelmiştim.. şey için...Geçen size geldiğimizde anahtarımı unutmuşum. Malum, bu gün annemler de memlekete gittiler. Yani anlayacağın dışarıda kaldım. Acaba sizin evin anahtarını verebilirmisin, kendi anahtarımı alayım?

Hümeyra :
-Öyleyse bizde kal

Meryem:
-Hayır olmaz öyle şey. Siz yeni evlisiniz. Üstelik ben sadece kendi evimde rahat edebiliyorum.

Daha fazla üstelemedi Hümeyra. Çünkü kendisi de başkasının evinde rahat edemeyen biriydi.Bekle berber çıkarız der ise, 5 saat kadar daha burada kalcaktı. Kızı da bekletmiş olurdu.
'Kızın acelesi olabilir'
diye düşündü.

"Peki!.. sen bilirsin. Bu evin anahtarı.Ama eğer bir ihtiyacın olursa lütfen çekinme olurmu."

"Tamam sen hiç merak etme. Öyle bir şey olsa ben zaten ararım. Bu arada anahtar için de sağol".

"Önemli değil "

Anahtarı alırken daha şimdiden şeytani fikirlerini tasarlamıştı bile Meryem.
Sinsice gülümsedi.
"Siz görün bakalım. Bir kaç güne ne fırtınalar koparacağım ben"

2 gün sonra , cumartesi...

Orhan bir yandan düğmelerini iliklemeğe çalışırken diğer yandan da eşi Hümeyra ile konuşuyordu.

"Gönlüm isterdi ki gitmek yerine seninle vakit geçireyim. Ama biliyorsun her ay mutlaka ayın son cumartesi'si o toplantıya katılmam gerekiyor.

Hümeyra kocasının yanına vardı. Bir yandan yapmayı bir türlü beceremediği düğmelerini iliklerken diğer yandan da cevap veriyordu

"Elbetteki gideceksin. Sonuçta bu senin işin. "

Karısını kollarından kavrayıp kendine yaklaştırdı.
yüzünü avuçları arasına aldığında çok solgun olduğunu farketti.

"Neyin var senin ? Yüzün de solgun görünüyor. Ben en iyisi arayıp , toplantıya katılamayacğımı bildireyim. Seni de hastahane'ye götürürüz. Sonra önemli bir şey çıkmasın. Bu şekilde aklım sende kalacak"

Kendini biraz halsiz hissediyordu Hümeyra. Fakat hastaneye gitmeyi gerektirecek bir durum olduğunu düşünmüyordu.

"Hayır gerek yok, önemli bir şey değil. Az dinlensem geçiverir.Bu sıra çok yoruldum, bitap düştüm ondandır bu halim. Üstelik benim yüzümden işlerini aksatmana gönlüm hiç razı olmaz. Ayrıca 2 güne geleceksin. Yani telaşeye gerek yok."

Bu konuda ne kadar ısrar etse de ikna edememişti genç adam. Kırgın bir şekilde de olsa kabullendi eşinin söylediklerini

"Peki ,sen bilirsin" demek zorunda kaldı

Hümeyra, kocasının kırıldığını farketmişti. Ama kendisi yüzünden işlerini ihmal etmesine de gönlü razı gelmezdi...

İki yar sardı birbirini.
Bir daha kavuşamayacakmış gibi...

Her biri diğerinin çekti kokusunu.
Bir daha alamayacakmış gibi...

Aşkla bakan gözler kenetlendi.
Bir daha bakamayacakmış gibi...

Hasretle temaşa ettiler sûretlerini.
Bir daha göremeyecekmiş gibi...

Yeni bölümde görüşmek üzere..
Allah'a emanet olun.

Yorum ve vote lütfen!!





YARE-İ FUAD (KALP YARASI) #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin